radyobir
radyobir

Yazara E-mail Gönder

Dün, "Ekmekçi Kadınlar" günüydü

Hürriyet gazetesi ve Vodafone iş birliği yapıyor, dilde oluşan cinsiyet eşitsizliğinin önüne geçmek için, "Kırmızı Çizgi" projesi hazırlıyorlar.

Çok iyi bilgimiz bir şey var ki; dil toplumun iskeletidir, nasıl düşünürsek öyle konuşuruz, nasıl konuşursak öyle düşünürüz ya.

Ya da şöyle bir söz var, "Kendini başka yerde boşuna arama, akşama kadar ağzından çıkan neyse sen "o"sun" 

Bayılıyorum ben bu cümleye.

Farkında olarak ya da olmayarak, kullandığımız her kelime, her cümle kadınlara bakış açımızı oluşturuyor.

Bu projeyi, insanlar değil, çok ilginç ama yapay zeka teknolojisi değerlendiriyor.

Hürriyet.com, web sitesi ve mobil sitelerinde köşe yazılarına kırmızı çizgi butonu yerleştiriliyor.

Sonuç önceleri fena, 6 bin 200 adet köşe yazısı taradığında, toplam 682 makalede cinsiyetçi kelimelere rastlanıyor. Daha sonra, 4 bin 615 makale de, 200 tanesinde cinsiyet içerik rastlanıyor.

Yani yapay zeka butonu insandan daha iyi çalışıyor, bu kelimeleri atıyor.

Artık okurlarda, bu Kırmızı Çizgi butonunu kullanabiliyormuş.

İyi bir uygulama olmuş, iyi bir proje olmuş, hiç olmazsa, ayrımcılığın üstünü çizmişler.

Kadına cinsiyet ayırımcılığı derken, buna dikkat çekerken, biz kadınlarda birbirimizin kurdu değil, kız kardeşi olmalıyız.

En çok kadın kadına hakaret ederken, kadınlar kadınları linç ederken.

Ben de, dün sabah uyandım.

Dünya emekçi kadınlar günü, sosyal medyada paylaşımlar inanılmaz, bombardıman gibi üst üste yağıyor.

Önce bir şey paylaşmayacağım dedim, sonra baktım beni tebrik edenler var, ben de bir paylaşımda bulunayım dedim.

Burada da çok samimiyetsizlik var, canım sıkılıyor, ortak paylaşımda olmayacağım dedim.

Ama sözümde duramadım ve en azından merhametli emekçi kadınları kutlayayım dedim.

Bu gün ile ilgili ünlülerle videolar çekmişler.

İçlerinde erkekler var, bazılarını tanırım, bir tanesi evli, mutlu çocuklu havasında, seyahatten gelmesini beklediği karısına yalan söyleyerek, kar var, yollar buz tuttu, geç kalabilirim, yalanı ile başka genç kadının evine gidip, soyunup giyinip evine devam etmişti. Ve diğer kadının bir daha yüzüne bakmamıştı, telefonlarına çıkmamıştı.

Yani bir kadını aldatırken, diğer kadını kullanıp atarken, iki yalan bir arada pişkin pişkin dolaşıyordu ve günümüzü kutluyordu.

Ya diğerleri.

Ben, ünlü kadın ya da erkek, kadına esas dertler, kadına şiddet konusunda, paylaşım yapmasınlar, videolar falan gelmesinler...

Benim için, o esas konular sulanıyor.

Ya kadın düşmanı kadınlar.

Ya karısı hamile iken başka kadınlarla yatan, adamın karısının hamile olduğunu bile bile yatan kadınlar.

Bilmediği, şahit olmadığı konularda, story’lerin de başka kadınlara sataşan çıyan gözlüler.

Siz gölge etmeyin ve değilim aslında.

Demem o ki! Ben.

Anasının kıymetini bilen, çocuğuyla, eşiyle, işinde, aşında, hayatın her alanında merhametli elleri ile uzanan tüm, iyi kalpli kadınların kadınlar gününü kutlarım.

Funda'nın aklındakiler… 

... Ahmet Kural ve Sıla davası görüldü.

Ben kadına şiddet derdimizi, 2018 yılında erkekler tarafından öldürülen 440 kadının dramını, Sıla üzerinden konuşmayacağım.

Bu iki kişi arasında olan meselenin, karşılıklı tartışma, karşılık itiş kakış ve hatta bıraksanız aynı yerden başlayacaklarını düşünenlerdenim.

İtiş kakıştan beslenen ilişkilerden bu.

Sıla'nın şiddete uğrayan kadınların sözcüsü olduğunu düşünenlerden değilim.

Kadının beyanı esastır, cümlesini kabul edenlerden de değilim.

Ama.

Ahmet Kural, sende ne tuhaf adamsın... Sana soruyorlar Sıla ile göz göze geldiniz ne hissettiniz.

Adam cevap veriyor.

"Bunlar mahrem şeyler yaa" diyor.

Ahmet! Sen ve ilişkinin mahrem noktasını mı kaldı? Sen mahrem nedir bilmiyorsun bence.

İlişkinizde aşırı alkollü, bir saat böbrek üstü tekme çalışmaları, her türlü itişi kakışı var.

Ya konuşulanları bilseniz.

Senin mahremin darma duman olmuş, yere yapışmış, haberin yok.

... Utanmaz, hain, şiddetsever Sercan, Eskişehir'de, 24 yaşında genç kadın, 5 aylık hamile ve 3 çocuk annesi, eşi Nezahat Nur'u, kemer ve kürekle bayıltıncaya kadar kürekle dövüyor, kafasında kavanoz kırıyor.

Kadının yanından ayrılıyor, sonra dönüyor, bayılan kadını lavaboya götürüyor, yüzünü yıkayıp ayıltıyor ve tekrar tekrar dövüyor.

Sebep ne? 

Eve alkollü geliyor, kapıyı açıyor kadın, elini kadının kalbinin üstüne koyuyor ve "kalbin hızlı atıyor, eve kimi aldın" diyor.

Bu utanmaza, yaralama suçundan 4.5 yıl hapis istemiyle iddianame hazırlanıyor.

Davaya bakan hakim, Bayram Aslan, aslan gibi hareket ediyor ve suçun cinayete teşebbüs olduğunu belirtiyor ve dosyayı ağır cezaya yolluyor.

Buradan ne çıkaralım.

Şahane savcılar da var.

Kızım bu dayakçı adama, 24 yaşında genç bir kadınsın, 3 çocuk doğurmuşsun, 4.’süne hamilesin.. Neden?

Adam, erkek doğmuşsun adam olamamışsın, annen senden çok utansın ve senin Allah belanın versin.

 

Funda Özkalyoncu | Mar 09 2019 | Ziyaretçi: 137
Sitemiz yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm haklarının sahibidir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
YUKARI