Dolar yükseliyor, teknolojik cihazların fiyatları neredeyse her gün değişiyor. Tüm markalar satışlarının düşmesinden endişeli ama cep telefonu ve televizyon satışlarında korkulan bir düşüş yaşanmıyor. Tamam cep telefonu satışının neden azalmadığını artık biliyoruz. Türk halkının büyük kısmı yılda bir kez cep telefonu değiştiriyor. Yani cep telefonundaki yenileme hızımız çok fazla. En yeni modelleri kullanmayı seviyoruz. Yenisi çıkar çıkmaz eski telefonumuzu değiştirmenin bir yolunu buluyoruz. Peki ya televizyon? Nasıl oluyor da televizyon satışları azalmıyor?  

Aslında adetsel bazda bakıldığında ülkemizde televizyon satışlarının artmadığı ortaya çıkıyor. Ancak cep telefonunda olmayan bir şey var televizyon sektöründe. Vestel ve Arçelik gibi iki tane gerçekten büyük, hem de çok büyük yerli üreticimiz var. Bu iki markanın üretim gücü o kadar büyük ki yeri geldiğinde dünya devleri için bile üretim yapabiliyorlar.

Bir de Türkiye’de yükselen emlak sektörü var tabii. İnsanlar daha büyük evlere taşındıkça hane başına düşen televizyon sayısı da artıyor. Genellikle çocukların odasına gönderilen televizyonların yerine oturma odaları için daha büyük ekranlı televizyonlar tercih ediliyor. Bu nedenle de Türkiye’de satılan televizyonların ortalama ekran büyüklüğü her yıl biraz daha yükseliyor. 

Örneğin İtalya’da ortalama 130 ekran (50 inç) televizyonlar satılırken Türkiye’de hızla 165 ekrana (65 inç) doğru bir kayma var. Bunun nedeni de yeni ve daha büyük evlerin hızla inşa edilmesi.

Tüm olumlu görünen parametrelere rağmen televizyon fiyatlarının azalmadığı da bir gerçek. Yani satış fiyatı yükselirken televizyona olan talep azalmıyor veya çok az azalıyor gibi bir durum var. Arçelik ve Vestel ile rekabet etmek zorunda olan yabancı markalar son kullanıcıya bir yandan yeni modeller sunarken diğer yandan da çok dikkatli bir şekilde satış fiyatı belirliyor, kampanyalar yapıyor. Mesela Samsung üst segment televizyon satın alanlara en yeni ve en pahalı cep telefonlarından birini hediye ederek kampanya döneminde muazzam satış rakamlarına ulaşabiliyor. Gerçi kampanya biter bitmez satışları düşse de bu gibi hamleler diğer markaları da benzer kampanyalar yapmaya zorluyor. Tabii kendisi bu televizyonlardan birini aldıktan bir hafta kadar sonra Samsung’un böyle bir kampanya yapmasına bozulan müşteriler de var. Bu müşteriler bir daha Samsung televizyon satın almayacaklarını söyleseler de anladığım kadarıyla firmalar bu gibi söylemleri "küçük yol kazaları” olarak değerlendirip, görmezden geliyorlar. Yani kampanya yapıldıkça bu ülkede televizyon satılacağı gibi bir düşünce sistemi çoğu yabancı markanın bilinçaltına işlenmiş durumda. Bana soracak olursanız Arçelik ve Vestel’in öne çıktığı nokta da bu. Arçelik ve Vestel müşterisi kendisini kolay kolay kandırılmış hissetmiyor. Yerli markaya sahip çıkıyor. Gönlü bazen bir cep telefonu hediyesi gibi nedenlerle yabancıya kaysa da gururla yerli malı kullanmaya devam ediyor. Daha ekonomik fiyatlar sayesinde kurda yaşanan dalgalanmadan da etkilenmiyor.