radyobir
radyobir

Korona yüzünden yolculuklar değişti

Koronavirüs salgını nedeniyle sınırların kapatılması ve uçuşların iptali nedeniyle bazıları evlerine dönebilmek için inanılmaz yolculuklar yapmak zorunda kaldı.

26 Temmuz 2020 09:37 | Kategori: Dünya

Burada böylesi dört inanılmaz yolculuğu ele alacak, yolun giderek nasıl uzadığına tanık olacağız.

Annabel Symes: 1,600km



Annabel Symes, yolculuğunun yarım gününü de at üstünde geçirdi

İngiliz genç Annabel Symes, Arjantin'in Patagonya bölgesinde ıssız bir at ve sığır çiftliğinde gönüllü olarak çalışıyordu. Koronavirüs salgını nedeniyle İngiltere'ye dönüş uçuşu iptal edilmişti.

Hava sıcaklığının sıfırın altına düştüğü kış mevsimine girerken Annabel hâlâ çiftlikteydi.

Oysa o yaz sonunda dönmeyi planlamış, bu nedenle sadece yazlık giysiler götürmüştü yanında.

Giderek endişelenen Annabel, Arjantin'deki İngiltere konsolosluğunu aradı. Konsolosluk onu başkent Buenos Aires'e taşıyacak 1600 km'lik yolculuğu organize etmişti; oradan da İngiltere'ye uçacaktı.

Annabel ve partnerinin yola çıkması için yolculuğun ilk aşamasını yarım gün at sırtında katetmesi, eşyalarını da katırlarla taşımaları gerekmişti.

Sonra en yakın kente ulaşmak için taksiyle 9 saat yolculuk yapmış, yoldaki kontrol noktalarında ateşi ölçülmüş, araç dezenfektanla yıkanmıştı.

Ardından 17 saatlik otobüs yolculuğu ile havalimanına vardılar.

Evine vardığında Annabel, Argus gazetesine verdiği mülakatta "At kısmı en az korkutucu olandı" diyecekti.

"En korkuncu, yeniden medeniyete ve koronavirüslü bir dünyaya dönüp, maske takan, kontrol noktalarında ateşi ölçülen insanları görmekti. Gerçekten çok stresli bir durumdu."

Kleon Papadimitriou: 3,200km



Kleon Papadimitriou Yunanistan'a bisikletle gitti

Öğrenci Kelon Papadimitriou, İskoçya'daki üniversitesinden Yunanistan'daki evine bisikletle yolculuk yapmasında birçok etkenin rol oynadığını söylüyor.

Salgın nedeniyle uçuşlar iptal edilmiş, İskoçya'nın Aberdeen kentinde kaldığı dairenin kira kontratı sona ermişti. Ama 20 yaşındaki Kleon, "büyük zorluklarla" yüzleşmeyi seviyordu ve Yunanistan'a bisikletle dönmek, dayanma sınırını ölçme bakımından iyi bir sınav olacaktı.

Bundan önce böylesi uzun bir yolculuk deneyimi olmamıştı. Ama yolu tamamlayacak kadar sağlıklı ve formda olduğunu düşünüyordu.

Mayıs ayında yanına bir uyku tulumu, çadır ve yiyecek alıp Atina'ya doğru 48 gün sürecek yola koyuldu.

Güzergahını seyahat sınırlamalarını dikkate alarak belirlemiş, sınır geçişlerinde herhangi bir sorunla karşılaşmamıştı.

3200 km'lik yol onu bitap düşürmüştü, ama yaşadığı en büyük zorluk yalnızlık olmuştu.

"Tek başıma geçirdiğim zamanlarda sıkıntı yaşadım. Bisikletimde de sorun çıktı; birkaç kez lastik patladı ve onunla uğraşmam gerekti" diye anlatıyor.

Fakat onu meşgul edecek çok şey vardı. "Muhteşem manzaralar gördüm, inanılmaz yerler keşfettim, insanlar tanıdım ve güzel şeyler gördüm" diyor.

Klean Haziran sonlarında Atina'ya ulaşmış; ailesi, arkadaşları, tanıdıkları ve yolculuğu işitip de gelen tanımadğı kişiler tarafından karşılanmıştı.

Bu yolculuğun kendisine çok şey öğrettiğini, "sandığından daha fazlasını yapabileceğini" gösterdiğini ve artık stresli durumlarla çok daha iyi baş edebildiğini söylüyor.

