radyobir
radyobir

ABD-PYD ilişkileri ve 'kırmızı çizgiler'

Suriye'de, Türkiye sınırındaki Tel Abyad kentinin Kürt Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) askeri kanadı Halk Koruma Birlikleri'nin (YPG) de içinde bulunduğu muhaliflerin kontrolüne geçmesi, ABD-PYD ilişkilerini yeniden gündeme getirdi. Zira Ankara Suriye Kürtlerinin; Afrin, Kobani ve Cezire kantonlarını birleştirerek, ülkenin kuzeyinde Irak sınırından Hatay'a uzanacak bir özerk bölge oluşturmasını istemiyor.

27 Haziran 2015 12:43 | Kategori: Dış Politika

PYD güçlerinin Tel Abyad'a girmesinde, ABD öncülüğündeki koalisyonun kentin güneyinde Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütü mevzilerini bombalaması da önemli rol oynadı.

IŞİD'in hafta içinde Kobani ve Haseke'ye saldırmasının ardından, örgüt militanları ile PYD güçleri arasındaki çatışmalar yoğunlaştı. Koalisyonun Suriye Kürtlerine destek düzeyi daha da önem kazandı.

Hürriyet gazetesi Pazartesi günü, Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nın devletin zirvesi için hazırladığı Tel Abyad ile ilgili değerlendirmesine ulaştığını bildirmişti. Habere göre raporda, "Türkiye, IŞİD ile mücadeleyi her platformda sürdürecek. Aynı zamanda da PYD'nin Suriye ile ilgili kırmızı çizgileri aşmasına göz yumulmayacak" ifadesi yer alıyordu.

Türkiye'nin "kırmızı çizgileri"; PYD'nin Esad rejimi ile işbirliği yapmaması, Suriye'nin toprak bütünlüğüne aykırı hareket etmemesi, Suriye'nin geleceğine tüm ülke halkının birlikte karar vermesi ve PYD'nin bunun dışında kalmaması.

Dışişleri Bakanlığı'nın yalanlamadığı değerlendirmede, "ABD, Türkiye'nin Tel Abyad başta olmak üzere Kuzey Suriye'deki Kürt bölgesine ilişkin görüş ve isteklerine açık destek veriyor" ifadesi yer alıyor.

'ABD tam destek vermez'

BBC Türkçe'ye konuşan Washington merkezli düşünce kuruluşu German Marshall Fund'dan Türkiye uzmanı Joshua Walker, "ABD hükümetinde de çalışmış biri olarak şunu söyleyebilirim: Biz asla tam destek vermeyiz" diyor.



Geçmişte ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'nde ve Amerikan Dışişleri Bakanlığı'nın Türkiye masasında da çalışan Walker'a göre, Türkiye ABD'nin çok güçlü bir müttefiki olsa da, iki ülke arasında perde arkasında bazı görüş ayrılıkları var:

"Görüş ayrılıkları özellikle bizim Kürt güçleri hangi düzeyde desteklediğimiz ve Türkiye'nin oynamasını istediğimiz rolle ilgili. ABD'nin, Türkiye'nin çıkarlarına aykırı hareket edeceğini düşünmüyorum. Ancak Türkiye'nin, özellikle muharabe alanında savaşanlara, özellikle de Kürt güçlerine, destek olma konusunda daha fazlasını yapmasını istediği kanaatindeyim.

"Türkiye'nin geçen yıl Kuzey Irak güçlerinin topraklarından geçmesine izin vermesi Kobani'de savaşın sonucunu değiştirdi. Türkiye şimdi ise gelişmelerin tam ortasında olmasına karşın yaşananları seyrediyor, dışarda kalmayı tercih ediyor. Bu tavır, ABD açısından sıkıntılı bir durum. Çünkü Türkiye'nin IŞİD'e bedel ödetebilecek kapasiteye sahip olduğunu biliyoruz."

'ABD'nin eli biraz da mahkum'

BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan ABD'deki Lehigh Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Profesör Henri Barkey de Washington ile PYD arasında doğrudan askeri temas olduğuna dikkat çekiyor.

1998-2000 yılları arasında ABD Dışişleri Bakanlığı'nda da görev yapan ve Politika Planlama Bölümü'nde çalışan Barkey, iki taraf arasındaki işbirliğini şöyle özetliyor:

"ABD, uçakları ve insansız hava araçları (İHA) ile sıkı irtibatta olduğu PYD'yi IŞİD'e karşı destekliyor. Şu ana kadar bölgede PYD'den başka IŞİD'e mağlubiyet tattıracak başka bir güç çıkmadığından, ABD'nin eli biraz mahkum. Ama şimdiye dek elde edilen başarıların önemini görmezden gelmemek lazım. Bunlar son derece önemli. Hem askeri açıdan, hem de psikolojik açıdan. Dolayısıyla bu işbirliğinin devam edeceğini düşünüyorum."



