radyobir
radyobir
 YAĞMUR'UN TAM YAŞINI BİLMİYORDUM

Bundan 10-20 sene sonra en büyük travmanızı sorsalar bu olur herhalde.

Herhalde. Çok korkunç. Allah beterinden korusun.

İlk evlendiğiniz zaman yaş farkınız magazinin derdi oldu.

Genç kadınlar adamlarla evlenebiliyor ama genç adamlar kendilerinden büyük kadınlarla evlendiği zaman biraz problem oluyor.

Niye?

Bilmem. Benim için problem değil. Ben kendimden dokuz nyaş küçük adamla evlendim.

Sorun oluyor mu?

Niye olsun? Bir şey söyleyeceğim. Ben Yağmur'un tam yaşını bilmiyordum ama benden küçük olduğunu biliyordum çünkü biz bir dizide tanıştık. O Oktay'ın oğlunu oynuyordu. Biraz da insanların algısı o yüzden öyle oldu, çünkü kocamın oğlunu oynayan adamla evlendim. Oktay da hayatı boyunca dalga geçiyor benimle.

Bir otokontrol oldu mu sizde? Evet, âşık oldum ama benden küçük, yapmamam lazım diye?

Ben işte böyle yaşayan biri değilim. Ne derler diye düşünmüyorum. Tamam, Yağmur yaşını gösteren birisi ama etrafımızdaki birçok adam da yaşını göstermiyor. Bir gün ben size gelip sizin bir arkadaşınızla tanışsam kaç yaşında olduğunu mu soracağım? Kimlik mi isteyeceğim? Flört etmeye başlayacaktık, görüşecektik filan ben bir şekilde yaşını öğrenecektim. Ne yapacaktım? Vaz mı geçecektim? Bu kadar aptalca bir şey olabilir mi? Her şey çok güzel, çok güzel hissediyorum, çok seviyorum ama ne derler? Yok ya. Benim hayatım bu. Ben yaşıyorum. Beş dakika önceye geri dönemiyorum. Ben benim hayatımda beni mutsuz eden hiçbir şeye geri dönmüyorum artık. Ben çok kıymetliyim çünkü.

Ne kadar güzel bakıyorsunuz hayata, ben böyle bakamıyorum.

Tavsiye derim. Ama tabi bunlar iki günde olmuyor. Yaşadıklarınız size bunları öğreniyor. Bir şeylerin arkasında kalarak hayatınızı devam ettirdiğiniz de hiç geçmişten kafanızı sökemiyorsunuz ve geleceğe bakamıyorsunuz. Siz, siz olmaktan çıkıyorsunuz. Ben 17 yaşımda babamı kaybettim, 24 yaşımda annemi kaybettim. Çok genç kayıplar. Ailemiz olarak biz çok küçücüğüz ama birbirimize çok bağlıyız. İmdat dediğim an hepsi dünyanın her yerinden koşar gelir. Böyle de bir aileyiz. Peki, ne yapacaktık? 24 yaşında anne de gitti ve kös kös evde mi oturacaktık? Beni böyle yetiştirmedi ki annem. Bana her şartta ayakta durmayı öğreten bir annem vardı. 17 yaşımda defilelerden eve dönerken saat geç, saçım yapılı ve makyajlı her akşam başka biri beni bırakırdı. Direkt damgayı vur değil mi, çok kolay. Ben anneme acaba kısa mesafede insem ve taksiyle mi gelsem dediğimde "Ne münasebet" demişti bana. "Sen ne yaptığını biliyor musun?" "Biliyorum." "Ne yapıyorsun?" "Para kazanıyorum." "Sen de o zaman o arabayla kapını önüne kadar geleceksin, arabadan kaçar gibi inmeyeceksin, sen içeri girene kadar arkadaşın saygısından kapıda bekliyorsa bekleyecek, öyle gidecek. Sen de bunun karşısında dimdik duracaksın" demişti bana. Ne kadar doğru. Çünkü ben okulumun parasını kazanmak için dışarıdan geliyorum. Dışarıdan bakılan fotoğraftan istediğiniz yorumu yapabildiğiniz halde ben işten geliyorum ve ben okuldan çıkardım okul formasıyla defile provasına giderdim. Kulise girer, formamı çıkarır, kotumu çıkarır, provamı yapardım. Herkes saç makyaj arasındayken ben testimi çözerdim. Bunları kim biliyor? Kimseye anlatmadım ki bilsin. Bilmesi de gerekmiyor ki zaten.

Takılarınız için sonraki düşünceniz dükkân açmak mı?

Zaman ne gösterecek onu göreceğiz. Belli aralılarla yeni koleksiyonlar gelecek. Çünkü internette bir kere yaptım koydum olmuyor. Hep yeni bir şeyler koymak gerekiyor. Şimdi Anneler Günü geliyor, güzel bir Anneler Günü koleksiyonu var. Sonra mezuniyetler başlayacak. Genç

YUKARI