Irak'ın başkenti Bağdat'ta Şii lider Sadr yanlısı göstericiler, hükümet binalarının bulunduğu korunaklı Yeşil Bölge'ye geçti. Binlerce gösterici, Başbakan Haydar İbadi'nin ofisi ve parlamento binasını bastı. AFP ve Reuters, güvenlik güçlerinin göstericilere gerçek kurşunlar ve göz yaşartıcı gazla müdahale ettiğini ve onlarca göstericinin yaralandığını duyurdu.

Güvenlik güçlerinin müdahalesinin ardından göstericiler geri çekildi.

Irak Ordusu, Bağdat’ta ikinci emre kadar sokağa çıkma yasağı ilan etti. Akşam saatlerinde Irak devlet televizyonunda yayınlanan haberde, Başbakan Haydar İbadi'nin, Bağdat'ta ilan edilen sokağa çıkma yasağını kaldırma talimatı verdiği belirtildi.

Sadr, ‘barışçıl gösteriler’in devam edeceğini duyurdu. "Eğer gösteriler engellenirse devrim başka bir hâl alır” dedi. Mukteda Sadr, yaptığı yazılı açıklamada, "Soğukkanlılıkla halkını öldüren hükümete lanet olsun. Hükümetin Saddam ve Kaddafi'den farkı nedir? Bunlar göstericileri silah ve göz yaşartıcı gazla hedef aldılar. Ey kahraman halk, sabret.

Terörü, yolsuzluğu, mezhepçiliği ve hizipçiliği sonlandıracak barışçıl devriminizin sonu zaferdir. Barışçıl devrim ve seçiminizi destekliyorum. Devrimcilerin derhal serbest bırakılmasını talep ediyorum ve size zafer diliyorum" ifadelerini kullandı.

Iraklı Şii Din Adamı Mukteda Sadr yanlısı göstericiler, hükümetin yolsuzluk karşıtı reformları gerçekleştirememesi ve güvenliği sağlayamamasından şikâyetçi. IŞİD'in başta Şiilerin yoğunluklu olduğu bölgelere düzenlediği saldırılarda son 10 günde 200'e yakın kişi öldü.

Sadr parlamento baskınının ardından İran’a gitmişti

Bağdat'ta Şiilere yönelik saldırıların ardından 30 Nisan’da Sadr yanlısı göstericiler meclisi basmıştı. Hükümet binalarının bulunduğu korunaklı Yeşil Bölge'yi ihlâl eden Sadr yanlıları meclis binasına girmiş; milletvekilleri ve güvenlik görevlileri meclisten ayrılmıştı.

Protestocular çekilmeden önce Parlamento binasında İran aleyhine slogan atmıştı. Mukteda Sadr Mayıs başında Tahran'a gitmişti. Sadr'a yakın kaynaklar, Şii liderin İran'da evi olduğunu ve bir süre politikadan uzak kalıp dinleneceğini söylerken, başka bazı kaynaklar ise, Sadr'ın Tahran yönetimiyle pazarlığa gittiğini savunmuştu.