İstanbul Konçertant Senfoni Orkestrası, seyircisiyle ilk kez İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın 100. Yıl etkinlikleri kapsamında "İstanbul Üniversiteli Besteciler” başlığıyla 28 Mayıs 2017 Pazar günü Caddebostan Kültür Merkezi (Ckm) büyük salonunda Sonat Mutver, Volkan Akkoç ve İlke Karcılıoğlu’nun dokuz eserin ilk seslendirişini yaparak seyircisiyle buluşmuştu. Kalabalık ve çoşkulu bir seyirci kitlesinin yoğun alkışlarla takip ettiği konserler zinciri önümüzdeki günlerde devam edecek. İstanbul Konçertant Senfoni Orkestrası kurucusu ve koordinatörü Karcılıoğlu, Çağdaş Türk bestelerini, Türk kültürünü dünyaya tanıtmak için her müziksevere iş düştüğünü söylüyor. 

Bu proje uzun yıllardır düşlediğim bir çalışmaydı aslında. Türk bestecilerinin eserlerinin orkestra ve opera gibi kurumlarda yeterince seslendirilmemesi projenin çıkış noktalarından biridir. Kültürel bir devrimden bahsetmek istiyorsak ilk önce kendi müziğimizi halkımızla buluşturmalı dünyaya yaymalıyız. İstanbul Konçertant, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarının 100. Yılında  okulumuz mezunları ve gönüllü öğrencilerinden kurulmuş bir Senfoni Orkestrasıdır. Bu orkestra yeri geldiğinde oda orkestrası, dörtlü, beşli gibi oda müziği gruplarına bölünerek Çağdaş Türk bestecilerinin yeni müziklerini, bestecilerinin şefliğinde prova etmek, kayıt altına almak, partisyonlarının basımı ve konserlerde seslendirilmesi amacını taşımaktadır. Projenin başarılı olması ve destek bulunması durumunda İstanbul Üniversitesinde Türk Bestecileri araştırma merkezi kurulup, Türk çağdaş müzik hayatına yön verilmesi ve ülkemizde yeni müziğin merkezi konumuna gelmesi sağlanacaktır. Ülkemizin tanıtımı, kültürel köprüler kurmak  ve halkımızın bestecilerini ve Türk müzik kültürünü koruması, yaşatması açısından Projenin devamlılığı büyük önem taşımaktadır.

 Bunun için de bestecilerimize çok iş düşüyor ama bir çok besteci eserleri seslendirilmediği için küskün. Eserleri kütüphanelerinin raflarını süslüyor. Araştırma merkezi ile birlikte orkestranın devamlı konser vermesi hedeflenmektedir. Araştırma merkezi eserlerin arşivlenmesi ve bestecilerle iletişimin kurulması, dünyadaki gelişmeleri takip edip eğitim ve çalıştay düzenleyebilmek açısından önemlidir. Bu konuda müzikologlarımıza da çok iş düşüyor aslında.

-Çağdaş Türk bestecilerinin yeni müziklerini seslendirme çabanız takdiri hak ediyor. Dünya çapında konserlerle Türk bestecileri tanıtma çalışmalarınız olacak mı?

Türk Müziğini ve kültürünü dünyaya tanıtmak ve kültür devriminden bahsediyorsak eğer dünyanın önde gelen sanat merkezlerinde konserler düzenlenmelidir. Bu tabii tek başıma yapabileceğim bir şey değil öncelikle bir yönetim oluşturulup örgütlenme sağlanmalıdır.

-Projenizi tamamlamak için neler yapılması gerekiyor?

 Projenin geliştirilmesi ve devamlılığı açısından özel sektör ve Devlet desteğinin şart olduğunu düşünüyorum.

-Dünya müziğinde yer almış Türk bestecilerini nasıl değerlendirirsiniz?

İlk aklıma gelen  örnekler Ahmet Adnan Saygun, "Yunus Emre Oratoryosu” ,Ulvi Cemal Erkin "keman konçertosu” ve daha nice sanat eserlerimiz dünyada  daha çok tanıtılmalı ve konserlerde seslenmeli. Bu toprakların müziği çok zengin ve bunu hak ediyor.

-Orkestranız kaç kişi? hepsi gönüllü mü?

Orkestramız 55 kişiden oluşuyor. İstanbul Üniversitesi mezunları ve gönüllü öğrencilerinden oluşan bir orkestrayız.