radyobir
radyobir

Yazara E-mail Gönder

Trump'ın Amerikan derin devletini kontrol etmeye çalışanlarla mücadelesi ve gelecek

Trump’ın seçileceği endişesine kapılan Neocon’lar, Trump’ın açıklarını ortaya çıkarmak için bir İngiliz ajanı olan Christofer Steele’e görev vermişler. Tanınmış bir Rusya uzmanı olan Steele, Trump’ın geçmişte Rusya’da yaptığı alemler hususunda Rus istihbaratının elinde önemli bilgiler bulunduğunu tespit edip durumu Amerikan İç Güvenlik Kurumu, FBI’a bildirmiş. FBI pek delillendirilmemiş olan bu konuyu dikkate almayıp, Hillary Clinton’un postaları üzerine yoğunlaşınca, Steele bu durumun İngiltere ve Amerika’ya zararı dokunacağını düşünerek, konu üzerinde ödeme yapılmaksızın çalışmaya devam etmiş. Bu müthiş istihbarat sever uzman bu sever Neocon’lara yakın olan Wall Street Journal’daki Glen Simpson’a dönmüş. FBI hala konuyu dikkate almayınca, Steele, Mother Jones Reporter’da çalışan David’e dönmüş. Burada yayınlanan çapkınlık hikayesi pek ilgi uyandırmamış. Son adım olarak Neocon Senator Jalmes McCain’e olay götürülmüş. McCain, Rusya uzmanı İngiliz eski büyükelçisi Sir Andrew Ward’a görüşerek çözmeye çalışmış. Sir Andrew, dosyayı görmediğini ancak Steele’in güvenilir biri olduğunu söyleyince Senator dosyayı bizzat FBI’ya götürmüş.

Bu konuda vatandaş olarak bize ilginç gelen değişik hususlar var. Bunlardan birincisi başka bir memleketin, herkesin bildiği ajanının, verilen görev  üzerine bir Amerikan başkan adayını takip edip incelemesi. Bu durum normal olması gerek. Ancak, 1946 yılında, hemen savaş sonrasında Amerika ve İngiltere’nin imzaladığı OKUSA adı verilen bir istihbarat anlaşması var. Bu anlaşma sinyal istihbaratı üzerine, günümüzde internet üzerinde, diyebiliriz. Daha sonra bu anlaşmaya Avustralya, Kanada ve Yeni Zelanda katılmış. Yani, tam bir Anglo-Sakson  istihbarat birliği. Daha sonraları, anlaşmaya Batı Almanya, Filipinler ve Kuzey Avrupa ülkeleri de dahil olmuş. Anlaşma çok gizli, Avusturalya Başbakanı 1973 yılına kadar anlaşmadan haberdar olamamış. Anlaşmanın varlığı ve metni 2005 yılında açıklanmış. İşte, Steele bu anlaşma nedeniyle bir Amerikalı hakkında takip yapabilmiş.

Dikkatimizi çeken ikinci husus, dış politikanın işlevlerinden birinin karşı devlet hakkında bilgi toplamak ve o devleti kendi istek ve arzularına göre, yumuşak güçle, yönlendirmek olduğuna göre Amerika’nın Rusya’nın veya Çin’in kendisine karşı uyguladığı siber istihbarattan neden rahatsız olduğu. Dünya’daki en geniş siber istihbarat ağına sahip olup, müttefiklerini -Merkel’i dinliyorlardı- dahi izleyen bir ülkenin Trump’ın takip edilmesinden niye bu kadar şaşırmış göründüğü. Öte yandan, Amerikan tarihi, Amerika’nın diğer ülkelerin seçimlerine karşı, rejim değiştirme ve müdahaleler dolu olduğunu bizzat Amerikalı siyaset bilimcilerin kitaplarından öğreniyoruz.1990’dan sonra Doğu Avrupa’daki turuncu devrimler ve Profesör Gene Sharp’ın, ‘Halk Direnişi Teorisi’, Avrupa’yı allak bullak etmişti. 2010’da dünya gıda fiyatlarının kontrolü ile birlikte yaratılan ‘Arap Baharı’, nedir?

Fazladan, on yedi çeşit istihbarat örgütüne sahip Amerika, Rusya’yı nasıl durduramamıştır. Bu ayrı bir konu. Joshua Keating’in Slate Reports’unda yazdığı makalesinde 1946-2000 yılları arasında Amerika ve Sovyetler Birliği, dünyadaki 117 seçime şu veya bu şekilde müdahalede bulunmuşlar. Dünyadaki, 937 çekişmeli ulusal düzeydeki seçimlerde Amerika 81 müdahalede bulunurken Sovyetler/Rusya 36 defa müdahale etmişler.

Müesses nizamın bir kısmı neden Trump’ın seçilmesini kabul edilmiyor konusuna gelince bu husus defalarca yazıldı. Amerika, Kissinger’in politikasını uygulayarak Şanghay’ı bölüp Çin’in yayılmasını denetim altında tutmak istiyor. Bu nedenle önce Rusya’nın şeytanlaştırılması gerekli. Rusya’nın Baltık’ta, Karadeniz’de, Ortadoğu’da yayıldığı ileri sürülerek NATO güçleri Avrupa’da bulunacak. Böylece Rusya sıkıştırılacak. İkinci husus, DAİŞ bitip, Ortadoğu’nun barışa kavuşması Neocon’ların işine gelmiyor. Amerika, Trump eliyle İran’ı sıkıştıracak, bu sefer başka nedenlerle Ortadoğu yine karışacak. Bu senaryoları takip etmeyecek olan Trump, Anayasa mahkemesinde yargılanacak. Silah üretimine  devam edilecek. Amerikan halkının çıkarı yerine büyük şirketlerin çıkarı öne geçecek. Müttefikler ne olacak? Bilen varsa anlatsın.

Hasan Köni | Oca 20 2017 | Ziyaretçi: 617
Sitemiz yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm haklarının sahibidir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
YUKARI