radyobir
radyobir

İşgal altındaki Ukrayna'da Referandumların anlamı ne?

Ukrayna'da işgal altındaki dört bölgenin Kremlin tarafından düzenlenen referandumlarda Rusya'nın bir parçası olup olmamak için oy kullanmaya başlaması, Moskova'nın yaklaşık yedi aydır devam eden savaşı daha da tırmandırarak bu bölgeleri ilhak etmesine zemin hazırlayacak.

25 Eylül 2022 09:54 | Güncelleme :25 Eylül 2022 10:06 | Kategori: Avrupa

Ukrayna ve Batılı müttefikleri oylamaları gayrimeşru olarak niteliyor; özgür ve adil olmadıkları gerekçesiyle reddederek hiçbir bağlayıcılıkları olmayacağını savunuyorlar.

Referandumlar neden yapılıyor?

Kremlin bu taktiği daha önce de kullanmıştı. 2014 yılında Ukrayna'nın Kırım bölgesinde alelacele bir referandum düzenlemiş ve bu referandum da Batı tarafından yasadışı ve gayrimeşru olarak kınanmıştı. Moskova bu oylamayı Karadeniz kıyısındaki yarımadayı ilhak etmek için bir gerekçe olarak kullanmış ve bu hamle dünyanın çoğu tarafından tanınmamıştı.

Ukrayna'nın Donbas olarak bilinen doğu sanayi merkezini oluşturan ayrılıkçı Luhansk ve Donetsk bölgelerindeki yetkililer, bu hafta aniden Rusya'ya katılma referandumlarının yapılacağını duyurdu. Güneydeki Herson ve Zaporijya bölgelerinde Moskova’nın desteklediği yetkililer de oylama çağrısında bulundu.

Bu hamleler, Moskova ve ayrılıkçı yetkililerin referandumlar konusunda aylardır verdikleri ve savaş alanındaki değişimleri yansıtan çelişkili sinyallerin ardından geldi.

Kremlin'in Donbas bölgesinin tamamını hızlı bir şekilde ele geçirmeyi umduğu yaz aylarında, yerel yetkililer referandumların Eylül ayında düzenlenmesinden bahsediyordu.

Rus birlikleri ve yerel ayrılıkçı güçler Luhansk bölgesinin neredeyse tamamını, Donetsk bölgesinin ise yüzde 60'ını kontrol altına almış durumda. Rusya'nın doğudaki taarruzunun yavaş ilerlemesi ve Ukrayna'nın Herson bölgesindeki bölgeleri geri alma çabaları Moskova'daki yetkililerin oylamayı Kasım ayına ertelemeyi düşünmelerine neden oldu.

Kremlin'in planları, bu ay Ukrayna'nın yıldırım hızıyla başlattığı karşı taarruzun Rus birliklerini kuzeydoğudaki Harkiv bölgesinin geniş alanlarından geri çekilmeye zorlaması ve Kiev güçlerinin daha fazla kazanım elde etme olasılığı nedeniyle yeniden değişti.

Gözlemciler, Kremlin'in ele geçirdiği bölgeleri Rusya'ya katmak için hızla harekete geçerek Ukrayna'yı karşı saldırıyı durdurmaya ve mevcut işgal bölgelerini kabul etmeye ya da yıkıcı bir misillemeyle karşılaşmaya zorlamayı umduğunu söylüyor.

Oylamanın yapılacağı bölgelerde neler oluyor?

2014 yılında Kırım'da yapılan oylama, sakinlerinin çoğunun Moskova yanlısı olduğu yarımadayı ele geçirmelerinden kısa bir süre sonra, Rus askerlerinin yakın gözetimi altında yapılmıştı.

Donbas'ın büyük bölümünü 2014'ten bu yana kontrol eden ayrılıkçılar uzun süredir Rusya'ya katılma konusunda baskı yapıyor ve muhalefete çok az tolerans gösteriyorlar.

Hatta isyan patlak verdiğinde ayrılıkçılar hızla referandumlar düzenleyerek çoğunluğun Rusya'ya katılma yönünde oy kullanmasını sağladılar ancak Kremlin bu sonucu görmezden geldi.

Kırım'ın ilhakından haftalar sonra iki bölge Ukrayna'dan bağımsızlıklarını ilan ederek sekiz yıl süren çatışmaları tetiklemiş ve Cumhurbaşkanı Vladimir Putin de bu bölgelerde yaşayanları korumayı, geçen Şubat ayında işgali başlatmak için bahane olarak kullanmıştı.

İşgalin ilk günlerinde Rus birliklerinin ele geçirdiği güney bölgelerinde Rusya karşıtı duygular güçlü. Yüzlerce Kiev yanlısı aktivist tutuklandı ve birçoğu işkence gördüklerini iddia etti. Diğerleri zorla sınırdışı edildi ve binlerce kişi kaçtı.

