radyobir
radyobir

Cumhuriyet Gazetesi davası başladı...

Cumhuriyet gazetesinin yazar, çizer ve yöneticilerinin aralarında bulunduğu 12'si tutuklu 19 çalışanı, bugün Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde hakim karşısına çıktı. Mahkemede Ahmet Şık'a 'Çocuğunuz var mı' diye soruldu. Şık "Gurur duyduğum bir kızım var" diye cevap verdi. Şık malvarlığına ilişkin sorulan soruyu ise "Tek dikili ağacım kızım" diye yanıtladı.

24 Temmuz 2017 07:40 | Güncelleme :24 Temmuz 2017 12:10 | Kategori:

Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, gazetenin yayın danışmanı Kadri Gürsel, Cumhuriyet Kitap Eki Yayın Yönetmeni Turhan Günay, gazetenin okur temsilcisi Güray Öz, köşe yazarı Hakan Kara, gazetenin çizeri Musa Kart, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyeleri Önder Çelik ve Bülent Utku, Cumhuriyet Vakfı Danışma Kurulu üyesi Avukat M. Kemal Güngör 262, Cumhuriyet Gazetesi muhabiri Ahmet Şık 206, muhasebe biriminde çalışan Yusuf Emre İper ise 106 gündür tutuklu bulunuyor. Cumhuriyet çalışanları hakkında, tutuklandıklarından 156 gün sonra iddianame hazırlandı. Cumhuriyet gazetesinin yazar, çizer ve yöneticilerinin aralarında bulunduğu 12’si tutuklu 19 çalışanı, bugün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde hâkim karşısına çıktı. Davaya İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi bakıyor.

11.42: Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ iddianameyi okudu. İlk olarak eski Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu'nun savunması talep edildi. Murat Sabuncu bazı belgelere, gazete manşetlerine el konulduğu için savunmasının yarına bırakılmasını talep etti, talebi kabul edildi.

11.40: Savunmalara geçildi. Cumhuriyet avukatları süreci özetleyerek başlıyor.

11.30: Kimlik tespitlerinin ardından duruşma başladı. İddianamenin özeti okunuyor.

11.22: Ahmet Şık'a 'Çocuğunuz var mı' diye soruldu. Şık "Gurur duyduğum bir kızım var" diye cevap verdi. Şık malvarlığına ilişkin sorulan soruyu ise "tek dikili ağacım kızım" diye yanıtladı.

11.05 Daha sonra Ahmet Şık'ın aralarında bulunduğu tutuklu 12 sanık içeri alındı. Sanıklar içeri alınırken salonda dakikalarca alkış koptu. Daha sonra sanıkların kimlik tespiti yapıldı. Mahkeme Başkanı Dağ, sanıkların savunma hakkının kutsal olduğunu bu nedenle duruşma düzeninin bozulmaması, görüntü ve ses kaydı alınmaması için izleyicilere uyarıda bulunarak iddianamenin özetinin okunacağını ifade etti. Başkan Dağ, duruşmanın Sesli ve Görüntülü Bilişim (SEGBİS) ile kayda alınacağını da belirtti. 

10.45: İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma, İstanbul Adalet Sarayı'nın C Blok zemin katta yer alan büyük salonlarından birine alındı. Ancak duruşma öncesi, yaklaşık bin 100 avukatın vekalet vermesi içeride izdihama neden oldu. Çok sayıda avukat ve izleyici, salonda sanık sıralarına kadar oturdu. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, toplam 57 avukatın salona alınabileneceğini belirterek duruşmanın başlayabilmesi için sanıklara yer açılmasını istedi. Bunun üzerine bazı sanık avukatları, sanıklar ve gazeteciler için yer açılmasını rica etti. Bazı avukatlar ise duruşmanın daha büyük salona alınabileceğini söyleyerek tepki gösterdiyse de salondan ayrılarak gazetecilere yer açtılar.

KADRİ GÜRSEL'İN OĞLUNA SARILMASINA İZİN YOK

Duruma salonunda Kadri Gürsel'in oğlu Erdem babasına sarılmak için tutukluluların olduğu yere geldi. Jandarma komutanı baba oğulun sarılmasına izin vermedi.
 
DAVA ÖNCESİ BALONLU EYLEM

‘Dışarıdaki Gazeteciler’ adlı inisiyatifin organize ettiği bazı STK’lar bu sabah 09.00’da Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nin önünde dayanışma etkinliği düzenleyecek. Etkinliğe DİSK Basın-İş’in de destek vereceği bildirildi. Türk basınında sansürün kaldırılışının 109 yıldönümüne denk gelen ilk duruşma öncesinde basın meslek örgütleri Cumhuriyet Gazetesi'nin Şişli'deki merkezinden adliyeye yürüdü.
Dava öncesi Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanan çok sayıda gazeteci ve milletvekili, gazetecilere özgürlük sloganları atarak, gökyüzüne balonlar bıraktı. CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, "Bu iddianamenin için aynen bu balon gibi bomboştur" diyerek elinde bulunan balonu patlattı. Cumhuriyet Davası Koordinasyonu adına Beyza Metin yaptığı açıklamada, "Hakikat... Aradığımız şey bu. 150'yi aşkın gazeteci arkadaşımız bu yüzden tutuklu. Tarih boyunca tüm istibdat rejimleri hakikati adalet ve özgürlük arayışıyla buluşturmuş olanlara karşı hep aynı yöntemi uygulamıştır. Bugün ülkemiz en koyu istibdat rejimlerini aratacak bir rejimle yönetiliyor. Halkın haber alma hakkının gasp edildiği, hukukun bir çıkar grubunun emrine amade olduğu, suçun iktidardakilerin ihtiyaçlarına göre tarif edildiği bir rejimle karşı karşıyayız. Cumhuriyet Gazetesi'nin yazarları ve yöneticileri aydınlığın temsilcisidir. İktidar politikaları doğrultusunda aynı başlıkla gazete çıkarmaktan utanmayan onlarca yönetici ve yazar ise karanlığın...Bu ülkenin aydınlık birikimine, karanlığa karşı aydınlığın galebe çalacağına inanıyoruz" dedi. Daha sonra onlarca balon gökyüzüne bırakıldı. Açıklamaların ardından topluluk, duruşmanın yapılacağı İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nin salonuna çıktı.

BASIN ÖRGÜTLERİ DURUŞMAYI İZLİYOR

Uluslararası basın meslek örgütleri de 5 gün sürmesi beklenen ilk duruşmayı izliyor. Duruşma öncesinde adliye önünde yapılan ortak açıklamaya, Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Uluslararası Gazeteciler Federasyonu, Avrupa Gazeteciler Federasyonu, Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi ile PEN International'ın dünyanın dört bir yanından gelen üyeleri katıldı.

Sitemiz yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm haklarının sahibidir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
YUKARI