"Giderek kısırlaşıyoruz"
İstanbul Aydın Üniversitesi Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu ve Sabah Gazetesi Ekonomi Müdürü Şeref Oğuz'un konuk olduğu programda Saraçoğlu, yeni nesillerle ilgili tehlikeyi gündeme taşıdı.
Transgenik
tohuma geçiş var. Bu GDO olarak Türkiye'de biliniyor. Bir de hibrid
teknolojisini uyguladılar. Bu insanlar biliyorlardı ki: Bunlar da biz
verimi yüzde 80 arttırıyoruz. Çünkü söylemleri şudur: "Dünya açlıkla
savaşacak." Neden çünkü tarım alanları 1. Sınıf tarım alanları
daralıyor, ne oluyor ? Yüksek verimli tohumlara ihtiyacımız var. Ne
oluyor? İşte GDO'lu dediğimiz transgenik tohumlar… Benim de çalıştığım
Viyana Teknik Üniversitesi'nde fareler üzerinde yapılan deneylerde-ki bu
2008'de açıklandı- bunlara GDO yedirildi. 3. Nesilden sonra görüldü ki
bu fareler kısırlaşıyor.
"ÇÖP YİYORUZ!"
Türkiye'de
hibrid tohumlara geçiş yapıldı. Ben hibridi destekliyorum. Ancak
doğanın kendisi de hibrid yapıyor. Ne yapıyorsunuz? İki farklı domates
türünü bir araya getiriyorsunuz, bunu hibridleştiriyorsunuz. Resmen
döllüyorsunuz, biri erkek biri dişi gibi. Genetik yapısına müdahale
etmiyorsunuz. Ancak önemli bir nokta var. Tarım alanları tüm dünyada
daraldığı için bakın burada gıda kontrolü var. Bu Türkiye'ye özgü değil.
Bütün dünyada gıdayı kontrol etmek istiyorlar. Ne yaptılar? Yüzde 80
verimli tohum üreteceğiz dediler. Transgeniklerde de bu böyle, hibrid
tohumlarda da bu böyle. Yani yüzde 80 verimi artırıyorsunuz. Doğa
kanunlarına aykırı. Yüzde 80 verimliliği artıracaksınız, içindeki etkin
maddeler de yüzde 80 artacak. Yok böyle bir şey! Siz verimliliği
arttırdığınız zaman içindeki vitaminler, mineraller ve bizleri
hastalıklara karşı koruyan ve önleyen etkin maddeleri yüzde 80
düşürüyorsunuz. Bizi kansere karşı koruyan maddeler azalıyor. Çöp
yiyoruz. Bu eksiklik gıda takviyelerini Avrupa'da ve ABD'de beraberinde
getirdi.
"MS VE ÇOCUKLARDA ASTIM VAKALARI ÇOĞALDI"
MS
adı sanı duyulmayan bir hastalıktı. Beyinde lezyon oluşması sonucu çok
hızlı ilerleyeni de var yavaş ilerleyeni de. Erkeklerde sperm sayısı,
kadınlarda yumurta kalitesi bozukluğu ve sayısının düşüklüğü, kanserde
namütena-i bir artış var. Yeni nesil çocuklar astım ve alerjiyle karşı
karşıyalar. Sera ürünü denince sadece kapalı alanda domates, patlıcan,
biber seralarından bahsedemeyiz. Balık seraları var. Denizde belli bir
yer kapatılıyor. Burada somon gibi envai çeşit balıkları
yetiştiriyorsunuz. Patatesteki patatin ile bunlar zengin olarak
besleniyor. Patatin alerjendir. Somona özellikle bu çok veriliyor.
Visilin mesela.. Baklagil ve tahıllarda bu genelde var. Siz bunu hibrid
yaptığınız zaman visilin açığa çıkıyor. Balıklara, insana yediriyorsunuz
ve kanser tetikleniyor. Tavuklar daracık kümeslerin içinde. Sütünü
sağdığınız inekler kapalı mekanlar içinde. Günyüzü görmezler. Bu
hayvanlar stres altında. Kortizol ve adrenalin hormonu yüksek, seratonin
hormonu seviyesi düşüktür. Bu tür hayvanların etini, sütünü tüketmek
sağlıklı bir şey değil. Bu hayvanların memelerine vantuzlar bağlanıyor
ve makine gibi bakılıyorlar. Ona canlı itibarı gösterilmiyor.
"KANSER YÜZDE 300 ARTTI"
Kanser
yüzde 300 arttı. Alerjik astımı olmayan çocuk yok gibi bugün. Anne
babalar çocuklarının alerjik astım krizlerinden şikayet ediyorlar.
Neden? Tükettiğimiz gıdalardan. Sadece bu olay sebze-meyve meselesi de
değil. Gıdaların raf ömrünü uzatabilmek için, onun taze görünmesini
sağlamak için ne yapıyorsunuz? İçerisine bir sürü katkı maddesi
koyuyorsunuz. Bunlar da tabii ki rahatsızlıkları tetikliyor.
Sitemiz yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm haklarının sahibidir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.