radyobir
radyobir

Yazara E-mail Gönder

Bu sefer ki cemaat değil!

CRR (Cemal Reşit Rey) konser salonunu bilmeyeniniz çok azdır..  Kimimiz konsere, kimimiz konferansa, kimimiz de başka başka etkinlikler için bu salonun kapısını çalmışızdır.. Ben buraya en son yıllar önce Musa Eroğlu’nun konserine gitmiştim… Ondan sonraki gidişim yaklaşık 15 gün önceye rast geldi.. Bir filmin galasına davet edilmiş öylece en son ziyaretimi yapmıştım… Şaşırdım tabii.. O  eski,,aklımda kalan salaş dekerasyonlu salon, o vakit gözüme daha bir esaslı göründü. Epeyce değişiklikler yapılmış, hoş olmuş hoş… Benim gitmediğim o arada epeyce fiziği-kimyası değişmiş... Tabii, orada ayaküstü sohbet ederken kim yaptı, etti  tüm bunları diye sohbet ettiğim birkaç kişiye sordum. Onlarda, ‘İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Abdurrahman Şen Bey’ın gayretleriyle ve başında bulunduğu dairenin CRR’ye taşınmasıyla’ bu hale geldi dediler…

Abdurrahman Bey’i ilk olarak, Bahaeddin Karakoç  üstaddan iyi bir insan olarak bahsini defalarca duyuyordum yıllardan beri. Keza, Muhammed Nur Doğan hocam da aynı minvalde şeyler söylerdi, arada sırada sohbetlerimiz esnasında... Daha sonraları da bir şiir antolojisi için birkaç dakika konuştuk ardından. Yani öyle çok aşina olduğum, muhabbetimin olduğu birisi değil kendisi.. Fakat yaptığı başka işleri takip ediyor ve biliyorum, özellikle son bir yıldır… En azından adalarda her yaz yapılan kültür-sanat etkinliklerine ne denli destek verdiğini, elinden geleni yaptığını Adalar Kültür Derneğinin fahri üyesi olan ben yakinen biliyorum… Dolayısıyla çok şaşırtmadı ismini orada da duyunca… İşin özü bendeki izlenimi yaptığı işlerin hakkını veren, okkalı birisi…

İşte bu yüzden bu yazıyı yazma gereği hasıl oldu… Yoksa, aman ‘banane’ der, geçer giderdim… Partiyle-pırtiyle de fazla işim olmaz, bilirsiniz… Yeri geldiğinde, bana ulaştığında, emin olduğumda, bildiğim de başka türlü şeyleri yazdığımı da bilir, beni takip eden okuyucular…

Neyse konumuza dönelim… Sanıyorum birileri bugünlerde bu adamla epeyce uğraşıyor… Sağda-solda yıpratmak için de olmadık iftiraları atıp, tezgahlar  kuruyorlar… Kimler ki, bunlar derseniz… Cemaatçi falan değiller ha… Bu günlerde kabak hep onların başına patladığı için, ‘hah gene onlardır’ diye, düşünenler bu sefer yanılır… Yok yok, bu sefer ki cemaat değil... Onlar değil bu sefer.. Ya kimler?

Eski yönetici kadrolardan birileri bunlar… Mevcut iktidar partisinin eski kadrolarından birileri yani... Orada davul-zurna şenlik yapan, milyonluk ihaleleri cillop cillop götüren, sağa-sola tımar veren ; ‘Ali Baba ve Kırk haramileri’ gibi bir çete… Kültür A.Ş'yi 'Götür AŞ' zanneden bir güruh...Yukarıdan gelen telefonlarla milyonluk ihalelere tebelleş olan, şimdilerde ise suyu kesilen-kısılan birileri… Ayrıca bu ekip epeyce dallı budaklı… Tiyatro ayağı da var bu işin… Tiyatro harcamalarını kayıt altına aldığı için (daha önce şehir tiyatrolarında kayıt arşivi yokmuş çünkü) rahatsız olan ve Abdurrahman Şen ile bilek güreşine tutuşan rantiyeci ve şantiyeciler bunlar… Doymamışlar ki daha daha istiyorlar… Ee, şimdi de bu imkanlar yok… Niye? Şen ha bire onların işine taş koyuyor da ondan… Onlarda kendisine ha bire ‘taş’ atıyorlar.. Sağ-da solda, her yerde, Ankara’da dahil… Yapması gereken doğru şeyi yaptığı için… Milletin parasını çar-çur ettirmediği için bugünlerde böyle şeylere maruz kalıyor…

