radyobir
radyobir

Tenor Erol Uras'ı Anma Konseri

İstanbul Devlet Opera ve Balesi, 13 Nisan 2022'de vereceği konser ile geçtiğimiz sene hayata veda eden değerli opera sanatçısı Erol Uras'ı anmaya hazırlanıyor.

06 Nisan 2022 12:41 | Kategori: Opera ve Bale

Sunumunu Çağrı Köktekin’in üstlendiği konserde; Yevgeni Onegin, Lucia di Lammermoor, La Bohème, Carmen, Aşk İksiri, La Traviata, Cavalleria Rusticana, Otello, Macbeth, Tosca  operalarından Erol Uras’ın sanat hayatı boyunca oynadığı roller seslendirilecek. Solist dansçı İlke Kodal’ın  dans ettiği  Pagliacci operasından bir bölümün de yer aldığı konser, Yalçın Tura’nın "sevmek nedir” parçası ile sonlanacak.

Şef Zdravko Lazarov yönetimindeki İstanbul Devlet Opera ve Balesi orkestrası eşliğinde;  Tenorlar; Caner Akın, Hakan Aysev, Ahmet Baykara, Serkan Bodur, Berk Dalkılıç, Ali Murat Erengül,  Yoel Keşap, Bülent Külekçi, Hüseyin Likos, Ufuk Toker ve  Onur Turan sahnede olacaklar.  

EROL URAS KİMDİR?

İstanbul Bebek 26. İlkokulu, İstanbul Ortaköy Gazi Osman Paşa Ortaokulu ve İstanbul Beyoğlu 2. Ticaret Lisesi, İstanbul Belediye Konservatuvarı ile Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nü bitirdi. İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde "Türk Halk Müziği Programı”nda yüksek lisans yaptı.1960-1961 yıllarında İstanbul’a gelen Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin temsillerinde figüran olarak sahneye adım atan Uras, 1962’de girdiği İstanbul Belediyesi Şehir Operası’nda Tenor korist sanatçı olarak göreve başladı. 1963-1965 yıllarında askerlik görevini Yedek Subay Öğretmen olarak Bitlis’te yaptı. 1965’de solist sanatçı olarak döndüğü İstanbul Belediyesi Şehir Operası’ndaki görevini 1970 yılında kapanıncaya kadar baş tenor olarak sürdürdü. Bu süre içinde Yevgeni Onegin, Rigoletto, La Traviata, Maskeli Balo, Lucia di Lammermoor, Manon Lescaut, Windsor’un Şen Kadınları operaları ve Tebessümler Diyarı operetinin başrollerini yorumladı. Kültür Sarayı’nın (Atatürk Kültür Merkezi) açılışında Lucia di Lammermoor operasında Edgardo’yu oynadı. İstanbul Şehir Operası’nın kapanmasından sonra 1971’e kadar da Şehir Tiyatroları’nda müzik yönetmeni olarak görev yaptı. 1971-1972’de arkadaşlarıyla birlikte Şişli Ümit Tiyatrosu’nda kurduğu özel tiyatroda operet ve müzikal tiyatro oyunculuğunun yanı sıra koroyu yönetti, bazı operet ve müzikallerin Türkçe uygulamasını yaptı, aynı tiyatroda oynanan "Geçmiş Zaman Olur ki…” adlı müzikli oyunu yazdı ve müziğini besteledi. 1973’de baş tenor olarak İstanbul Devlet Opera ve Balesi’ne katıldı.1980’de mesleki bilgi artırımı çalışmalarını "Deutsche Oper Berlin” in davetiyle Batı Berlin’de yaptı. Dünyaca ünlü orkestra şefleri ve Leyla Gencer ile opera yorumu, Maestro Ottavio Gallo ile de şan tekniği, repertuvar ve yorum çalışması yaptı. İstanbul Devlet Opera Balesi solist sanatçısı olarak Türkiye’deki çalışmalarının yanı sıra Almanya, Danimarka, Finlandiya, Yunanistan, Rusya, Bulgaristan, Yugoslavya, Azerbaycan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde başarılı opera temsilleri, oratoryo ve senfonik konserler,  radyo-TV konserleri ve resitaller verdi. Başta Otello, Aida, Il Trovatore, Andrea Chénier, Turandot,  Carmen, Cavalleria Rusticana ve Pagliacci operaları olmak üzere 30’un üstünde başrol; Verdi: Requiem, Beethoven: 9. Senfoni, Britten: Serenade, Saygun: Yunus Emre Oratoryosu, Saygun: Atatürk ve Anadolu’ya Destan, Saygun: Eski Üslupta Kantat, Kodallı: Atatürk Oratoryosu, Sinangil: Mevlana Oratoryosu gibi senfonik yapıtların tenor solosunu yorumladı. Bazı eserlerin Türkiye ve Dünya ilk seslendirişlerini yaptı. İKSV’nin pek çok Festival programında yer aldı. İstiklal Marşı’nı, ilk kez olarak İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde İstanbul Festivali açılış konserinde, soprano Zehra Yıldız ile birlikte seslendirdi. Opera sanatçısı olarak mesleğinin gereği Batı Müziği ve çok sesli Türk Müziği yanında Türk Müziği Konservatuvarı eğitimini de almış olmanın ayrıcalığından yararlanarak Geleneksel Türk Müziği’nin klasik ve halk müziği sözlü eserlerine de önem verdi, araştırmalarda bulundu, repertuvarını zenginleştirdi. Dinleyiciye aynı ortamda, aynı zamanda Batı ve Türk Müziği’ni birlikte sunmak amacıyla, 1960’lı yıllardan itibaren yurt içi ve yurt dışında piyano, arp, oda orkestrası, pop orkestrası, bayanlardan oluşan kendi kurduğu "Erol Uras Orkestrası” ve senfonik orkestra eşliğinde olmak üzere "Klasikten Popülere Batı ve Türk Müziği” başlığı altında konser çalışmaları yaptı. Erol Uras, 1992’den itibaren, Opera’daki görevi ile aynı zamanda İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda Öğretim Görevlisi olarak, Lisans programında Ses Eğitimi (Şan), Sahne Tekniği, Mimik Diksiyon ve Ses Sağlığı dersleri ile İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü yüksek lisans programında Şan Metodolojisi dersi verdi, gençlere bilgilerini aktarmaya uzun yıllar devam etti. 2001 yılında İstanbul Devlet Operası ve Balesi’nden emekli olduktan sonra operadaki çalışmalarına konuk solist sanatçı ve konuk şan pedagogu olarak devam etmiş olan tenor Erol Uras, başrollerini yorumladığı Il Trovatore, Ali Baba ve 40 Haramiler, Pagliacci operaları temsilleri ve gala konserlerle  "Sanatta 49. Yılı”na ulaşmış, bu uzun süreçte Türk Operası’nın gerek birinci kuşak, gerekse son kuşak sanatçıları ile sahne paylaşmanın mutluluğunu yaşamıştır. Kariyeri boyunca almış olduğu pek çok ödül sanatçı için onur kaynağı olmuştur. Uras’ın Tosca’dan Heybeli’ye, Tango Turco, 40. Sanat Yılında Tenor Erol Uras ve solist olarak katıldığı Tura Şarkıları (İş Bankası Kültür Yayınları) ile Ayangil Orkestra ve Korosu eşliğinde Yunus Emre başlıklı albümleri ve Sinangil’in Mevlana Oratoryosu -tenor solo- gibi yayımlanmış CD ve kaset çalışmaları vardır.

Sitemiz yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm haklarının sahibidir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
YUKARI