Rus güçlerinin Herson bölgesine ve Zaporijya bölgesinin bir kısmına girmesinden bu yana, Moskova tarafından atanan yetkililer, Ukrayna’nın televizyon yayınlarını keserek yerine Rus programlarını koydu. Bölge sakinlerine Rus pasaportu dağıttılar, para birimi olarak ruble uygulamasını başlattılar ve hatta Rusya'ya dahil olmalarının önünü açmak için Rus araç plakaları verdiler.

Moskova’nın atadığı yönetimler, yerel yetkilileri öldüren, seçim merkezlerini ve diğer hükümet binalarını bombalayan ve Ukrayna ordusunun kilit altyapıyı hedef almasına yardımcı olan Ukrayna direniş hareketi üyelerinin sık sık saldırılarına maruz kaldı.

Oylamanın meşruiyeti hakkında neler söyleniyor?

Beş gün sürecek referandum oylaması, bağımsız gözlemcilerin yokluğunda gerçekleşecek ve sonuca hile karıştırmak isteyenlere büyük fırsat sunacak.

Referandumlar bu hafta başında açıklandığında Batı ülkeleri hemen meşruiyetlerini sorguladı. ABD Başkanı Joe Biden ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz referandumları düzmece olarak nitelendirirken, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da referandumların "hiçbir hukuki sonucu olmayacağını" söyledi.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski de bunları halkın dikkatini dağıtmaya yönelik "kuru gürültü" olarak nitelendirdi.

Rusya'nın askeri seferberliğinin konuyla ilgisi ne?

Referandumların duyurulmasından bir gün sonra Putin, Ukrayna'daki güçlerini takviye etmek için yedek askerlere kısmi seferberlik emri verdi. Putin ayrıca Rus topraklarına herhangi bir saldırıyı savuşturmak için nükleer silah kullanmaya hazır olduğunu açıkladı.

Savunma Bakanlığı, Rusya'nın İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk kez gerçekleştirdiği seferberlik kapsamında, daha önce askeri deneyimi olan yaklaşık 300 bin yedek askerin çağrılmasının planlandığını açıkladı.

Ancak gözlemciler Putin'in kararnamesinin ordunun ihtiyaç duyması halinde bu sayıyı arttırmasına izin verecek kadar geniş kapsamlı olduğunu belirtiyor. Bazı haberlere göre kararnamenin gizli bir bölümünde Kremlin'in hedefi 1 milyon asker toplamak.

Kremlin, hoşnutsuzluğu körüklemekten ve Putin'in destek tabanını aşındırmaktan çekindiği için uzun zamandır böylesine popüler olmayan bir adım atmaktan kaçınıyordu.

Ukrayna'nın son karşı saldırısı, Rusya'nın 1000 kilometrelik cephe hattını, mevcut sınırlı gönüllü gücüyle kontrol edemeyeceğini ortaya koydu. Askeri uzmanlar, yeni çağrılan yedek askerlerin savaşa hazır hale getirilmesinin aylar alacağını söylüyor.

Putin’in nükleer tehdidinin referandumla bağlantısı var mı?

Putin yeni küçük düşürücü yenilgilerden kaçınmanın yollarını ararken, 21 Eylül’de ülke topraklarını korumak için nükleer silah kullanmaya hazır olduğunun sinyalini verdi ve Ukrayna'yı, Rusya'nın bir parçası olmaya hazırlanan bölgelere saldırılarını durdurması konusunda açıkça uyardı.

Gözlemcilere göre Putin'in bu tehdidi, Ukrayna ve Batılı destekçilerine çatışmayı dondurmaları ya da nükleer bir çatışmaya kadar tırmanabilecek bir gerilimle karşı karşıya kalmaları konusunda etkili bir ültimatom.

Rus askeri doktrini, "devletin varlığını tehdit eden" nükleer bir saldırı ya da konvansiyonel silahların kullanıldığı bir saldırıya karşılık olarak nükleer silahlarının kullanılmasını öngörüyor. Ancak Putin'in son açıklaması bu silahların kullanılmasının eşiğini daha da düşürdü.

Putin'in başkanlık ettiği Rusya Güvenlik Konseyi'nin başkan yardımcısı Dimitri Medvedev 22 Eylül’de tehdidin dozunu arttırarak, Ukrayna'nın dört bölgesinin alınmasının ardından Moskova'nın bu bölgeleri savunmak için "stratejik nükleer silahlar dahil her türlü Rus silahını" kullanabileceğini söyledi.

Kıtalararası balistik füzeler ve uzun menzilli bombardıman uçaklarını içeren stratejik nükleer güçlerden bahsedilmesi, Rusya'nın savaşın tırmanması durumunda sadece Ukrayna'yı değil, ABD ve müttefiklerini de nükleer silahlarla hedef alabileceğine dair bir uyarı.

Zelenski ise nükleer tehditleri palavra olarak nitelendirdi ve işgal altındaki tüm toprakları özgürleştirme sözü verdi.

Sitemiz yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm haklarının sahibidir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
YUKARI