Terör örgütü PKK’nın Suriye’deki kolu YPG’ye ağır silah ve cephane teslimi kararına Ankara’nın tepkilerini dindirmek için Trump yönetiminden açıklamalar gelirken, bu örgüte hangi tür silahlar verileceği ve bunların nasıl sevk edileceği tartışılıyor. ABD Savunma Bakanı James Mattis, "Tüm endişelerin çözüme ulaşması için çalışacağız” dedi. Litvanya’da gazetecilere konuşan Mattis, "Türkiye ile güney sınırında güvenlik için çok yakından çalışacağız” diye konuştu.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Dana White önceki günkü ilk açıklamanın ardından gelen tepkiler üzerine ikinci bir açıklama yaptı. White, ABD’nin Türkiye ile dayanışma içinde olduğunu vurgulayarak, Washington’ın Rakka kentinde uzun vadeli bir Kürt varlığını öngörmediğini söyledi. Sözcü, Mattis’in, Savunma Bakanı Fikri Işık ile telefonda görüştüğünü ve "NATO müttefiki olarak Türkiye’yi koruma yönündeki” ABD taahhüdünü yinelediğini de aktardı. White, YPG’ye ekipmanların ‘sınırlı, göreve özel ve ulaşılan hedeflere göre verileceğini” kaydetti.

White silahların türüyle ilgili detaylar vermezken ABD’nin IŞİD Karşıtı Koalisyon Sözcüsü Albay John Dorrian, küçük ölçekli silahların yanı sıra IŞİD’ın bomba yüklü zırhlı araçlarını imha edebilecek kapasitedeki silahların da verileceği bilgisini aktardı. Rus Sputnik’ sitesine konuşan YPG’den bir yetkili ise ABD’nin kendilerine ısı güdümlü füzeler ve otomatik ağır silahların yanı sıra tank da vereceğini öne sürdü.         

ABD basını Rakka operasyonundan sonra fazla askeri donanımın geri alınması için çaba sarf edileceğini yazmıştı ancak bu iddia dün Albay Dorrian tarafından çürütüldü. IŞİD Karşıtı Koalisyon Sözcüsü Dorrian, "Silahların geri alımı söz konusu değil. Silahlar IŞİD ile savaşta kullanılmaya devam edilecek. DEAŞ, ortaklarımıza tedarik ettiğimiz bu silahların bedelini ödeyecek” şeklinde konuştu.       

Suriyeli Kürtler, ABD Başkanı Donald Trump’ın silah verilmesi talimatını "tarihi” olarak nitelendirdi.

Terör örgütü PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD partisi eş başkanı Salih Müslim, ABD’nin bu kararını beklediklerini söyledi. Müslim, "Rakka operasyonu terörle uluslararası mücadeleyle paralel seyrediyor. (Bu mücadeleye katılan SDG ve ona dahil güçlere) silah vermeleri çok doğal” dedi. YPG sözcüsü Redur Xelil ise Reuters’a dün yaptığı açıklamada, kararı tarihi olarak niteleyerek "Şu andan itibaren ve bu tarihi karardan sonra (YPG) terörle hızlı bir mücadelede daha güçlü, daha etkin ve daha kararlı bir rol oynayacak” diye konuştu.

YPG’nin ana unsur olduğu SDG’nin siyasi ofisinden İlham Ahmed ise ağır silahlar verilmesinin ‘siyasi bir anlamı’ olduğunu ve ‘YPG ile Suriye Demokratik Güçlerini meşrulaştırdığını’ söyledi. Ahmed, bununla birlikte Türkiye’nin karara sert tepki göstereceğini de belirtti.

Başbakan Binali Yıldırım, dün İngiltere’ye giderken Esenboğa Havalimanı’nda düzenlediği basın toplantısında ABD’nin terör örgütü PYD/PKK’ya silah yardımı kararını değerlendirdi. Yıldırım, PKK’nın ABD tarafından da terör örgütü olarak kabul edildiğine işaret ederek, "PKK’ya doğrudan ve dolaylı yardım anlamına gelecek girişimleri bizim kabul etmemiz söz konusu değildir. ABD ve Türkiye, NATO’da önemli iki ortaktır. Dolayısıyla stratejik düzeydeki ilişkilerimiz ile terör örgütü arasında ABD’nin bir tercih yapma cihetine gitmesini düşünmüyoruz. Türkiye’nin PKK terör örgütü konusundaki hassasiyetinin en üst düzeyde dikkate alınması için hâlâ ABD yönetiminin elinde imkânlar olduğunu düşünüyoruz” dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise "YPG ve PKK ikisi de terör örgütüdür, hiçbir farkı yoktur. Sadece adı farklıdır ve bunların eline geçen her silah, Türkiye’ye yönelik bir tehdittir” dedi. Karadağ’da konuşan Çavuşoğlu, "Özellikle Rakka operasyonunda, SDG içinde YPG’lilerin ve Arapların ayrılması gerekiyor. Rakka’ya da Arap güçlerin girmesinde fayda var” diye konuştu.

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, "PYD/YPG’ye ağır silah verilmesi başlı başına krizdir. Bunun bölgeye ve ABD’ye faydası olmaz. Bunun sonuçları sadece bölgeyi ve Türkiye’yi etkilemez. Sonuçları başta ABD olmak üzere bütün dünyayı etkiler” dedi. Bakan Fikri Işık, "Türkiye’nin burada oyunu tek başına değiştirme gücü yok ama çıkarlarını koruma gücü var. YPG/PYD gibi terör örgütü unsurlarının katıldığı operasyona Türkiye’nin destek vermesini kimse beklememeli” diye konuştu.