radyobir
radyobir

Yazara E-mail Gönder

Sektörün önünü açacak öneriler

Son haftalarda izlediğimiz zirveler ve konferanslardan sonra, izleyemeyenler için sektör yetkililerinin gayrimenkul pazarını hareketlendirme yönelik önerilerinden kısa özetler sunmayı düşündüm bu hafta...

İnşaat maliyetleri yükselirken gayrimenkul firmaları da çeşitli formüllerle bu maliyetleri düşürecek modellere odaklandı. Özellikle İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyük metropollerde temel girdi haline gelen ve maliyetin yüzde 50- 55’ini oluşturan arsalar için bankalardan destek bekleniyor. İnşaat üreticileri, arsa kredilerinin üretici finansmanı kapsamında değerlendirilmesi halinde arsanın konut içindeki maliyet payının yüzde 30’lara kadar düşebileceğine dikkat çekiyor. Böylesi bir uygulamanın konut fiyatlarını da aşağı çekmesinin mümkün olabileceği üzerinde duruluyor. 
30 yıllık Mortgage önerisi

Sektör temsilcileri, metropollerde arsaya yönelik çözümlerin yanı sıra, tüm Türkiye’de geçerli olacak uygulamaların da yapılmasının önemine işaret ediyor. Örneğin Almanya’daki gibi 30 yıla varan Mortgage kredisi ile sektörün tüm Türkiye’de sağlıklı büyümesinin önünün açılabileceği dile getiriliyor. Bir diğer öneri de gayrimenkul geliştirip yurt dışına satan firmaların ihracatçı kapsamına alınması. Böylesi bir çözümün ise markalı konutta oluşan stoğu eritebileceğine işaret ediliyor. Döviz Almayın, Var Olanı Bozdurun!

Sektöre yönelik önerilerden biri de aslında ekonomiye yönelik bir öneri olarak sosyal medyada dillendiriyor. Dövizin hızlı çıkışından elbette ki Türk ekonomisi ve emlak sektörü rahatsız. Her ne kadar dövizdeki yükselişin bir noktadan sonra Türkiye’deki mülklerin yabancıların gözündeki ilgisini artıracağı hesaplansa da, ekonomide TL’nin değer kaybından yana sıkıntılar mevcut ve gayrimenkul sektörü de ekonomiden bağımsız olarak gelişmiyor. Ancak inşaatta ham maddenin ülkemizde üretiliyor olması, üretimi yurt dışına bağımlı sektörlerde görülen hızlı zamların önüne geçiyor.

Bu nedenlerle döviz konusu yakından izleniyor. Dövizde sanki, 15 Temmuz sonrası girişilen milli destek kampanyası gibi bir kampanya hazırlığı olduğu görülüyor. Yastık altında dövizi olanların bozdurması teşvik ediliyor. Kimsenin elindeki dövizi bozdurması yönünde telkin verilemez, hatta bu telkinlerin yine sosyal medyada eleştiri ve mizah konusu olduğu da görülüyor.

Ama gündemden dövizi düşürecek bir algı yönetiminin şart olduğunu düşünüyoruz. Eldeki döviz bozdurulmayabilir ama döviz yükseliyor diye insanların gidip döviz almasının engellenmesi için TL’ye yatırımı cazip kılacak yeni enstrüman ya da söylemler şart. 15 Temmuz darbesini atlatan ekonomi yönetiminin, bunu sağlayacak bir kampanya ya da politika değişikliğine de her an gidebilir diye düşünüyoruz.

Yıldıray Gökkaya | Kas 29 2016 | Ziyaretçi: 416
Sitemiz yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm haklarının sahibidir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
YUKARI