radyobir
radyobir

Yazara E-mail Gönder

Soma Devrimi

İnsan ilginç bir canlı. Bir şeyi öğrenmesi için genelde bizzat deneyimlemesi gerekiyor. Batı neden madenlerde daha güvenli sistemlere geçmiş? Bizim LED televizyon sevdamız gibi, komşular görsün diye mi? Eski teknolojide çok canları yandığı için. Keşke biz, bu süreci gözlemleyip bu kadar canımız yanmadan ileri teknolojiye geçseydik ama işte insan ilginç bir canlı. Bir deyiş vardır, "Bilge insanlar başkalarının deneyiminden öğrenir, akıllılar kendi deneyiminden, aptallarsa hiç öğrenmezler.” diye.

Soma’daki faciadan sonra yurt dışından madencilikle ilgili teknoloji transferi yapacağımız söylendi. Oysa, yurt dışından satın aldığımız hiç bir teknoloji ürününün kutusundan insana değer veren zihniyet, ahlâklı ve düzenli denetim sistemi çıkmıyor. İkinci dünya savaşında Ruslar Almanya’dan fabrikaları parça parça söküp kendi ülkelerinde tekrar kurdular, Amerikalılarsa o fabrikaları ve fabrikalarda üretilen ürünleri tasarlayan mühendisleri ve bilim adamlarını ülkelerine getirdiler. Sonuç ortada…

İslam dünyasının Avrupa’nın çok önünde olduğu sırada, Batı açlıktan kırılıyordu. İncil’i bir kenara koymuşlar, dini hurafelerle doldurmuşlar ve her türlü özgürlüğü kısıtlamaya bahane eder olmuşlardı. Kraliyet aileleri ve etrafındakiler bolluk içinde, geri kalanı sürünüyordu. En pahalı ürünler o dönemin zengini olan doğudan geliyordu. Zindanlar tıka basa doluydu. Cehalet en ağır hastalıklarıydı. Dibe vurdukları noktada ise onları sanat ve özgür düşünce akımı kurtardı. Bu akım, hızla ilerlemelerini sağlayan icatlar yapmaları için gerekli ortamı oluşturdu. Bu icatlarla tarımdan daha fazla verim aldılar, ticarette dünyaya açıldılar ve İslam dünyasının henüz keşfetmediği yerler gidip, geliştirdikleri barutlu silahlarla fethettiler... Bütün bu gelişmelerin sonucunda 1760’larda sanayi devrimini yapabildiler. Sanat ve sanattan etkilenen ürünlerin sosyal hayata etkisiyle talep edilen ürün çeşidi arttı. Yeni fikir ve icatların ekonomiye katkısı görüldükçe eğitime yatırım arttı, toplumun eğitim seviyesi yükseldi. Eğitim seviyesi yükselince insan hakları bilinci oluştu, sendikalar kuvvetlendi, fırsat eşitliği ilkesi uygulandı, denetim sistemleri gelişti, dini ne olursa olsun, topluma karşı sorumluluklarında ahlaklı olma bilinci benimsetildi, gelir seviyelerinin birbirine yaklaşması sağlandı.

Sadece batının sanayi devrimi değil, Japonya’nın iki atom bombası sonrası geldiği durum var, Çin örneği var. Elbette onlar da düşe kalka öğrendiler. Biz, onların hatalarından ve doğru yaptıklarından ders alıp kendimize göre bir yol çizebiliriz. Böylece kaybedilen zamanı telafi edebiliriz. Geriden gidiyoruz diye mızmızlanmaktan başka bir şey yapmayan kesimden de, kendisi üretemeyip de satın aldığı teknolojiyi doğru çalıştıracak insan gücünü bile yetiştiremezken kendini her ülkenin önünde sanan diğer kesimden de bıktım artık. Kesimlerin tamamından bıktım hatta. Hep beraber çalışmak varken bölünüp bölünüp konuşanlardan bıktım. Her konuda ayrı olabiliriz ama lakaytlığa karşı birlikte savaş açmamız lazım.

Bir çocuk gördüm haberlerde. Soma’da. Çocuğun babasından başka akrabası olmadığı için babasını teşhis etmeye onu çağırmışlar. 10 yaşında. Komşuları var, tanıyan başkaları var. Yine de çocuğa teşhis ettirmişler. Çocuktan diğer cesetleri de saklamamışlar. "İnsanlar çok kötü vaziyetteydi!” diyor. "Başım ağrıyor!” diyor. "Üç gündür uyuyamadım!” diyor. Bayılmak üzereydi konuşurken. Oysa büyük facialar sonrasında ölenlerin çocuklarına nasıl davranılması gerektiği konusunda sayısız araştırma var. Başkasının deneyiminden faydalanalım diye yazılmış. Faydalanmadık. Hiç olmazsa bundan sonra kendi deneyimlerimizden ders alırız diye umuyorum çünkü bir çocuğu daha o halde görmeye dayanamayacağım. Soma bir dönüm noktası olsun. 

| Haz 05 2014 | Ziyaretçi: 2054
Sitemiz yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm haklarının sahibidir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
YUKARI