Benim en son duyduğum şey mesela…Efendim neymiş mesele… Güya; Abdurrahman Şen (İBB adına) Güney Kore’de UNESCO tarafından kardeş şehir ilan edilen Pusan Gonja da bir Kültür Expo etkinliğini Proje yönetmeni (koordinatörü) olarak düzenlemiş… Ki, haberim vardı bu projeden de.. Çok da sevinmiştim ülkemiz adına. Çünkü, öz emanetimizi ta oralara götürüp tanıtacaklardı…. Kimlerdi bunlar; Mevlana, Hacı Bektaş Veli,Yunus, Dede Korkut…  Etkinliğin yapıldığı şehrin nüfusunun  200 bin olmasına rağmen bu etkinliğe yaklaşık 20 günde kaç kişi gelmiş dersiniz? 800 bin kişi…  Evet, o şehrin 4 katı ziyaretçi…Şahane olmuş ülkemiz adına, şahane…

Bu etkinliğe katılan, hatta bir ucundan tutan arkadaşımdan aldım bu bilgileri de… Mustafa Doğan’dan…Tebrikte ettim kendisini.... Bu adamı da yaklaşık 12 yıldır tanırım. Sinema camiası da az-çok bilir zaten.. Benim yanımdaki namı diğer ‘Derviş Mustafa’yı…

Tabi olan bitenden, bu iftira kampanyasından o  garibim de  nasibini almış… Morali de epeyce bozulmuş... Çünkü  Kültür Expo organizasyonun içindeki 400 kişiden birisi de kendisi… 

‘Yahu derviş kardeşim sana ne dediler, sen kimsenin tavuğuna ‘kışşt’  bile demezsin… Çünkü, işin belli… O tür adamlarla da haliyle işin olmaz, yolların kesişmez…Kimseye bir kötülüğün olduğunu yıllardır görmedim, duymadım.. Haliyle de şaşırdım’ dediğimde, cevaben; ‘Yok yok dedi.. Bu sefer yolumun kesiştiği bir nokta var burada… Abdurrahman Şen Bey… O  İBB adına herşeyi organize ettiği için benim üzerimden, dolayısıyla ona vuracaklardı güya’ dedi…

Peki, iyi de sana ne dediler, ne yapmışsın kardeş dediğimde, Mustafa Doğan; ‘Orada toplanmış içki içmişiz… Ben organize etmişim tüm bu işleri de güya’ demesin mi? Onun bu sözüyle benim gülme krizine girmem bir oldu… İyi yerden yakalamışlar… Mustafa Bey biraz muhafazakar ama bilgili donanımlı bir arkadaş da kendi çapında… Gecesini, gündüzünü az-çok bildiğim bu arkadaşın öyle bir şeyi yaptığına ben uzun yıllardır şahit olmadım. Hani yapar mı derseniz öyle birşeyi şahsi fikrim. Bildiğim kadarıyla asla ve katiyyen… İşini iyi yapar o bilinçte birisi.. Haftada en az 2-3 defa da oturur konuşuruz, az da olsa.. Kısa da olsa…Çoluğunu-çocuğunu bilirim, eşini tanırım… Ee günümüze layık, ayak oyunları için iyi bir iftira seçmişler Allah var… Günümüzde biraz geçer akçe olan bir iftira türü çünkü bu… Koç gibi... Ee, iktidar da muhafazakar ya… İnançlı ya… Şimdi tüm bunları birileri duyar da nasıl etkilenmezler? Rantiyecilerde muradına nasıl ermez…

Herkes onların tezgahına gelecek kadar keriz, tüm bu ayak oyunlarını yutar, yerler ya… Yazık… Yazık… Bir insan haksız yoldan para kazanmak için kardeşinin -ki bu iftirayı atanlar da aynı iktidar partisinin kadrosunun inançlı insanları güya- bu kadar mı alçalır,  bu kadar mı şerefsizlik yaparlar bir insana? Masum olan bir insana, kardeşlerine, dava arkadaşlarına böyle iftira atar mı?

Neyse ki; bu memleketi yönetenler arasında hala vicdan sahibi, kimin ne yapıp yapmayacağını bu iftirayı atanlardan daha iyi bilecek basiret ve ferasete sahip yöneticiler var… ‘Akıllarına’ mukayyit olan(!).. Bu yüzden, bu iftiraları atanlar için; şu saatten sonra onlara ‘it ürür kervan yürür ‘ demek, en doğru ifade şekli olur sanırım… Sağlıcakla kalın…

 

| Kas 09 2014 | Ziyaretçi: 3922
Sitemiz yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm haklarının sahibidir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
YUKARI