İnsanlığın yarattığı tehditlerden tabiatın yaratacağı tehditlere
Dünyamız için yapılan güvenlik araştırmalarında artık oluşan ve oluşacak tehditler ikiye ayrılıyor: İnsanların yarattığı tehditler, tabiatın yarattığı tehditler. İnsanların yaratığı tehditler biliniyor. Bunları; iç savaşlar, terörizm, savaşlar, transnasyonal suç örgütleri olarak tanımlayabiliriz. Tabii bu tehditlerin arkasında devletler var, silah tacirleri var ve gene devletlerin kendilerini gizleyerek oluşturdukları uluslararası ağlar var. Tabiatın yarattığı ve yaratacağı tehditler arasında, çoraklık sonucu gıda güvenliği ,kuraklık, açlık, su baskınları, seller, tsunamiler, volkanlar, depremler, vs. var. İnsanların yarattığı tehditler ile tabiatın yarattığı felaketler birleşince insanlığın kökleri sarsılıyor. İşin ilginç tarafı insanların tüketim ihtirası tabiatın dengelerini bozarak kendi yaratığı tehditlere yenilerini eklemiş bulunuyor. İşte fosil yakıtlar kullanarak çevrenin kirletilmesi, sürekli atmosfere yığdığımız karbon gazı yeni felaketlere yol açıyor. Ancak, imzalanan ve yürürlüğe girmesi beklenen İklim Anlaşması ile artık 15-20 sene içinde fosil yağların kullanımına ve hatta kömürün üretilmesine son verilecek.
Ekonomileri petrol ve gaz üretimine dayanan ülkeler, çıkardıkları kömürle varlıklarını sürdüren şehirler ve bu işlerde çalışanlar ne olacak? Bunun cevabı yenilebilir enerji üretimine geçmek ve bu enerjilerin üretiminde kullanılacak üretim tekniklerini yeni nesillere öğretmek olarak belirtiliyor. Yenilenebilir enerjiler, güneş enerjisi, rüzgar, su ve sudan ayrıştırılan hidrojen olarak belirtiliyor. Bu yeni enerjiler içinde en çok ümit bağlananı güneş enerjisi. Günümüzde on ülke güneş enerjisi kullanımında başı çekiyor. En başta 35.5 gigawat ile Almanya geliyor. Almanya elektrik kullanımına yılda 3.3 gigawat yeni güneş enerjisi kapasitesi ekliyor. Eklenen bu enerji sayesinde yakında bazı riskler yaratabilecek olan nükleer enerji kullanımını terk etmeye hazırlanıyor. Almanya’yı sırasıyla Çin, İtalya, Japonya, Amerika, İspanya, Fransa, Avusturya, Belçika, İngiltere izliyor. Diğer ülkelerde sıradalar.
Birçok ülkenin enerji bakanlıkları içinde kurulan araştırma laboratuvarları ile nasıl daha fazla güneş enerjisinden faydalanılabileceği araştırılıyor. Güneş panelleri ile yeryüzünde elde edilen güneş enerjisi miktarı atmosferdeki koşullar nedeniyle engelleniyor. Bu nedenle düşünülen ve yakında gerçekleştirilecek olan dünyanın geo yörüngesine dünyadan 36.00 km uzağındaki uzaya - güneş panelleri yerleştirme çabalarına girişmiş durumdalar.Amerikan Enerji Bakanlığı kendiliğinden panelleri açarak güneş enerjisini toplayacak uyduları tasarlamış bile. Bunların yanında mikro dalga veya lazer gücü yansıtıcıları olacak. Yansıtıcılar uzaya yayılarak güneş ışıklarının güneş panellerinde toplanmasını sağlayacaklar. Bu paneller güneş gücünü mikrodalgalara veya lazere dönüştürecek ve toplanan güç bir ışın hüzmesi olarak Dünya’da bulunan güç alıcısına gelecek. Şimdilik güneş enerjisi uyduların uzaya nasıl yerleştirileceğiyle meşguller.
YAZININ DEVAMI
YAZININ DEVAMI
Sitemiz yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm haklarının sahibidir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
- Geleceğin dış politika beklentileri May 31 2016
- Epidemi ve Dünya Sağlık Örgütü May 31 2016
- Amerikan dış politikasında iklim değişikliği ve Trump May 31 2016
- Batının finansal ve ekonomik yaptırımları May 31 2016
- Batı sonrası dünya ve tavizsiz Amerika May 31 2016
- TransKaspian Gaz Boru Hattı Avrupa'nın yeni ümidi mi? May 31 2016
- Çin'in deniz politikası ve Amerikan baskısı May 31 2016
- Gene ekonomik ve mali baskılar May 31 2016
- Konvansiyonel silah satışları antlaşması ve insanlık May 31 2016
- Strateji bilmenin önemi May 31 2016