Radikal İslamcı Taliban'ın Afganistan'ın başkenti Kabil'e girmesi ve ülkenin genelinde kontrolü sağlamasıyla ilgili başkent Berlin'de değerlendirmelerde bulunan Almanya Başbakanı Angela Merkel, Afganistan'da 20 yıl süren uluslararası misyonun "arzu edilen sonuçlara ulaşamadığını" söyledi. Terörizmle mücadelenin "hedefe ulaşamadığını" söyleyen Merkel, "Bu acı bir sonuç" değerlendirmesinde bulundu. Merkel, Afganistan'ı "demokrasi ve barışa" yönlendirme ve özgür bir toplum geliştirme çabalarının da "başarılı olmadığını" söyledi. 

Yaşananlardan ders çıkarmak ve bu tür operasyonlarda "hedefleri küçük tutmak" gerektiğini söyleyen Merkel, Taliban'ın ülkede kontrolü sağlamasının Afganistan vatandaşları için "acı, dramatik ve korkunç bir gelişme" olduğunu ifade etti. Bu gelişmenin Almanya için de "son derece acı" olduğunu belirten Merkel, Afganistan'da görevleri sırasında hayatını kaybeden 59 askeri hatırlattı. Alman hükümetine yönelik eleştirilere de yanıt veren Almanya Başbakanı, federal hükümetin uluslararası birliklerin Afganistan'dan çekilmesinden sonra Alman kurumları için çalışan yerel görevlilerin tahliyesi için daha fazla zaman kalacağını düşündüğünü ifade etti. Afgan ordusunun Taliban karşısında direniş göstermeden teslim olmasıyla gelişmelerin hızlı bir şekilde ilerlediğini belirten Merkel, "Yanlış değerlendirmede bulunduk. Ancak bu sadece Almanya'nın yanlış değerlendirmesi değil, oldukça yaygın" dedi.

Merkel, Berlin'de düzenlediği basın toplantısında, Almanya'nın yerel görevlileri Kabil'den güvenli bir yere tahliye etmek için mümkün olan her şeyin yapılacağını belirtti. Ancak "Maalesef artık bizim elimizde değil" diyen Merkel, tahliyelerin gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceğinin "Kabil'deki duruma" bağlı olduğunu söyledi.

​​​Maas: "Durumu yanlış değerlendirdik"

Başbakan Merkel'den önce Afganistan'daki durumu değerlendiren Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas da Afganistan'da hata yapıldığını kabul etmişti.

Dışişleri Bakanı Maas, bugün Berlin'de düzenlediği basın toplantısında Afganistan'daki gelişmeleri ve Batılı ülkelerin vatandaşlarının tahliyesi için yürütülen çalışmalara dair açıklamalarda bulundu. Maas, "Hepimiz, federal hükümet, istihbarat servisleri, uluslararası kamuoyu durumu yanlış değerlendirdik" dedi. Bakan, şu anda önemli olanın olabildiğince fazla insanın "bu durumdan kurtarılması" olduğunu belirtti.

Afganistan'daki Alman vatandaşlarının tahliyesi, Taliban'ın Kabil'i ele geçirmesi ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı gibi kurumlara girmesi sonrası pazar gününü pazartesiye bağlayan gece başlamıştı. Eleştirilere yanıt veren Almanya Dışişleri Bakanı Maas, Afgan güvenlik güçlerinin Taliban'a karşı mücadele etmeye hazır olmadığının öngörülemediğini belirterek "Bu hepimizin hatalı değerlendirmesiydi. Bununla ilgili muhakkak daha söylenecek söz var" diye konuştu.

AfD: Federal hükümet 'uyuyakaldı'

Welt gazetesine konuşan muhalefetteki Hür Demokrat Parti'nin (FDP) dış politika sözcüsü Alexander Graf, Dışişleri Bakanı Maas, Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer ve İçişleri Bakanı Horst Seehofer'in "aynı çizgide başarısız olduğunu" söylemişti. Yeşiller'in başbakan adayı Annalena Baerbock da "İnsanların tahliye edilmesi için Alman ordusunun da desteğiyle gereken ne varsa yapıldığının netleşmesi gerekir" dedi. Sol Parti'den Jan Korte Maas'ın tutumunun "skandal" olduğunu ifade ederek bu şekilde "insanların hayatının tehlikeye atıldığını" söyledi. Sağ popülist AfD'nin meclis grup başkanı Alexander Gauland ise "uyuyakalan" federal hükümeti tahliye için doğru zamanı kaçırdığı eleştirisinde bulundu.

Alman medyasına yansıyan haberlere göre, Alman hükümeti aralarında yerel görevliler, insan hakları savunucuları ve avukatların da olduğu 10 bin kişiyi Afganistan'dan tahliye etmeyi planlıyor. Dışişleri Bakanı Maas, Alman Büyükelçiliği çalışanlarının büyük bölümünün Afganistan dışına çıkarıldığını, sadece küçük bir bölümün Kabil Uluslararası Havaliamı'nda olduğunu söyledi. Ancak Alman ARD televizyonunun edindiği bilgilere göre, Alman Büyükelçiliği uzun bir süredir personelin tehlikede olduğunu iletmesine rağmen Dışişleri Bakanlığı'ndan karşılık alamadı. Tahliye planlarının geçen hafta değerlendirilmeye başlandığı ve yaklaşık 2 bin kişinin şimdiye kadar Almanya'ya getirildiği belirtiliyor.