radyobir
radyobir

Mektup tehdit mi yoksa yol haritası mı?..

Bir süredir Türkiye ile ABD arasında devam eden S-400 anlaşmazlığının giderilmesi konusundaki takvim, ABD Savunma Bakanı Vekili Patrick Shanahan'ın, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'a yazdığı 6 Haziran tarihli mektupla netleşti.

09 Haziran 2019 09:41 | Kategori: Dış Politika

ABD’nin, Türkiye’nin 31 Temmuz itibarıyla F-35 programına katılımını askıya alacağını belirten ABD Savunma Bakanı Vekili, "12 Haziran 2019’da yapılacak yıllık F-35 İcra Kurulu Başkanları Yuvarlak Masa Toplantısı’na Türkiye’nin katılımını öngörmemekteyiz ve programın yönetim belgelerinin güncellenmesi de Türkiye’nin katılımı dışında ilerleyecektir. Türkiye S-400 teslimatını kabul ettiği takdirde F-35 almayacaktır. S-400 tutumunuzu değiştirme seçeneğiniz halen bulunmaktadır” diyerek bir açık kapı da bırakmış oldu.

MSB: "Mektupta belirtilen yaptırımlar tamamen Türkiye’nin F-35 programından çıkarılmasıyla ilgili”

Türkiye söz konusu mektuba Milli Savunma Bakanlığı’nın internet sitesinden yayınladığı bir açıklamayla yanıt verdi.

Bakanlık açıklamasında mektubu özetlendikten sonra, "Türkiye’ye yönelik başlatılan mevcut işlemlerin CAATSA kapsamında olmadığı, bunların Türkiye’de S-400 bulundurulmasından kaynaklanacak risklere dayandığı ancak ABD Kongresi’nde tüm taraflarda Türkiye’ye CAATSA yasasının uygulanması konusunda kararlı bir tutum olduğu, ABD ve NATO ile ilişkilerin etkilenebileceği, Türkiye ekonomisi ve savunma sanayiinin etkileneceği hususları yer almaktadır. Mektupta belirtilen yaptırımlar tamamen Türkiye’nin F-35 Programında çıkarılmasına yönelik ön adımları ve planlamayı kapsamakta, programdan çıkarma sürecinin, diğer güvenlik işbirliği konularının etkilenmemesi amacıyla saygı esasları çerçevesinde yürütüleceği özellikle ifade edilmektedir” dendi.

Milli Savunma Bakanlığı, mektubun yalnızca F-35 programıyla ilgili olduğunu vurgulasa da Türkiye’nin Eski Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu, Patrick Shahanan’ın "Bu yolda devam, istihdamda, milli gelirde ve uluslararası ticarette kayıplara neden olacaktır. Başkan Trump’ın 20 milyar Dolar olan ikili ticaret hacmini 75 milyar Dolar’a yükseltme kararlılığı da, ABD’nin CAATSA yaptırımları ilanıyla tehlikeye düşebilecektir” dediğini hatırlatıyor.

Loğoğlu: "ABD, Türkiye’yi Rusya’nın kucağına itmek istemeyecektir”

Ancak Türkiye’nin Eski Washington Büyükelçisi, Türkiye ile ABD arasındaki S-400/F-35 sorunun bir biçimde çözüleceği kanaatinde.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Loğoğlu, "Sıkıntı ortaya konandan daha ciddi ama ben bunun neticede aşılacağını düşünüyorum. Bu bir tehdit mektubu değil. ABD’nin İran bağlamında, Irak ve Suriye bağlamında, Doğu Akdeniz ve İsrail bağlamında ve elbette Karadeniz bağlamında Türkiye’nin işbirliğine ihtiyacı var. Fakat bunların ötesinde ABD, Türkiye’yi Rusya’nın kucağına itmek istemeyecektir. Bu Trump yönetimin, izlemekte olduğu Rusya politikasına aykırı bir durum olur” dedi.

Bunun yalnız ABD için değil NATO için de sorun oluşturacağını söyleyen Loğoğlu,"Türkiye’nin de ABD ile işbirliğine birçok nedenle ihtiyacı var. Kırılgan ekonomisinin ABD’nin iyi niyetine ihtiyacı var. Bir kopuş asla beklemiyorum. Bir noktada bir anlaşma yapılacaktır. Bu anlaşma Rusya’yı da çok olumsuz etkilemez. Çünkü Rusya’nın Türkiye ile enerji bağları çok güçlü. Nükleer santral ve doğal gaz hatları var. Turizm ve ekonomik ilişkileri de güçlü. Bu mektup ve yanıtla Türkiye ve ABD ilan edilmiş kendi pozisyonlarını kendi kamuoyları önünde koruyorlar” diyerek sözlerine devam etti.

Türkiye’nin S-400 konusunda Rusya ile yaptığı anlaşmayı bozmadan ABD’nin itirazlarını karşılayacak bir formül bulacağını söyleyen Faruk Loğoğlu, ancak iki ülke arasındaki sorunların bu meselenin çözülmesiyle hallolmayacağının da altını çizdi.

Türkiye kamuoyunda ABD Savunma Bakanı Vekili’nin Türk Savunma Bakanı’na gönderdiği mektup, Türk-Amerikan ilişkilerinde büyük kırılmaya yol açan Başkan Lyndon Johnson’un Başbakan İsmet İnönü’ye 1964 yılında gönderdiği mektupla karşılaştırılıyor.

Prof. Güvenç: "Shahanan’ın mektubu, Johnson mektubu gibi kaba değil, yol haritası ortaya koyuyor”

Kadir Has Üniversitesi öğretim üyesi Serhat Güvenç, Milli Savunma Bakanı Akar’a gönderilen mektubun Johnson mektubuyla kıyaslanmayacak düzeyde diplomatik bir dille kaleme alındığını söylüyor.

VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Prof. Güvenç, "Johnson mektubu diplomasiye sığmayan bir üslupla yazılmıştı. Amerika tarafı onun mahcubiyetini uzun müddet hissetti. 6 Haziran’da gönderilen mektup ise tehditten çok bu sorunun 31 Temmuz’a kadar nasıl çözülebileceğine dair bir yol haritası çiziyor. Metin belki sert ama 1964’teki gibi kaba ve hoyrat değil. Dile getirilen tedbirlerin ortadan kaldırılacağı bir takvim de ortaya koyuyor. ABD’den çeşitli defalarda çeşitli takvimler dile getirilmişti. Şimdi bu takvim 31 Temmuz olarak net bir şekilde söyleniş oluyor. Pentagon’un niyet beyanı aslında hasarı sınırlı tutma çabası gibi duruyor. Senato ve Temsilciler Meclisi’nin daha sert yaklaşımı var. Türkiye’nin yaptırımlarla karşı karşıya kalması ihtimal dahilinde. Evet savunma işbirliği devam edebilir ama yedek parça ikamesinde sıkıntılar yaşanabilir. Kongre’nin atacağı adımlar işbirliğini zorlaştırabilir. Pentagon niyeti bu değil” dedi.

Sitemiz yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm haklarının sahibidir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
YUKARI