Ama Eylül ayında Aberdeen'e uçakla dönmeyi planlıyor.

"Büyük bir tecrübe oldu, ama bisikletle dönersem başka bir güzergah seçerim kendime" diyor.

Garry Crothers: 6,500km



Garry Crothers, ampute olmasının yolculuğu daha da zorlaştırdığını söylüyor.

Garry Crothers, en küçük kızının düğününü kaçırmamakta kararlıydı. Uçuşlar iptal edildiğinde, evine dönmek için Atlantik Okyanusu'nda tek başına 6500 km'lik tekne yolculuğunu yapmaya karar verdi.

Garry, 2019 başlarından beri Karayipler'de teknesiyle dolaşıyordu. Onun bazı gezilerine aile fertleri ve arkadaşları da eşlik ediyordu.

Mart ayında Kuzey İrlanda'daki evine dönecek, böylece kızının Eylül'deki düğününe rahatlıkla hazırlanabilecekti.

Ama koronavirüs salgını başladığında, 64 yaşındaki Garry, Karayipler'deki Sint Maarten'deydi ve çıkış yolu görünmüyordu.

Kısıtlamalar Nisan ayında da devam edip kasırga mevsimi de yaklaşırken eve dönüş planları yapmaya başladı ve tek başına tekneyle okyanusa açılmanın tek yol olduğuna karar verdi.

Tek başına okyanusta yolculuk yeterince ürkütücüydü; ama Garry için başka bir zorluk daha vardı: Bir motorsiklet kazasında bir kolunu kaybetmişti.

"Tekneyle uzun yol, iki kolu olanlar için de zordur. İyi hazırlanmanız, her durum için farklı planlar yapmanız gerekir" diyor.

37 gün süren yolculukta en büyük sıkıntı, yemek pişirip yemeye zaman ayırmaktı.

"Tek başıma olduğum için her anı hava hareketlerini incelemek, yelkenlerle uğraşmak, gerektiğinde rota değiştirmek, diğer tekne ve gemileri gözetmek ve tabii bir de uyumak için değerlendiriyordum" diyor.

"En çok da aşırı yorgunluktan dolayı hata yapmaktan korkuyordum. Bir yanlış karar son kararım olabilirdi."

Ama soğuk hava ve şiddetli fırtınalara rağmen Garry, yıldız kaymalarını, yunus balıklarını ve balinaları izleme zevkinden geri durmamıştı.

Uzun yolculuğunun en büyük başarısı ise "engellilik halimi aşıp, hep yapmak istediğimi bir şeyi başarımış olmaktı".

Temmuz'da karaya ayak bastığında ailesi, arkadaşları ve destekçileri karşıladı onu.

Kızının düğününe iki ay var ve ailesi olarak, konuk listesini kısaltmak zorunda kalsalar da düğünün sorunsuz gerçekleşmesini ümit ediyorlar.

Juan Manuel Ballestero: 11,000km



Arjantinli tekne sahibi Juan Manuel Ballestero

Koronavirüs nedeniyle uçuşlar iptal edildiğinde Arjantinli tekne sahibi Juan Manuel Ballestero Portekiz'deydi.

90 yaşına basmak üzere olan babasının doğum gününe yetişmek üzere 9 metrelik teknesiyle denize açıldı.

"Eve ulaşmanın en iyi yolu, diğer ülkelere demir atıp virüse yakalanmadan, okyanusun ortasında düz bir çizgi halinde ilerlemek diye düşündüm. Hazırlık yapmadan tekneye atladım. Biraz yiyecek aldım yanıma, ama ilaç almayı unuttum."

47 yaşındaki Juan, Atlantik Okyanusu'nu 60 ila 80 günde aşacağını hesaplamıştı. Sonunda 85 gün süren bir yolculuğun ardından ve sadece bir radyo eşliğinde hedefine vardı.

"Sadece ben ve evren vardı... Geceleri çok sayıda yıldız ve bazen de yunus balıkları çıkıyor, okyanusta yeşil florensanlı bir ışık saçıyorlardı adeta."

Juan babasının 90. doğum gününe yetişemese de Haziran'da Arjantin'in Mar del Plata kentine varmış ve Babalar Günü'nü onunla geçirmişti.

Uzun yolculuğu için şu ifadeyi kullandı Juan: "Biz yelkenciyiz. Bir görevi daha tamamlamış olduk."





Sitemiz yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm haklarının sahibidir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
YUKARI