Amaç, ABD ve müttefiklerinin Ukrayna işgali sebebiyle Rusya’ya yaptırım uyguladığı bir dönemde artan enerji fiyatlarını kontrol altına almak.

Başkan Biden artan petrol fiyatlarıyla mücadele planı kapsamında yaptığı açıklamada petrol fiyatlarındaki sorunun kökeninin pandemi ve Ukrayna savaşı olduğunu belirtti, ‘’Fiyatlar Putin’in eylemleri sebebiyle artıyor’’ dedi.

ABD Başkanı, petrol arzının arttırılması gerektiğini ancak bazı şirketlerin bunu yapmak istemediğini söyleyerek, Amerikan petrol şirketlerini, halk artan fiyatların etkisini yaşarken rekor düzeyde kar elde etmekle suçladı. Biden petrol şirketlerinin elde ettikleri karı daha fazla petrol üretmek için kullanmaları gerektiğini belirtti.

ABD’nin uzun vadede enerji alanında bağımsız olması gerektiğini vurgulayan Biden Kongre’ye de temiz enerjiye geçişi hızlandırmak amacıyla sunduğu planı onaylama çağrısında bulundu.

Biden’ın bu kararı, petrolün hem ABD içinde hem de dışında önemli bir zafiyet olmayı sürdürdüğü şeklinde yorumlanıyor. Yüksek enerji fiyatları Başkan Biden’ı iç siyasette zorlarken, Rusya’nın Ukrayna savaşında ihtiyaç duyduğu maddi kaynağı da milyarlarca dolar arttırıyor.

Stratejik rezervlerin piyasaya sürülmesi petrol fiyatlarını düşürecek bir baskıya yol açabilir. Ancak Biden daha önce de iki kez stratejik rezervlerden petrolün piyasaya sürülmesi talimatını vermiş; petrol piyasasında anlamlı bir değişiklik gözlemlenmemişti.

Yüksek petrol fiyatları petrol üretiminde anlamlı bir artışla da sonuçlanmadı. Stratejik rezervden petrolün piyasaya sürülmesi arzı artırmanın bir yolu.

Piyasalar Biden’ın kararına hızlı bir tepki verdi. Ham petrol fiyatları varil başına yüzde 3’ten fazla düşerek 104 dolara geriledi. Ancak yine de petrolün varil başına fiyatı geçtiğimiz yıla kıyasla 60 dolar daha yüksek ve dünya ekonomisinin Corona virüsü pandemisinden toparlanmaya başladığı bir dönemde arz, talebi karşılayamıyor.

ABD Enerji Enformasyon İdaresi’ne göre Amerikalılar günde ortalama 21 milyon varil petrol kullanıyor. Bu tüketimin yaklaşık yüzde 40’ı benzinden oluşuyor.

ABD’nin kendi petrol üretimi, ülkedeki toplam kullanımın yarısından fazlasına denk geliyor ancak yüksek fiyatlar şirketlerin pandemi öncesi üretim seviyelerine dönmesine yol açmadı. ABD günde ortalama 11,7 milyon varil petrol üretiyor. Bu rakam 2020 yılı başında 13 milyon varildi.

Cumhuriyetçi Kongre üyeleri sorunun Biden yönetiminin petrol ruhsatlarına ve Keystone XL gibi yeni boru hatlarının inşasına karşı olmasından kaynaklandığını iddia ediyor.

Demokratlar ise ülkenin enerjide Rusya Cumhurbaşkanı Putin’in baskısına ve fosil yakıtlara bağımlılığı azaltabilecek, rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir kaynaklara ihtiyacı olduğunu savunuyor.

Senato’daki Cumhuriyetçiler’in lideri Mitch McConnell bugün Punchball News’da yayınlanan röportajında, "Yönetimin fosil yakıt karşıtı görüşleri bir tür din gibi. Hem ülkemizin hem de dünyanın ihtiyaçlarıyla bağları kalmamış. Bu politika, Başkan’ın neredeyse hiçbir zaman ters düşmediği ağır solcu kesimin güttüğü bir politika. Bu politika değişene kadar sorun yaşamaya devam edeceğiz” dedi.

Biden yönetimi Kasım ayında diğer ülkelerle birlikte stratejik rezervden 50 milyon varil petrolün piyasaya sürüleceğini açıklamıştı. Rusya-Ukrayna savaşının başlamasının ardından, ABD ve 30 ülke, yarısı ABD’den gelecek şekilde rezervlerden 60 milyon varil petrolün daha piyasaya sürülmesi konusunda anlaşmıştı.

Enerji Bakanlığı’na göre, 25 Mart itibariyle rezervde 568 milyon varilden fazla petrol bulunuyordu.