İki lider başkanlığında parti yöneticilerinin de katıldığı görüşme, Kılıçdaroğlu’nun TBMM’deki odasında yapıldı. Görüşmeye Davutoğlu ile birlikte Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik ile AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı katıldı. Kılıçdaroğlu’na ise CHP Genel Başkan Yardımcıları Haluk Koç, Selin Sayek Böke ve Bülent Tezcan ile CHP Grup Başkanvekili Engin Altay eşlik etti. Kılıçdaroğlu, konuklarını makam odasının girişinde karşıladı ve uğurladı. Yaklaşık 2 saat 15 dakika süren görüşmenin ardından Davutoğlu, beraberinde heyet ile birlikte Meclis’teki makam odasına geçti. 

Davutoğlu’nun, "Başkanın, Başbakanın kim olacağına takılarak konjonktürel tartışma yapmamak gerekir” diyerek "başkanlık” sistem önerilerini ayrıntılı bir biçimde aktardığı görüşmeye, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ilgili diyaloglar damgasını vurdu. Edinilen bilgiye göre, Davutoğlu’nun, "Sayın Cumhurbaşkanı’nı çok sert sözlerle eleştiriyorsunuz, rahatsızız, eleştiri dozunu biraz düşürün” sözlerine, Kılıçdaroğlu, "Sert sözlerle eleştiriyorum çünkü 78 milyonun Cumhurbaşkanı olduğunu düşünmüyorum, tarafsızlığını korumuyor, Türkiye’yi diktatöryal bir noktaya taşıyor” karşılığını veri. AK Parti heyetinden, tek parti dönemi hatırlatması geldi. Kılıçdaroğlu "Ben bugünden söz ediyorum” dedi.

CHP’li Haluk Koç, toplantıdan sonra yaptığı açıklamada, şu bilgileri verdi: "Geçen yasama döneminde TBMM’de Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurulmuştu. Partilerden eşit sayıda vekilin katıldığı bir çalışma grubu. 60 maddelik uzlaşma sağlanmıştı. Başkanlık tartışmaları, yasama ve yürütmeyle ilgili ilerleme sağlanamamıştı. Bu komisyonun canlandırılması önerisi masaya geldi.” Koç, toplumu 12 Eylül darbe yasalarından kurtarmak için mevzuatın ayıklanması konusunda çalışma yapılmasının ele alınan konulardan biri olduğunu kaydetti. Koç, 12 Eylül yasalarının ayıklanması için bir anlayış birliğine varıldığını kaydetti.

Edinilen bilgiye göre, Kılıçdaroğlu görüşmede ODTÜ’de yaşanan gerilimi de gündeme getirdi. Kılıçdaroğlu, "ODTÜ’de yeterince ibadethane var. Burada bir provakasyon var, sanki ibadet özgürlüğüne yönelik bir ihlal varmış gibi, yaşanan bir olayı ODTÜ geneline mal edemezsiniz, bu yaklaşımınızı doğru bulmuyoruz” dedi. Tutuklu gazeteciler konusunu da gündeme taşıyan Kılıçdaroğlu, Can Dündar ve Erdem Gül’ün durumunun kabul edilemez olduğunu belirterek, bu çerçevede yasal düzenleme yapılması gerektiği teklifini Davutoğlu’na iletti. Davutoğlu’nun da, "bence de tutuklu yargılama yapılmaması gerekir” dediği öğrenildi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, başkanlık sistemiyle ilgili etiket, tabela düzeyindeki tartışmaların önensiz olduğunu, içeriğe odaklanılması gerektiğini ilettiklerini belirterek şunları söyledi: "Asıl odaklanılması gereken Türkiye’de temel hak ve hürriyetleri, yargı bağımsızlığını, kuvvetler ayrılığını gerçek anlamda sağlayacak, parlamentonun özne ve halkın devletin sahibi olmasını sağlayacak bir anayasanın ortaya çıkması; biz bunun başkanlık sistemiyle mümkün olacağını söyledik, onlar ise parlamenter sistemle, Bu iki sistemden hangisinin bunları sağlayacağı konusunda karşılıklı tartışmak istiyorum. Mevzuatımızdan darbe hukukunun temizlenmesi konusunda da bir mutabakat çıktı, Adalet Bakanlığımızın yaptığı çalışma CHP ile de paylaşılacak.”

CHP Genel Başkan Yardımıcısı Haluk Koç, Kılıçdaroğlu’nun torba yasa uygulamasından şikayetçi olduğunu Davutoğlu’nun da Kılıçdaroğlu’nu desteklediğini kaydetti.

Koç, görüşmede, TBMM İçtüzüğü ile ilgili çalışmaların da gündeme geldiğini belirterek, "Tabii ki yasama görevi yanında denetim görevi de var. İsmi üzerinde parlamento, bir tartışma ortamı. Bu işlevlerini sürdürürken yasama gücünün de daha kuvvetlendirilmesi için iktidar partisinin bazı önerileri oldu. Bir İçtüzük çalışması var, hatırlayacaksınız. Bu İçtüzük çalışmasının, o komisyonun çalışmalarına devam etmesi önerildi” dedi. AB uyum yasalarına ilişkin de görüş alışverişinde bulunulduğunu kaydeden Koç, "Bilhassa vize muafiyeti konusunda zaman tahditli olarak da Türkiye’nin önünde bulunan bir takvim var. Daha önceki süreçlerde de CHP, AB ile ilgili getirilen tüm reform paketlerine olumlu oy kullanmıştır.

TBMM’ye gelecek olan bu şekilde reform paketinde de CHP desteğini tabii ki sürdürecek. Paket geldikten sonra tespit, eleştiri ve uyarılarını yapabilir ama burada yapıcı rolünü daha önce oynadığı gibi oynamaya devam edecek” dedi. Koç, gazetecilerin "Sayın Başbakan size başkanlık sistemini anlattı mı?” sorusuna "Başkanlık sistemi ile ilgili bizler kendi pozisyonumuzu koruyoruz, herhalde onlar da kendi pozisyonlarını koruyorlar” karşılığını verdi. Gazetecilerden "Anlattılar mı size?” sorusunun gelmesi üzerine ise "Net bir açıklama yok” ifadesini kullandı.

"Başbakan model önerdi mi, başkanlık sistemine geçilmesiyle ilgili?” sorusuna da Koç, "Hayır. kendi düşüncelerinin bu şekilde olduğunu ama o şeklin çerçevesi gelmediği için açıklamak durumunda değilim. Onu kendisi değerlendirir” yanıtını verdi.  Koç, "Yeniden bir araya gelecek misiniz?” sorusunu ise, "Şimdiye kadar Türkiye’de hükümet olan iktidar partisi ile muhalefetin arasında bir bariyer, bir görüşmemezlik vardı. Siyasetin zaman zaman kendi iç doğası olarak sertleştiği dönemler olur ama paylaşmak, diyalog çerçevesini zorlamak bence gelişmiş bir demokrasinin temel şartlarından biri. Sayın Başbakan burada iyi niyetini ortaya koyuyor. Sayın Kılıçdaroğlu da zaten diyaloğa açık. Ama biz kendi pozisyonumuzu, kendi ilkelerimizi ve kendi gerekçelerimizi koruyarak bu diyaloğa kapalı değiliz” sözleriyle yanıtladı. Koç, Kılıçdaroğlu’nun tutuklu gazetecilerle rahatsızlığını görüşmede bir kez daha dile getirdiğinin altını çizdi.