Zor bir süreçten geçiyoruz. At izi, it izine karışmış durumda. Ülkece silkelenip belki de böyle temizleneceğiz. İşte 3 cümlede kısaca özetlemeye çalıştığım ülke durumundan gelelim şu şartlardaki "otomotivin durumuna”…  Otomotiv bu gibi durumlarda önce bir durur. Yani toplumsal olaylar, terör, kaos ve son olarak da 15 Temmuz gecesi yaşadığımız darbe girişiminde olduğu gibi kendini geri çeker. Şimdi de öyle oldu. Sektör 18 Temmuz’dan itibaren durdu. Basın bültenleri kesildi… Ardından dijital platformlardaki internet siteleri ve aylık dijital dergilerden 1-2 ilan durduruldu. İşin garip tarafı aynı markanın aynı reklamı televizyonlarda gösterilirken kendi halindeki bazı otomobil sitelerinden çekilme kararı alındı. Bu aynı markadaki farklı uygulanma marka yöneticilerinden mi yoksa ajansın içindeki çalışanlardan mı kaynaklanıyor bilemiyorum. Ama çok amatörce bir tavır. Toplumsal olaylarda, özellikle çok insanımızı kaybettiğimiz olaylarda basın lansmanı iptallerini anlıyorum. Örneğin son olarak havaalanı teröründe Kia’nın Bodrum’da gerçekleştirilmesi planlanan Cerato basın lansmanının iptali çok yerinde bir karardı. Yöneticileri bu kararlarından dolayı kutluyorum. 

İşin iletişim kısmında ise bence yöneticiler, marka temsilcileri "kriz yönetimi” konusunda konunun uzmanı iletişimcilerinden eğitim almalılar. Ekranda reklam dönerken, basit bir dijital dergiden ilan çekmek bu bilgisizliğin sonucunda gerçekleşiyor çünkü. Uzmanlar bu gibi durumlarda iletişime devam edilmesinden yanalar. Darbe girişimi sonrası herkesin evlerden meydanlara çıktığı şu günlerde otomotiv sektörünün geri adım atması, kabuğuna çekilmesi doğru bir hamle olmayacaktır. Daha yaratıcı ve cazip kampanyalarla "hayatın devam ettiği” yönündeki söylemlerle bu ortamı fırsata çevirmek de mümkün. En azından kuyruğu kıstırıp oturup beklemekten daha iyi olacağı düşüncesindeyim. 

YAZININ DEVAMI