Kaşıkçı'nın durumuna ilişkin tartışmalar sürerken, Habertürk yazarları Nagehan Alçı ve Sevilay Yılman tarafından, yaşanan olaya ilişkin değerlendirmeler yapıldı. Habertürk ayrıca, Kaşıkçı'nın ortadan kaybolmasını ‘Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkileri hedef alan ve Türkiye'yi zor durumda bırakmayı amaçlayan olay' ifadeleriyle nitelendirdi.

Habertürk'teki yazısında "Konsolosluğun kapısında bekleyen nişanlısı Hatice Cengiz'le ve ‘Bana bir şey olursa onu ara' dediği AK Parti Genel Başkan Danışmanı Prof. Yasin Aktay'la konuştum" ifadelerini kullanan Alçı, Kaşıkçı'nın konsolosluğa ilk kez Salı günü değil, geçen hafta gittiğini belirtti.

Alçı'ya göre Kaşıkçı, konsolosluğa ilk ziyaretinde, kendisine evrakları tamamlamak için "Yine gel" denmesi üzerine ikinci kez Salı günü gitti ve o gün kayboldu. Alçı ayrıca, Kaşıkçı ile nişanlısının işlemler biter bitmez evlenmeye karar verdiklerini aktardı.

Kaşıkçı'nın ‘tam anlamıyla bir Türkiye dostu' olduğunu da söyleyen Alçı, kayıp gazeteciyle ilgili olarak "Türkiye'nin İslam dünyasına çok iyi bir örnek olduğunu her platformda dile getiren ve son dönemde bize yönelik saldırılara hep tavır almış bir isim" ifadelerini kullandı.

"Böyle bir ismin Suudi Arabistan tarafından tutulmasının ne anlamı olabilir? Amaç sadece Kaşıkçı'yı tutuklamak mı yoksa bir bahane bulup Türkiye'ye karşı devreye sokulmaya çalışılan bir oyun mu var?" diyen Alçı, Kaşıkçı'nın ortadan kaybolmasıyla ilgili olarak "Ben bu işin ayrıntılarına baktıkça pis kokular alıyorum" ifadelerini kullandı ve yaşanan olayda Suudi Arabistan'ın ‘ABD'ye yaranmak için böyle bir krizi zorluyor olabileceğini' iddia etti.

Alçı ayrıca, Kaşıkçı'nın kaybolmasının Türkiye'ye karşı bir koz olarak kullanılabileceğini belirterek, yaşanan krizin geleceğine ilişkin şunları söyledi: "Ancak bir yerde ciddi bir yanlış var: Cemal Kaşıkçı, hakkında bırakın tutuklamayı, yargılama kararı bile olmayan bir isim. Böyle bir isimle Türkiye'yi köşeye sıkıştırma planı varsa bunun temeli mevcut değil. Ben bu krizin sürdürülebilir olduğunu düşünmüyorum. Ancak Ankara'yı yurt dışındaki FETÖ unsurları ya da Can Dündar üzerinden sıkıştırmaya çalışanlar bu olayı koz olarak kullanacaktır."

Habertürk yazarı Sevilay Yılman ise, ‘Bu işin altında bir bit yeniği var' başlığıyla yayınlanan yazısında Suudi Haber Ajansı'nın "Diplomatlarımız, Cemal Kaşıkçı'nın konsolosluk binasını terk ettikten sonra kayboluşunun koşullarını araştırmak için yerel Türk yetkililerle birlikte çalışıyor" açıklamasının doğruyu yansıtmadığını belirtti.

Emniyet yetkilileriyle görüştüğünü aktaran Yılman, "Bu açıklama üzerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ndeki polis kaynaklarımı aradım. Mobese kayıtları ve çevredeki güvenlik kameralarının yaptığı kayıtlar izlenmiş. Kesin olarak Kaşıkçı'nın binaya girerken kamera görüntülerinin ellerinde olduğu ancak çıkış görüntüsü olmadığı bilgisine ulaştım. MİT İstanbul Bölge Başkanlığı da 3 ayrı tim kurarak olayı araştırıyor. Tamamı Arapça bilen ekiplerin inceledikleri kamera kayıtları ve diğer verilere göre de Kaşıkçı'nın binadan çıkışına dair herhangi bir iz yok" ifadelerini kullandı.

Yılman ayrıca, emniyet kaynaklarının, Kaşıkçı'nın yurtdışına kaçırılma iddialarını gerçekçi bulmadıklarını aktardı: "Görüştüğüm polis kaynaklarım bunun da doğru olduğuna pek ihtimal vermiyor. Çünkü her türlü önlemin alındığını, ölü veya diri Kaşıkçı'nın yurt dışına çıkışının pek mümkün olmadığını söylüyor.

Yaşanan olayı "Acayip karışık, karmakarışık" ifadeleriyle anlatan Yılman, "Aslında daha çok şey var bilgi olarak bendenizde ama konu çok hassas ve spesifik olduğu için şu an paylaşmam doğru değil. Oldukça tuhaf bulduğum bu olayı takipte olacağım ve izlemeye devam edeceğim ama bugünlük konuyu kapatmadan şunu söyleyeyim: Bu iş can sıkıcı ve bence ABD'li bir gazetenin yazarı da olan Cemal Kaşıkçı'nın Türkiye sınırları içerisinde bu şekilde ortadan yok oluşu ülke olarak bizim başımızı epeyce ağrıtacak gibi geliyor" ifadeleriyle sonlandırdı.

A Haber tarafından yapılan ‘Cemal Kaşıkçı olayında iki farklı senaryo' başlıklı analizde ise, Kaşıkçı'nın ortadan kaybolmasıyla ilişkin "Ya içeride sorgulanıyor ya da kameraların olmadığı arka kapıdan kaçırıldı" ifadeleri kullanıldı. 

A Haber'de yer alan haberde ayrıca, Kaşıkçı'nın ortadan kaybolması ‘Hariri olayına' benzetilerek, 17 gün rehine olarak elinde tuttuğunu günler sonra itiraf ettiği Lübnan eski Başbakanı Hariri örneği verildi.

Öte yandan, ABD Dışişleri ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun da dün Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Muhammed Bin Selman'ı arayarak Cemal Kaşıkçı hakkında acil bilgi istediği öğrenildi.

Kaşıkçı'nın kaybolmasının ardından, Suudi yetkili tarafından yapılan Reuters'a yapılan açıklamada Kaşıkçı'nın ‘çoktan gittiği' belirtilmişti. Ayrıca, Suudi Büyükelçisi de Dışişleri Bakanlığı tarafından çağırılarak kendisinden Kaşıkçı'nın durumuyla ilgili bilgi istenmişti.