radyobir
radyobir

Yazara E-mail Gönder

Ben Adanalıyım…

İnsan doğduğu şehri, annesinin babasının doğduğu yeri tabii ki inkâr edemez.
Ama zamanla, hayatı yaşadıkça, kendini ait olduğun, insanlarını kendine daha yakın bulduğun başka şehir olabiliyor. 
Sanki orada doğmuş gibisin, sanki orada büyümüşsün, sanki oralısın.
Duygularım, iç sesim, kalp ısım, sen Adanalısın diyor.
Çok düşündüm…
Neden?
Büyük şehir karambolünde yorgun düşersen...
Kalabalık insan cehenneminde yaşarsan.
İstanbul sitelerinde, komşuluk nedir bilmezken, komşu kapını çalmazsa, sen komşunun kapısını çalmazsan, 20 yıllık komşun Allah’a ısmarladık demeden taşınıp giderse, yerine taşınanlar merhaba biz geldik demezse.
Her gün konuştuğun arkadaşın, bir erkek bulup, koynuna girip, sonra aniden hayatından kaybolursa. 
Hiç kimse bayram seyran bilmezse.
Senin cenazene gelmeyip, dua, mevlit bilmezken, gelmezken, aylarca köpeğinin yasını tutarken, senin elinden bir dakika bile tutmazsa.
Geçmiş olsun bilmezse, ayağın kırıldığında, telefonla geçmiş olsun derken, oğlun nasıl, iyi mi diye sormazken, sağlığın iyi mi demezken.
Ayağım kırıldığında aylarca, süren yalnızlığımı, yardımcım olmasa suyu nasıl içerim, endişesi ile geçirdiğim günleri hatırlıyorum.
Bak Funda.
İnsani olarak eksilmişsin sen.
Adana'dayım.
Kocaman bir ailem var, dostluğu, candanlığı, samimiyeti, içtenliği yıllar sonra gördüğüm insanlar orada.
Akrabalık için kan bağı istemez ki, can bağı olsun yeter.
Akrabalarım, can bağlarım, canımın en sevdikleri orada.
Hepsi evli, hepsi çok kardeşli, hepsi çok çocuklu.
Hepsi çok iyi insanlar, hepsi çok merhametli insanlar.
Allah’ım diyorum, inanılmaz, hesapsız kitapsız, sevgi dolu insanlar.
Hafta sonu ‘Kebap ve Şalgam’ festivali var, festival bahane, can akrabalarımı görmek için Adana’ya gidiyorum.
Tüm ailemiz, sevdiklerimiz meyhanedeyiz, sokakta hep beraber avaz avaz şarkı söylüyoruz, dans ediyoruz, halay çekiyoruz.
İnsanların birbirini süzmeden, anlam çıkarmadan, hep beraber böylesine içten eğlendiğine ilk defa şahit oluyorum.
Şarkı söylemekten sesim kısılıyor.
Adana ve insanları bambaşka.
Kardeşim Zeki, babacan Zeki, hayatımda gördüğüm karısını en seven adamsın, hayatımda gördüğüm en iyi babasın.
Adaşım, yumuşacık, iyi kalpli merhametli, iyi anne, iyi eş Funda'cım.
Hakan'cım, eşi Dilek'cim. 
Funda, pazar günü yemek dönüşü kardeşim gelmiş annemlere uğramamız lazım diyor.
Uğruyoruz, tam 9 kız, 3 erkek, 12 kardeşler.
Eve giriyoruz, ev inanılmaz kalabalık hayatımda düğünler dışında böyle kalabalık görmedim.
Kız kardeşleri, kocaları, çocukları hepsi orada.
Kalbime çok iyi geliyor, kalbim iyileşiyor, kalbimden aile sıvısı akıyor.
Sanki yüreğimin üzerinden ağır bir yük kalkıyor.
Adlandıramadığım, ama hissettiğim eksikliğim tamamlanıyor.
İstanbul gibi büyük şehrin kayıtsız sarılmalarının savurduğu biri olmaktan çıkıyorum.
Akrabalarımın sıcacık kalpleri umuduma sarılıyor.
Bitmeyen kıyılar boyu koşmak isteyen heyecanım, ömür boyu yakından, ya da uzaktan akrabalarıma el sallayacak biliyorum. 
Umutlarımı, düşlerimi kalbime alıp sıkıca saklayıp, öylece eve doğru dönüyorum.
İyileşmiş kalbime, gittiğin yollar hiç bitmeyecek, bir gün önce aldığın çiçekler hiç solmayacak diyorum.
Yaşasın Adanalı kardeşlerim, akrabalarım ve çok kalabalık ailem.

FUNDA’NIN AKLINDAKİLER

......  Altın Kelebek ödül törenini izliyorum.

Aleyna Tilki'ye ne ödülü verildiğini hatırlamadığım bir ödül veriliyor, ödülü eline alıp o kadar garip bir konuşma yapıyor ki, aldığı ödülün ne kategoriden olduğunu unutuyorum.
Aleyna olanca güzelliği, şahane kıyafeti ve o güzel şarkısını söylüyor.
Bayılıyorum ona.
Sonra, erken büyüdüğünden aslında pembeli küçük kız olarak kalmak istediğinden, Aleyna olarak yaşamak istediğinden, çok çektiğinden anlatıyor.
Ne dediği anlaşılmaz, anlatıyor.
Benim bildiğim, 13/14 yaşlarında sesini göstermek için ‘Yetenek Sizsiniz’ yarışmasına katılıyor.
Zorla yarışmaya girilmez değil mi?
Erken ünlü olmak, bir yerlerden yırtmak, ünlü olmak, köşeyi erken dönmek için giriliyor bu yarışmalara öyle değil mi?
Sonrası iyi müzisyen, müzik piyasası kurdu Emrah Karaduman beraberliğinden şarkı seçimleri, tarzı, tavrı söylemleri ile çok ünlü ve hep gündemde kalan bir Aleyna Tilki olması.
Ve o günlerden bu günlere, sahnesinden 75.000 TL alan bir genç şarkıcı olarak hayatımızda yer alması.
Daha ne olsun.
Kendi yaşıtı olan nice kızlar var, okul yolu için karda kışta 6 km yol gidiyor.
Kendi yaşıtı nice kızlar var, çocuk yaşta evlendirilmiş.
Valla Aleyna’cım, sabahları Müge Anlı seyredin, yaşıtı kızlar, daha küçükleri, daha büyükleri, kadınların hayatlarını, hayatın diğer acı gerçeklerini görürsünüz.
O zaman bu şımarık dertlerden kurtulacaksınız.
Dertleri anlıyorum da şımarıklık kısmında zorlanıyorum.

Funda Özkalyoncu | Ara 15 2018 | Ziyaretçi: 179
Sitemiz yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm haklarının sahibidir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
YUKARI