Çalhanoğlu "İnşallah Fransa'da Almanya ile finalde karşılaşırız" derken, oğlu Hakan için Barcelona ve Manchester'dan gelen tekliflerdeki son noktkayı değerlendirdi. Bayburt Konursu'lu olan Çalhanoğlu, yöresinin ünlü pidesi için de fırının başına geçerek, açtığı hamur ve eline aldığı kürekle poz vermeyi de ihmal etmedi.

Daha önce futbol oynamış, antrenörlük yapmış ve iki oğlu da futbolcu olan Hüseyin Çalhanoğlu, milli takıma her zaman inananlardan biriydi. 3 maçta 1 puan alındığında da, Hollanda ile deplasmanda 1-1 berabere kalındığında da umudunu hiç yitirmedi. Daha önce DHA'ya verdiği röportajda A Milli Futbol Takımı'nın Fransa'ya gideceğini söylemişti. 

"Hakan ve milli takıma olan bu güveniniz nereden geliyordu?" diye sorduğumuz Hüseyin Çalhanoğlu şu cevabı verdi:

"Biz hep inanmıştık, teknik heyete güveniyordum, kötü sonuçlar alsak bile başaracağımızı biliyorduk. Tabii ki Hakan'a da güveniyordum ve O'nu hep motive ettim. 'İnanmak başarmanın yarısı' diyordum. Sürekli konuştuk, motive ettik... O da inandı. Bu inanç diğer arkadaşlarında da olunca bu başarı geldi.

"Bu inançla, Fransa 2016'da Türk Milli Takımı başarılı olacak mı sizce? cevabını şöyle değerlendirdi Çalhanoğlu:

"Fransa bütün futbolcular için bir vitrin. Ülkemizin de reklamı açısından bu tür turnuvalar çok önemli. Hakan da burada ülkemizi en iyi şekilde temsil etmek istiyor. Bir kazaya uğramazsak ben finale gideceğimizi düşünüyorum."

"Bu arada ben Konya halkına teşekkür etmek istiyorum. Konya bu işi sevmiş. Stadı, stadın çevresi, insanlar... Orada bir dayanışma vardı, buna herkes şahit oldu... Milli maçların Konya'da oynanmaya devam etmesini istiyorum.  Çünkü son anlarda bile gol yiyen takıma destek olan bir topluluk var orada... İnşallah bu inanç tüm şehirlere yansır. Milli maçlarda tribünler böyle olursa başarılı oluruz. 5 yaşındaki çocukla nine ve dedelerin desteklediği Milli Takım'ın başarılı olmaması için neden yoktu. 7'den 70'e herkes bizimle birlikteydi. Bu destekleri için Konya halkına teşekkür ediyorum."

Fransa'da, Almanya ile karşılaşırsak; sonuçta Hakan ülkemizi temsil ediyor, duygusallığı bir kenara bırakarak oynayacaktır. İnşallah Fransa'da Almanya ile finalde karşılaşırız. Hakan için de en güzeli bu olur. Umarım gruplarda değil ama finalde karşılaşırız, inşallah da kazanan biz oluruz."

İzlanda maçında zaferi getiren frikik sırasında Hakan oyunda değildi. Selçuk 89. dakikada frikiği gole çevirdi. Sonrasında iki futbolcu hem soyunma odası hem İstanbul'a dönüşte hep birlikteydi. Aralarında geçen diyalogları Baba Çalhanoğlu şöyle anlatıyor:

"Öncelikle golü Hakan atmış, Selçuk atmış, Arda atmış bu hiç önemli değil. Önemli olan o kenetlenmeyi göstermek.. Duran toplarda önemli silahlarımız var, orada önemli olan da maçı kazanmaktı ve Selçuk'un golüyle çok sevindik.. Bize güzel bir gece yaşattılar.. Selçuk'la maç sonrasında Hakan ne konuştu bilmiyorum ama sosyal medyadan Hakan bir espri yapmış ve "Kimden öğrendin bu frikikleri" demiş. Bu da saygı sevgi içinde güzel bir şey oldu. Gruptan çıkma sevincini yaşadılar, bu da beni mutlu etti tabii.

"Ben Hakan'ı kendim yetiştirdim, bu pozisyonları daha önce çok gördüm... Yeter ki pozisyon denk gelsin, nasipte de varsa Hakan atar diye her zaman düşünürüm. Bundesliga'da da böyle çok golü vardı zaten. Güzel bir sonuçla ayrılmamızda da etkisi olduğu için sevinçliyim."

Zor bir dönemdi bizim için. Milli takıma dönmeseydi içimizde yara olurdu. Zaten buna ihtimal de vermezdik. Güzel bitti, barış iyi şekilde geldi.. Ben bunun da Milli Takım'a yansıdığını düşünüyorum. Hakan'ın Milli Takım'a katkısı oldu, daha da olacaktır.. Daha da başarılı maçlar çıkarmak zorunda. Burası Milli Takım, burası hizmet etme yeri. İnşallah Avrupa şampiyonasında da iyi maçlar çıkartarak katkı verecektir.

