radyobir
radyobir
 BÖYLE HESAPLAR YAPMIYORUM

Bazıları ise magazin basınında görülmeyi kendilerini aşağıya çeken bir şey olarak görüyorlar.

Ben böyle hesaplar yapmıyorum. İşte doğru kararlar vermek için, evet öyle hesaplarım var ama geriye dönüp baktığımda da iş anlamında çok da büyük hatalar yapmadığımı görüyorum. İçinde olduğum tüm projeler başarıya kavuşmuş, uzun süreli ekranda kalmış ya da ses getirmiş projeler. Dolayısıyla iş yaparken böyle kurallarım ve ince eleyip sık dokumalarım var. Ama hayatımı yaşarken, aile içi kararları verirken elbette var. Bu oraya gidersek şöyle fotoğraf çekerler, bunu yaparsak onu yaparlar; böyle olmaya başladığı zaman hayat bambaşka bir hal alıyor ve ben bu kadar kısıtlı yaşayabilen bir tip değilim. Ben aklına geleni yapanlardanım. Gecenin 9'unda aklıma bir şey takıldıysa alışveriş merkezine gidip onu alırım. Bunu yapabilirim ve ben bunu yaparken alışveriş merkezinde fotoğrafımı çekecekler diye kuaföre uğrayıp makyajımı yaptıracak değilim. Eşofmanlarımla gideceğim. Makyajsızmışım, ne yapalım? Bütün kadınlar yataktan kirpiklerle mi uyanıyor? Tabii ki frikik vermemek için çaba sarf ederim. İstemeden oluyor mu? Tabii ki oluyor.

Siz kaç yıl önce Türkiye güzeli oldunuz?

Gerçekten duymak istiyor musunuz? 21. Arzum Onan 93, ben 94'üm, Demet Şener 95. Ben Arzum'dan taç aldım, Demet de benden taç aldı. Kim Türkiye Güzeli oldu, neredeyiz ben de kaçırıyorum artık. Çünkü herkes başka bir şey yapıyor. O eski güzelliği kalmadı yarışmanın.

Aileniz ne iş yapıyordu? Çünkü bundan 21 yıl önce 19 yaşındaki bir kızı güzellik yarışmasına göndermek ileri bir görüşlü ailenin yapacağı bir şey.

Neşe Erberk etkisi. Ben 17 yaşımda babamı kaybettim ve annem o zaman bir tekstil firmasında çalışıyordu. Büyük bir defileleri vardı, defileyi de Neşe yapıyordu. Ben de kulise gittim. Defile diye de kendimce giyindim, süslendim. 16-17 yaşındayım, bir defile kulisine gidiyorum ve orada mankenler olacak. Giydiğim elbiseyi dün gibi hatırlıyorum. Annemin yanına kulise girdim. "Bu güzel kız kim?" diye geldi Neşe ve annem tanıştırdı. "Mankenlik yapmayı düşünmez misin"e vardı iş. "Okulum var" dedim. "Belki görüşürüz" dedi, kartını verdi. Evde düşünüyoruz ve sonra babam hayatta izin vermez diye konu kapandı. Kısa bir süre sonra babamı kaybettim ve iş geldi dolaştı paraya. Saint Benoît'da okuyorum. Çok ciddi bir masraf, özel okulda okumak, yavaş yavaş üniversite sınavı yaklaşıyor ve kurs paraları gerekecek. Annemde böyle bir para yok ve babamdan kalan bir şey de yok. O zaman babam karşılıyordu benim tüm maddi ihtiyaçlarımı.



YUKARI