Belçika, Kanada, Almanya, ABD ve Fransa konsolosluklarına zarf içinde sarı renkte toz maddesi gönderilmesinin ardından Pazartesi günü aynı zarftan Macaristan’ın İstanbul Başkonsolosluğu'na da geldiği ortaya çıktı. Yapılan incelemelerin sonucunda İstanbul’daki konsolosluklara gönderilen sarı tozun zehirli olmadığı tespit edildi. Bir takım uzman, olayın IŞİD’in koalisyona karşı yaptığı provokasyon olduğu görüşünü ileri sürüyor. Peki, bu olayın arkasında kimler var? Hedefi nedir?

Rusya’nın Sesi’ne konuşan BDT Ülkeleri Enstitüsü Kavkasya Araştırmaları Bölümü Başkanı Vladimir Evseyyev konuyla ilgili görüşünü şöyle anlattı:

‘Eminim ki bu mektupların gönderilmiş olması IŞİD üyelerinin siyaseti önemli ölçüde etkileyebilecek bir adım atmayı bilmeyen fanatikler olarak algılanmaması gerektiğini bir kez daha kanıtladı. Birçok askeri uzman, IŞİD’in askeri bakımdan da operasyonlarını profesyonel seviyede düzenlediğini kaydediyor. Bu bağlamda bu örgütün bilgi savaşını yapan diğer kanatlarında da profesyonellerin faaliyette bulunduklarını tahmin edebiliyoruz.

Sarı tozlu mektuplar, IŞİD ile mücadele eden koalisyonun Bat’lı katılımcılarına verilen bir mesaj. Onun asıl hedefi, IŞİD’in gelecekte sahip olduğu tüm alet ve imkanlarını kullanacağını göstermekti.

Bu mesajın Türkiye’ye yönelik olduğunu zannetmiyorum. Çünkü Ankara’nın IŞİD ile ilgili tutumu çok ölçülü, onlara karşı topçu birimleri ve hava araçlarını kullanmıyor’.

Bizim diğer muhatabımız Sankt Petersburg Devlet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Kürsüsü öğretim üyesi, Orta Doğu ve Türkiye uzmanı Alexander Sotniçenko’nun konuyla ilgili şunu söyledi:

‘Bence bu olay küreselleşme sürecinin Türkiye’yi çok etkilemesinin önemli ve ilginç göstergesidir. Siyasi mücadelenin bir yöntemi olan ‘zehirli mektup’ gönderme olayları ilk kez birkaç yıl önce ABD’de yaşanmıştı. Şimdi olduğu gibi o zaman da bunun sorumluluğunu kimse üstlenmemişti.

Her halde bu mektuplar, koalisyon katılımcılarına verilen Türkiye’deki diplomatlarının hayatının tehlikede olduğu mesajıdır. Çünkü içinde toz maddesinin bulunduğu mektuplar konsolosluklara gönderilebiliyorsa gelecekte buna benzer terör saldırıları da düzenlenebilecek.

Bu provokasyonun hedefinin Türkiye olmadığına eminim. Çünkü Ankara’nın dış politikası IŞİD’e karşı değil. Türkiye Suriye ve Irak’taki olaylardan uzak duruyor, dahası Türk basınında IŞİD’e karşı sesler neredeyse hiç duyulmuyor’.