Biz Hakan Türkiye'yi tercih ettiği için mutluyuz, güzel tepkiler de alıyoruz. Hakan için de zor bir durum tabii ki, onun iki ülkesi var. Ekmeğini Almanya'da kazanıyor, orada yetişti. Ancak biz ülkemizi, Türkiye'yi seçtik, yine de Almanya da bizim vatanımız. İnşallah Almanya'dan nice Hakanlar çıkar ve ülkemizi sevince boğarlar.

Yunus Mallı hakkında bana çok soru geliyor. Benim düşüncem şöyle; Almanya'daki futbolcu kardeşlerimiz bir ikilemde olmamalılar. Ya Türkiye'yi seçerler, ya da kaldıkları ülkeyi... İkilemleri olursa başarısız olurlar. Zaman kaybederler. Aileleri de kararlı olmalı. Türkiye veya Almanya, bunu belirlerlerse başarılı olurlar. Tabii ki Türkiye'yi seçerse biz de memnun oluruz...

"Teklifler gelecektir, Hakan iyi oynarsa her futbolcuya olduğu gibi teklifler gelir. Hakan ve biz de bundan memnunuz. Ancak Leverkusen'de mutlu, hem taraftarlar, hem yöneticiler onu çok seviyor. Biz de mutluyuz ve kalmak istiyoruz. Hakan'ın transfer hedefi hakkında konuşmam doğru değil, çünkü buna ancak kulüp yetkilileri karar verir.

"Ağabey-kardeş gibiler, milli takım arkadaşları sonuçta. Şu an çok şey paylaşıyorlar ama zaman ne getirir götürür bilemeyiz. Nasipse aynı takımda da oynayabilirler. Milli takımdaki uyumları belki diğer takımların da ilgisini çekebilir, bunu bilemeyiz."

Türkiye'de tabii ki şu an her takımda oynayabilir, ancak Avrupa'da oynarsanız dünya yıldızı olursunuz. Bu da bir gerçek. İnşallah Avrupa'da da en büyük kulüplerde oynar.

Memleketini, ülkesini herkes özler.. Ailemizi, akrabamızı, köylerimizi özlüyoruz. Fırsat buldukça geliyoruz.  Hakan da Milli kamplara gelince görüyor akrabalarını. Örneğin dedesi Konya'ya 700-800 km yoldan geldi. Bu da güzel oldu Hakan için.

Ben hiçbir kararda yalnız değilim, menajeri Bektaş Demirtaş ve Hakan ile üçümüz bir araya geliyoruz. Yönlendirdiğimiz şeyler de oluyor ama kararı hep birlikte veriyoruz. Bu bir ekip işi, herkesin fikri farklı da olabilir ama her zaman en iyi kararları almaya çalışıyoruz. Hakan'la maçtan önce ve sonra konuşuruz, değerlendiririz. Yaptıklarından ders alması için, nerede doğru, nerede yanlış yaptığını konuşuruz.

Çocuklarımı korumak adına öne çıkarım.  Futbol oynayacakları zaman ne yapacaklarına ben karışmam. Biz sadece korumak adına öne çıkarız. Her baba evladının arkasındadır. Ben 6 yıl Hakan'ı yetişirdim, benim futbol bilgimden de faydalanmak isteyenler oluyor Türkiye'de. Bu açıdan da mutluyum aslında. Yoksa benim medya önünde bir işim yok. Çocuklarımı koruma gibi bir durum olursa da yeri gelince öne de çıkarım.

Türkiye'de neleri özlüyor en çok? 

Bazen 'Baba şimdi Bayburt'ta olsak pide yerdik, döner yerdik, balık tutardık' diyor... Bu özlemleri var.. Türkiye'de tatil de yaptı, temiz hava aldı, rahatladı beyni..

Maalesef Almanya'da öyle bir zamanı yok, öyle bir lüksümüz de yok. Almanya'da ailece bir araya bile çok sık gelemiyoruz.

10 yıl aynı takımda oynadılar. Muhammet'in de başarılı olacağına inanıyor. İnşallah yeni sezonda ondan da beklentimiz var...

Hakan'ın 6 yıl hocalığını ben yaptım, her gün serbest vuruş çalıştırıyordum. Bunun sırrı çok çalışmak. Ne kadar iyi de olsanız yine de çalışmalısınız. Çalışmaya devam ediyor, daha da verimli olacağını düşünüyorum.

Röportajımızdan sonra Baba Çalhanoğlu, Bayburt pidesi için fırının başına geçti... Açtığı hamurları fırına verdi. Ve ricamızı kırmayarak bunu fotoğraflamamızı ve görüntülememizi geri çevirmeyerek alçakgönüllü biri olduğunu gösterdi.

Şu an oynadığı futbolla ilgili konuşmam yersiz olur. Gerekeni yapıyor, sahadaki duruşu, liderlik vasfı ortada. Gençken eksiklerini, hatalarını söylüyordum ama bence şu an söylenecek bir şey yok. En üst seviyeye geldi daha da çalışıp, daha iyi olacaktır.

Pirlo'yu beğeniyordu çocukken, çünkü oyun stili benziyor. O da bir yıldız olma yolunda.

Evet bir kız arkadaşı var. İnşallah yakında ciddi bir şeyler de olabilir. Her aile, çocuğunun kafasının rahat olmasını, aile olmasını ister tabii ki. Biz de istiyoruz.