2007-2009 döneminde Rus Hava Kuvvetleri Hava Savunma Füze Birlikleri Komutanlığını yapan Sergey Hatılev, Sputnik’e açıklamasında, Patriot’un imajının 1990’lı yıllarda bozulmaya başladığını belirterek, "Bu sistemlerin imajı, Abu-Dabi’deki sergide S-300 ve Patriot’u yarıştırma teklif edildiğinde hızla bozulmaya başladı. Her iki sistemin aynı hava koşullarında benzer hedefleri vurması gerekiyordu. ABD’liler bu teklifi reddetti. O günden bu yana 30 yıl geçti” yorumunda bulundu.

ABD Temsilciler Meclisi Yürütme Denetim Komitesi’nin raporunu da örnek gösteren uzman, "Bu raporda geçen bir ifadeye dikkat çekmek istiyorum. Bugün, Patriot sisteminin etkin olduğunu gösteren tek bir örnek yok, denildi. Bunu bir Amerikalı, ABD Kongresi’nde söyledi. Bunun yoruma ihtiyacı yok” ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan’daki Patriot sistemlerinin bu tür saldırılara hazır olmadığının altını çizen Hatılev, bu konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:

"Suudi Arabistan’ın, Patriot’lar temelinde kurulan hava savunma sistemi etkili değil. Uzmanların tahminlerine göre, saldırılarda 10 ilâ 20 drone vardı ve bunlar alçaktan uçuyordu. Bunlar, patlayıcılarla donatılan ve sürü halinde hareket eden küçük boyutlu, neredeyse sessiz, yavaş hedeflerdi. Böylelikle bir emsal oluşturdular. Suudi Arabistan hava savunma sistemi buna hazır değildi. Patrito da bu tür hedeflere karşı mücadele için uygun değil. Alçaktan uçak hedefleri vurabilir ama imha etme ve etkinlik olasılığı çok düşük. Birileri bunu değerlendirmiş ve böyle bir silah kullanmış."

Uzman, "Patriot’un tek bir güdümlü füzesi 3 milyon dolar değerinde. Yani şunu düşünün, 3 milyon dolarla, 10 bin civarında olan dronelara ateş açmak. Kesinlikle etkili değil” diye konuştu.

Ülkeyi korumak için kademeli hava savunmaya ihtiyaç olduğunu kaydeden Hatılev, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kademeli sistem gerçek zamanlı istihbaratı öngörüyor. Bunun içinde radarlardan, uzay uydularından toplanan bilgi, bilgi sorgulama var. Kademeli sistem ayrıca devlete ait tesislerin uçaksavar füze sistemleriyle korunmasını, savaş uçaklarının kullanılmasını öngörüyor. Tüm bunlar, otomatik komuta merkezleri ağının içinde yer alıyor. Çünkü burada saniyeler söz konusu."

ABD’nin bu tür hedeflere karşı mücadele eden araçlara sahip olduğunu hatırlatan Hatılev, "Ancak onların dünya görüşü farklı. Biz savunma doktrinine sahibiz ve hava savunmayla uğraşıyoruz. ABD ise genel olarak saldırıyor, özel operasyonlar düzenliyor, binlerce askeri üsleri var” diye ekledi.