radyobir
radyobir
 DELİ DEYİP YAKLAŞMIYORLAR

Ama bilinir olmanın bedeli de bu.
Olsun.
Hayatı başkası için yaşayacaksın.
Hayır, hiç öyle bir şey yok. Kim söylemiş onu? Ben öyle düşünmüyorum. Kendi doğrularımla, bana doğru geldiği şekilde, kimsenin haklarına tecavüz etmeden hayatımı yaşıyorum. Sonucu da neyse buna katlanıyorum. Yer geldiğinde yanlış bir laf sarf ettiysem de sonucuna katlanırım.
Hiç demediniz mi "Keşke bu kadar ünlü olmasaydım" diye?
Demedim desem.
Bir sürü de badire atlattınız üstelik.
Evet, ama bu benim hayatım. Yaşadığım her şeyi kabul eden biriyim. Bugün "Ne haber canım" deyip yarın işim düşmediğinde "öğğ" diyecek bir tip değilim. Hep aynı şeylere "öğğ" dedim. Aynı şeylere de "Ne haber" dedim. Anne olduktan sonra biraz daha deli oldum. Doğduğu günden itibaren canavara dönüştüğüm için medyadaki arkadaşlar da bu durumu kabul ettiler, "deli" deyip yaklaşmıyorlar. Yani atıyorum; evim Bebek'teyken Bebek Parkı bana yürüme mesafesiydi. Ben çocuğumla "Aman fotoğraf çekerler" diye Bebek Parkı'na gitmeyip arabaya koyup bilmem ne parkına mı götüreceğim? Niye? Ne yapayım, çeksinler. Ama şunu yapıyorum "Yeter, görüntü aldınız. Teşekkür ederim." Onlar da "Teşekkürler" deyip gidiyordu. Bu ilişkiyi kurduğunuz sürece problem yok.
Birçok ünlü çocuğunu gizliyor, fotoğrafını çektirmiyor. Ama siz Su'yu gizlemiyorsunuz.
Mesela Sitare çok sevdiğim bir kadın. Yaptığı organizasyonları da çok seviyorum. Benim kızım da onun parti mekânını çok seviyor. Zaten üç kere doğum gününü orada kutladık. Şimdi ben Sitare'nin bir davetine gitmek istiyorum. Niye? Çünkü oraya gitmek benim için çok eğlenceli. Bir sürü arkadaşımı görüyorum. Sosyalleşiyorum. Çalışmaktan çok vakit bulamıyorum arkadaşlarımla gidip bir şeyler yapmaya. Orası benim birçok arkadaşımı bir arada gördüğüm ve keyif yaptığım bir yer. Kızım da oradaki aktivitelerde çok eğleniyor. Fotoğraflanıyor mu? Evet, fotoğraflanıyor. Su'yun da ilk günden beri tepkisi çok belli. Bir kare, iki kare belki verir. Sonra gider ve bir daha kimse yakalayıp kimse onu çekemez. Kimse de artık çekmeye çalışmıyor çünkü ellerinde büyüdü ve biliyorlar ki artık sıkılıyor. Kafasını çeviriveriyor. Ve ben Su'ya bir baskı yapmıyorum "Çok ayıp, fotoğraf çektirmen lazım" diye. Öyle bir mecburiyeti yok. Dolayısıyla olduğu kadar ama ben orada onun fotoğrafını çekecekler diye çok eğleneceği bir aktiviteden de geri kalmasını doğru bulmuyorum. Her neyse ne ise o aktivite onu yapıyor ve bunları yapmaktan keyif alan sosyal bir çocuğum var. Niye vazgeçsin bunları yapmaktan? Annesi ünlü diye mi? Yazık değil mi?
Bazıları ise magazin basınında görülmeyi kendilerini aşağıya çeken bir şey olarak görüyorlar.
Ben böyle hesaplar yapmıyorum. İşte doğru kararlar vermek için, evet öyle hesaplarım var ama geriye dönüp baktığımda da iş anlamında çok da büyük hatalar yapmadığımı görüyorum. İçinde olduğum tüm projeler başarıya kavuşmuş, uzun süreli ekranda kalmış ya da ses getirmiş projeler. Dolayısıyla iş yaparken böyle kurallarım ve ince eleyip sık dokumalarım var. Ama hayatımı yaşarken, aile içi kararları verirken elbette var. Bu oraya gidersek şöyle fotoğraf çekerler, bunu yaparsak onu yaparlar; böyle olmaya başladığı zaman hayat bambaşka bir hal alıyor ve ben bu kadar kısıtlı yaşayabilen bir tip değilim. Ben aklına geleni yapanlardanım. Gecenin 9'unda aklıma bir şey takıldıysa alışveriş merkezine gidip onu alırım. Bunu yapabilirim ve ben bunu yaparken alışveriş merkezinde fotoğrafımı çekecekler diye kuaföre uğrayıp makyajımı yaptıracak değilim. Eşofmanlarımla gideceğim. Makyajsızmışım, ne yapalım? Bütün kadınlar yataktan kirpiklerle mi uyanıyor? Tabii ki frikik vermemek için çaba sarf ederim. İstemeden oluyor mu? Tabii ki oluyor.


YUKARI