'ABD'de ordunun ve dışişlerinin tavrı farklı'

Peki ABD, PYD'yi siyasi bir aktör olarak görüyor mu?

"Bu çok zor bir soru" diyen Joshua Walker, ABD'de çok sayıda aktör olduğunun altını çiziyor.

Walker'a göre, Amerikan ordusu PYD/YPG'yi cephede birlikte çalışabileceği bir ortak olarak görüyor. Amerikan Dışişleri Bakanlığı ise Türkiye'nin bu konudaki hassasiyetini anlıyor, çok dikkatli davranıyor ve Amerikan ordusu ile sürekli temas halinde.

"Mevcut soruna önce askeri bir çözüm bulunması gerektiğini biliyoruz. Daha sonra siyasi bir çözüm bulunmalı. IŞİD sorunun çözümü de nihayetinde askeri değil, siyasi olacaktır" diye konuşuyor Walker.

'PYD, politik aktör olarak görülemez'

Profesör Henri Barkey'e göre ise ABD'nin PYD'yi bölgede politik bir aktör olarak görmesi ise imkansız. Barkey bunun, Suriye'nin geleceginin çok muallak olmasından kaynaklandığını belirtiyor. "Yine de Kürtlerin gelecekte Suriye'de nüfuzlarının olması kesin. ABD ile işbirliği psikolojik olarak onlara çok yardımcı olacak" diye de ekliyor.

Buna karşın ABD, PYD lideri Salih Müslim'e yaklaşık 3 yıldır vize vermiyor. Washington Müslim'in son vize başvurusunu Ocak ayında reddetmiş ve kararın gerekçesini açıklamamıştı. Henri Barkey'nin, ABD'nin kararı ile ilgili görüşü net:

"Müslim'e vize vermemek, sırf Türkiye'ye göz kırpma mı diyelim, Türkiye'nin gönlünü almak için mi yapılıyor diyelim, son derece lüzumsuz bir olay."



Joshua Walker ise mevcut ortamda yetkililerinin vize alması halinde PYD'nin "ABD'nin piyonu" olarak görüleceğini, Washington'un bu sorumluluğu almak istemediğini söylüyor.

PKK, 1997 yılından bu yana ABD'nin "terör örgütleri" listesinde. PYD ise halen bu listede yer almıyor.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Tel Abyad'daki son gelişmelerin ardından, "PYD, YPG ve diğer bazı unsurların bölgedeki Arap ve Türkmenlere yönelik bir göç dalgası meydana getirme arzusu var" dedi. Muhalif Özgür Suriye Ordusu da YPG'nin ele geçirdiği bölgelerde Arapları ve Türkmenleri sürdüğünü iddia etti. YPG bu yöndeki iddiaları yalanladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da daha önce "Tel Abyad'da Arapları ve Türkmenleri uçaklarla vuran Batı, onların yerine terör örgütü PYD ve PKK'yı yerleştiriyor" şeklinde bir açıklama yaptı.



Türkiye'de iktidara yakın bazı yayın organlarında da, PYD'nin kantonları birleştirerek Akdeniz'e ulaşmaya çalışacağı, Irak'taki Kürt petrolüne Türkiye dışı bir güzergâh oluşturulmak istendiği yönünde haberler yayımlandı.

'Türkiye-ABD ilişkileri, Tal Abyad'da da zarar gördü'

Peki Türk-Amerikan ilişkileri, Ankara'nın Tel Abyad'daki son gelişmelere yaklaşımı ile geçen yıl Kobani'de yaşananlar sırasında gözlenene benzer şekilde zarar gördü mü?

"Gördü" yanıtını veren Profesör Henri Barkey, bunun tek nedeninin Türkiye'nin olaya sırf Kürt açısından bakarak ABD'ye karşı son derece sert bir söylem geliştirmesinden kaynaklandığı görüşünde.

"Halbuki Türkiye Kobane'de değişik bir politika izleseydi, bugün PYD-ABD-Türkiye aynı saflarda olacaktı" diyor Barkey ve şu yorumu yapıyor:
" 'ABD etnik temizlik yapıyor, petrolü Akdeniz'e ulaştırmak istiyor' cinsinden söylemler, Türkiye'nin ABD ile ilişkilerine zarar veriyor. Bu hükümetler ve bu Cumhurbaşkanı olduğu sürece zorlanacak Türkiye. Tersini düşünün, eğer ABD hükümeti Türkiye hakkında aynı söylemi kullanmış olsaydı, Ankara nasıl reaksiyon gösterirdi?"

Sitemiz yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm haklarının sahibidir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
YUKARI