Kılıçdaroğlu Antalya’da İl Başkanları Toplantısı’nın açılışında özetle şunları söyledi:

"TERÖR biteceğine azgınlaştı. Neden? Meşru bir devleti, BM’de tanınan, anayasası, parlamentosu olan, hukukun üstünlüğüne inanan bir devleti gayrimeşru bir organla muhatap ederseniz, bugünkü tabloyu yaratırsınız. ‘Bir devleti gayrimeşru organla muhatap edemezsiniz’ dedik. Bizi dinlemediler. Bugün geldikleri noktada çözemediler. Efkan Ala ‘AKP ile PKK görüşüyor’ diyor. Bir siyasal parti ile bir terör örgütünün görüştüğünü İçişleri Bakanı söylüyor. Kim bu işin sorumlusu?

AKP’nin tepe yöneticileri, bakanları terör örgütüne yardım ve yataklık yapmışlardır. Terör örgütünün şehirlere silah depolamasına izin vermişlerdir. Güvenlik güçlerinin operasyon yapmasına engel olmuşlardır. Gelen her şehidin sorumlusu AKP’dir ve bu partinin yöneticileridir. Gayet açık, gayet net söylüyorum. (Kürsüden belge göstererek) Bu bir belge, operasyonların durdurulması gerektiği talimatını veren bir belge. ‘Dokunmayın onlara, kentleri silah deposu haline getirsinler’ diyor. Bir başka belge, operasyona izin istiyorlar, vali altına not düşmüş ‘Gerek yoktur’ diye. Kimin izniyle bir vali bunu yapabilir. Merkezden talimat gitmeyince bunu bir vali tek başına yapabilir mi? Terör örgütünün bugün şehirleri silah deposu haline getirmesini sağlayan temel aktör, AKP’nin yöneticileridir, dönemin başbakanıdır, şimdiki bakan ve başbakanıdır. Önümüzdeki dönemde her bir il başkanından rica ediyorum, gideceksiniz Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunacaksınız.

Milletvekilliği dokunulmazlığı tartışması var. Geçici madde öneriyorlar? ‘Mevcut olan dokunulmazlık dosyalarını yargıya gönderelim’ diyorlar. Yeni dokunulmazlık dosyası gelirse onlar yine eskisi gibi raflarda kalsın diyorlar. Niye geçici madde koyuyorsunuz, gelin 83’üncü maddeyi değiştirelim. Eski hırsız kötü de yeni hırsız iyi mi olacak? Neden böyle bir anlayışın tutsağı haline getiriyoruz TBMM’yi? ‘Hayır geçici madde olacak’ diyorlar. ‘Eskileri göndereceğiz, yenileri koruyacağız’ diyor. Bu çifte standart doğru değil.

Diyorlarsa ki illa biz bunu getireceğiz, illa getiriyorsunuz, biz de ‘Hodri meydan’ diyoruz, getirin bütün dokunulmazlıkları kaldıralım. Şöyle bir kaygı var. Kalkarsa, ‘Yargı da bağımsız değil, CHP milletvekillerini hapse atarlarsa ne olacak?’ diyorlar. Eğer bir bedel ödenecekse demokrasi adına, o bedeli önce siyasetçi ödeyecek. Hani var ya büyük ozanımızın söylediği ‘Sen yanmasan, ben yanmasam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa...w?’ Gerekirse bedel ödeyeceğiz, gerekirse iktidarın sopa olarak kullandığı mahkeme kararına göre hapse gireceğiz. Asla ve asla demokrasi yolundan dönmeyeceğiz ve yılmayacağız.”

DÜN (önceki gün) anlaşma imzaladılar, Türkiye açıkça bir tampon bölge haline gelmiş oluyor böyle. Bütün mülteciler gelecek, hepsi burada kalacak. Siz niye bakmıyorsunuz? Siz niye kaçıyorsunuz? Onlar buraya değil oraya gitmek istiyorlar. Bizimkiler de paşa paşa altına imza attılar. Ne olacak bu Suriyeliler? Arkadan gelecekler ne olacak? Türkiye onlara nasıl bakacak? Ne olacak bu çocuklar yarın. Türkiye’nin bütün huzuru bozulacak, göreceksiniz. Ağrımıza gidiyor, faturayı sokaktaki çocuk dahil herkes ödeyecek.