radyobir
radyobir

Katar'ın politikası nasıl değişti?..

Katar'ın 30 Mayıs'ta Suudi Arabistan'ın Mekke kentinde düzenlenen ve bölgede İran'ı geriletmek için yapılabileceklerin tartışıldığı zirveye katılmasının ardından birkaç günlük bir sessizlik yaşanmıştı.

07 Haziran 2019 10:37 | Kategori: Dünya

Bu sükut 2 Haziran'da Katar'ın zirveden çıkan sonuca katılmadığını açıklamasıyla sonlandı.

Böylece 5 Haziran 2017'de başlayan ambargonun ikinci yıldönümüne de iki kutup arasında bir uzlaşı olmadan girildi.

Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn'in uyguladığı boykotun gerekçeleri arasında "Katar'ın terörizmi desteklemesi" de vardı. Katar ise bu suçlamayı reddediyor.

Katar'ın açıklaması, Suudi Arabistan'ın "Katar doğru yola girerse yaptırımlar bitebilir" duyurusundan hemen sonra geldi.

ABD'nin İran karşıtı politikalarından cesaret alan Riyad, Katar'a karşı tutumunu yumuşatmaya yatkın değil.

Katar'ın Mekke'deki zirveye katılması nedeniyle iki ülkenin yakınlaşabileceğine yönelik beklentiler de son bulmuş vaziyette.

ABD'nin son dönemde artan İran karşıtlığı bölgedeki rekabeti etkilerken kendini Körfez İşbirliği Örgütü'ndeki diğer ülkelerden ayrıştıran Katar da kısa vadede geri adım atacak gibi gözükmüyor.

Dramatik gelişmeler

Katar zirvede yalnızca İran'a karşı tutum almaya yönelik karara itiraz etmedi, aynı zamanda "birleşmiş bir Körfez" için yapılan çağrıları da sorguladı.

Doha'nın benzer tepkileri daha önce de olmuştu. Katar Emiri Es Sani 31 Mart'ta Tunus'ta düzenlenen Arap Birliği zirvesini, planlanan konuşmasını yapmadan terk etmiş, Katar geçen yıl da Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nden (OPEC) ayrılmıştı.

Katar'ın uluslararası yayın kuruluşu Al Jazeera da ambargo altında geçen iki yıl boyunca Körfez ülkelerini sınırsızca eleştirme özgürlüğüne sahip oldu.

Katar, ABD bölgede silahlı çatışma seçeneğini masaya koysa bile Tahran'dan uzaklaşmayacağının ve diğer Körfez ülkeleriyle yakınlaşmayacağının sinyalini veriyor.

Bu politika küçük Körfez ülkesiyle Washington'ın arasını açma ihtimali taşısa da, bölgenin en büyük ABD askeri üslerinden birinin Katar'da bulunması bunun önüne geçiyor.

Fırtınayla mücadele

Katar'ın ABD'den gelen baskıya rağmen politika değişikliğine gitmemesi, büyük bir doğal gaz sahasını paylaştığı İran'dan uzaklaşmasına yol açabilecek pek bir etkenin bulunmadığını gösteriyor.

Ekonomik açıdan Katar ambargo fırtınasına dev petrol rezervleriyle dirense de bölgeye dair ekonomik hedefleri sekteye uğradı.

Doha'nın finans sektörünü istikrarlı bir şekilde tutabilmesi için bankaların Suudi Arabistan'la işlerini azaltmak ve ülkeye yabancı yatırımcı çekebilmek için yabancılara şirket satışını kolaylaştırmak gibi adımlar atması gerekti.

Bütün bunlar, Suudi Arabistan başta olmak üzere komşularının kredi görünümlerinin düştüğü bir dönemde Katar için borç alma maliyetinin sabit kalmasını sağladı.

Yine de Katar'ın Mekke'deki zirveye katılacağı açıklanın Katar borsasının dokuz ayın zirvesine fırlaması, Katar'ın bu ambargo nedeniyle potansiyelini gerçekleştiremediğini gösteriyor.

Katar'ın ayrıca bu kadar rakiple aynı anda mücadele edilmesi için lobicilik ve silahlanma harcamalarını önemli bir ölçüde artırması gerekti. Doha bunu fonlamak için yıllar boyunca ülke dışında edindiği prestijli varlıkları satmak zorunda kaldı.

Ambargonun ilk günlerinde yaşanan panikle marketlerin boşalması gibi görüntüler Türkiye ve İran'ın yardımları sayesinde geride kaldı.



Katar'da boşalan market rafları Türkiye'den getirilen ürünlerle doldurulmuştu

Fakat Katar'ın İran'la bu ilişkisi, ABD'nin İran'a maksimum baskı uygulamayı hedeflediği süreçte sorun yaratmaya devam edecek.

ABD'nin İran politikası Katar'ı nasıl etkileyecek?

Geçen yıl ABD'nin İran'a yönelik yaptırımları başlamadan önce Katar'ın İran ile petrol dışı ticareti dört ayda ikiye katlanmıştı.

Yaptırımlar Katar'ı sarsmasa da ülkenin ABD'ye verdiği sözler ve İran'la ilişkiyi sürdürmedeki çıkarı arasındaki imkansız dengeyi tutturması gittikçe zorlaşıyor, özellikle de paylaştıkları doğalgaz sahası konusunda.

Washington'ın bu krizde oynadığı rol, Katar'ın tutumunu iyice kırılgan kılıyor.

ABD'nin son haftalarda Orta Doğu'ya gönderdiği yüzlerce askere Katar'ın El Udeyd üssünde kapılarını açması ise ABD ile ilişkileri güçlendiriyor.

Fakat ABD'nin pek de olası gözükmeyen bir şekilde bölgede kapsamlı bir silahlı çatışma yolunu tercih etmesi durumunda Katar'ın muhtemelen bir taraf seçmesi gerekecek.

Sonuç olarak Katar ile İran arasındaki ittifakı sonlandırmayı hedefleyen Suudi Arabistan'ın liderliğindeki boykot tam tersi bir sonuca yol açtı.

Paradoksal olarak, yalnızca ABD'nin güçlü baskısı Katar'ın İran'la ortak çıkarlarını bir kenara bırakmasını ve Körfez komşularının çizgisine gelmesini sağlayabilir.

Sitemiz yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm haklarının sahibidir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
YUKARI