ABD'nin başkenti Washington'da, Türkiye dâhil toplam 68 ülkenin dışişleri bakanlarını bir araya getiren "IŞİD'le Mücadele Küresel Koalisyonu Dışişleri Bakanları Toplantısı", ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ın açılış konuşmasıyla başladı. Türkiye'yi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun temsil ettiği toplantı ABD Dışişleri Bakanlığı binasında yapılıyor.

Açılış konuşmasında Suriye ve Irak'taki son duruma ilişkin bir değerlendirme yapan Tillerson, IŞİD'in, "İslâm'ın bozulmuş bir versiyonu üzerinden kitlelere yanlış mesajlar gönderdiğini" ve IŞİD'le mücadelenin aynı zamanda bu mesajla da mücadele olduğunu vurguladı.

Tillerson, "Ortadoğu'da bizi zorlayan birçok meydan okuma olduğunu biliyoruz; ancak IŞİD'i yenmek ABD'nin bölgedeki 1 numaralı amacıdır" diye konuştu. Bölgede birçok öncelikleri olduğunu ancak IŞİD'le mücadelenin hepsinin önünde olduğunu anlatan Tillerson, bu amaç yolunda gerekli tüm adımları atacaklarını belirtti. 

IŞİD'le mücadelede artık yeni bir aşamaya geçildiğini vurgulayan ABD Dışişleri Bakanı bu süreci, "askeri güç yoluyla IŞİD'in bölgesel olarak ortadan kaldırılması" şeklinde nitelendirdi.

Tillerson ayrıca, IŞİD'e karşı mücadelede geçici güvenli bölgeler oluşturarak mültecilerin tekrar evlerine geri dönmelerini sağlamayı amaçladıklarını ifade etti. Güvenli bölgeler konusunda detaya girmeyen Tillerson, Suriye ve Irak'taki insani durumun düzeltilmesi noktasında çok çaba göstermeleri gerektiğine işaret etti.

Tillerson, IŞİD'in kendi yanlış mesajını sanal alem üzerinden dünyanın her yerine ulaştırmaya çalıştığını, bunu engellemek için IŞİD'le sahada olduğu kadar sanal alemde de savaşılması gerektiğine dikkat çekti. IŞİD'e karşı mücadelede örgüte katılan yabancı savaşçıların tanımlanması ve önlenmesi, IŞİD'in finansal desteğinin kesilmesi, propagandalarının önüne geçilmesi ve IŞİD'den kurtarılan bölgelerde istikrarın sağlanması gerektiğini vurguladı.

"4'te 3'ünü ABD sağlıyor"

IŞİD'e karşı savaşan yerel güçlere verilen askeri kapasitenin yüzde 75'inin ABD, kalan yüzde 25'inin ise koalisyonun diğer üyeleri tarafından sağlandığını da kaydeden Tillerson, sahada daha fazla askeri imkâna ihtiyaç olduğunu ifade etti.

ABD'nin Suriye'de askeri kapasite sağladığı güçler arasında, PKK'nın Suriye kolu PYD'nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) de var.

PYD’nin silahlı kanadı olan YPG’ye verilen destek Türkiye’nin tepkisine sebep oluyor. Önceki ABD Başkanı Barack Obama yönetimiyle Türkiye arasında IŞİD'le mücadelede YPG'ye verilen destek sık sık karşılıklı sert açıklamalarla ilerledi.

ABD bu desteği Ekim 2015'ten itibaren yeni bir yapı oluşturarak devam ettirmeye başladı. Bu tarihte sınırlı sayıda Arap, Süryani ve Türkmen gücü de YPG’ye katarak Suriye Demokratik Güçleri’ni kurdu. SDG'nin omurgasını ve komutasını yine YPG oluşturuyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan Marie Harf, Ekim 2014’te PYD’yi terör örgütü olarak görmediklerini açıklamış, Washington yönetimi Eylül 2015’te PYD'nin silahlı kanadı YPG'yi de terör örgütü olarak görmediğini ilân etmişti.

Donald Trump yönetimi de bu konuda Obama dönemiyle aynı tutumu sürdürüyor.

IŞİD'le mücadele eden 68 ülke dışişleri bakanlarını bir araya getiren toplantıda konuşan Tillerson, Türkiye'nin örgütle mücadeledeki çabasına da vurgu yaptı.

Tillerson, konuşmasının Türkiye ile ilgili bölümünde, "Türkiye, Fırat Kalkanı Harekâtı ile Suriye sınırındaki IŞİD tehdidini uzaklaştırdı; şu anda tüm sınır IŞİD'in erişimi dışında ve umarız hep böyle kalacaktır" ifadelerini kullandı.

IŞİD'in Paris ve İstanbul'daki terör saldırılarına da atıf yapan ABD Dışişleri Bakanı, her iki saldırının da Rakka merkezli olarak planlandığına işaret etti.

Musul'daki son gelişmelere değindiği kısımda ise Tillerson, kentin doğusunun kurtarıldığını, elektrik ve su gibi temel ihtiyaçların karşılanması için birçok adımın atıldığını ve yaklaşık 30 bin çocuğun okula geri döndüğünü anlattı.