Abdullah Öcalan, Amara'ndan İmralıya...
Taze taze bir kitap, Abdullah Öcalan (Amara'ndan İmralı'ya) Alfa yayınları, yazarı Müslüm Yücel. Yazar İlhami Işık'ın özdeyiş değerinde bir sözü var ''Bu ülkede en çok konuşulan PKK, en az bilinende PKK'' der. Bu sözü kopyalayarak ''Bu ülkede en çok konuşulan kişi Abdullah Öcalan, en az tanınan kişide Öcalan' 'derim. Tam da bu ihtiyacı karşılayan bir kitap. İnsan olarak Abdullah Öcalan tanımak için rehber kitap. Bu kitabı anlatmak için, küçük bir kitap yazmak gerek ,oda benim işim değil, anlamam kitap işinden.
Abdullah Öcalan'ı
belli bir mesafede görmüşlüğüm var. Osman Öcalan'la 1977-1979’da iki yıl Urfa
eğitim enstitüsünde aynı dönemde okuduk. On beş gün de Şehitlik ilkokulunda
stajyer öğretmenlik yaptık. Dört beş kez de tartışmışlığımız var, o APOCULUKyapıyordu ben KAWACILIK. 1989 veya 1990’da Mehmet Öcalan gözaltına alınmıştı,
gıyabında bırakılması için kendimce ilgilenmiştim.
On iki on üç yaşlarından
günümüze kadar, Kürt-Kürdistan ile ilgili biri olarak. Abdullah Öcalan'ı
tanıdığımı zannediyordum. Bu kitabı okuyunca bilgi fukarası olduğumu anladım.
Yazarı Müslüm
Yücel'i tanırım. Bir süre Urfa da aynı mahalle aynı sokak da birlikteydik. Babalarımız,
annelerimiz birbirlerini tanır. En büyük abisi Süleyman seksen öncesi aynı
dernekte birlikte olduk. En küçük kardeşim Orhan'ın hem okul ,hem mahalle hem
de siyaset arkadaşı. Yıl 1987 dershane müdürlüğü yaparken Müslüm'ün abisi
Arkadaşım Süleyman ''şu Müslüm dershaneye gelsin belki bir şey olur'' demişti. Hafızam
beni yanıltmıyorsa Müslüm Lise ikideydi. Müslüm'le zaman zaman hep görüştük.
Son zamanlarda her
gün görüşüyoruz desem abartmış olmam. Müslüm benim için kardeşimin arkadaşı dershanedeki
öğrencilerimizden biriydi. Meğerse kocaman bir yazarmış farkında değilmişim. Müslüm
kitapta cümlelere adete halay çektirmiş. Müslüm hakkında da meğerse bilgi
fukarasıymışım.
Kitaptan iki
alıntı yapacağım. (Öcalan yıllar sonra Cemil Bayık'la birlikte köye gelir. Üveyş
tavuk keser, suyuyla pilav yapar. Cemil Bayık ve Öcalan Kürt meselesini
konuşurlar. Ömer içeri girer ve ikisine de şunu söyle ''Solculuğu bırakmış,
Kürtçülüğe başlamışsınız beni dinleyin siz solculuğa devam edin. Kürtçülüğün
altından kalkamazsınız!'' Siyaseten babanın oğula verdiği son desttir bu.).
Kitaptan ikici
alıntı (Açıktır, herkes kendi sınırlarına gömülmüş, kadastrocudan istenen
(memurluk) kendi sınırlarıdır. Sınırda en küçük bir değişim bile tecavüz
sayılmaktadır. Öcalan burada aylık maaş alarak parasını kendine harcar ve bir
kısmını da üniversite için bir kenara koyar. Bunun yanında küçük rüşvetler
alır. Almazsa, memurluğu bitecek gibidir, herkes almaktadır. Düşünür hemen bozulmamak
için ne yapabilirim? Öcalan rüşvetten aldığı paraları bankaya yatırır. Şunu da
görür. Kürdistan'ı bitiren rüşvettir. Şunu görür ama Ben de rüşvet yiyorum. O
zaman şöyle düşünür Öcalan, eğer ben parayı alır kendi adıma harcarsam
kişiliğimden olurum ama ben bu parayı alıp Kürdistan için harcarsam kişiliğimi
bulurum. Öcalan rüşvetten tam on bin lira biriktirir ve bu paraya hiç
dokunmaz.).Kitabın iltifata ihtiyacı yok, kendi kendini okutuyor.
Sitemiz yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm haklarının sahibidir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.