radyobir
radyobir

"Kendimi seksi bulmuyorum"

Önce 'Fear Factor' yarışmasının ilk kadın şampiyonu oldu. Ardından çok uzun bir süre Murat Boz'un menajerliğini yaptı. İkilinin aşkı magazinin en önemli başlıklarından biriydi. Fakat köprünün altından çok sular aktı. Eliz Sakuçoğlu şimdi tasarımları ve styling işleriyle gündemde. Bunun öncesinde kendini bir süreliğine eve kapattı. Ardından 'ruh eşim' dediği sevgilisi Beran Benan'la tanıştı. Şimdi evlilik yolunda...

12 Haziran 2016 06:00 | Güncelleme :12 Haziran 2016 09:01 | Kategori: Magazin

Bir süredir Instagram’a seksi fotoğraflarınızı yüklüyorsunuz. Birden ortaya çıkan bu cesaretin sebebi ne? 

- Aşk. Ben kendimi seksi bulmuyorum ama sizin seksilik diye nitelendirdiğiniz belki de yaşadığım aşkın bende değiştirmiş olduğu mutluluk enerjisidir. Beran bana ilişkide kadın olmanın önemini fazlasıyla yaşatıyor. 

Bir erkek, sevgilisine ‘kadın olmanın önemini’ nasıl yaşatır? 

- Eskiden ‘Her şeyi kendim yapabilirim’ diye düşünürdüm. Bu beni maskülen biri yapmıştı. Ama erkek arkadaşım Beran (Benan) bana "Dur! Sen kadınsın ve kadınlığını yaşamalısın” diyerek küçük adımlarla bunu yaptı.

ONUNLA ÖMRÜMÜN SONUNA KADAR MUTLU OLACAĞIMI BİLİYORUM

Bu büyük keşiflerinizin sebebi olan Beran Bey hayatınıza nasıl girdi? 

- Görücü usulüyle. Bundan bir sene önce kendimi kapattığım uzun bir dönem sonunda artık bir davete katılacak ve arkadaşlarımı görecektim. Davetten eve dönerken arkadaşlarım arayıp "Geri dön, seni hayatının erkeğiyle tanıştıracağız” dedi. Küçücük bir mekânda tanıştık ve sabah altıya kadar birbirimize kilitlenmiş vaziyette sadece konuştuk. Sonra Beran, işleri için Cannes’a gitti. Ben de sürpriz yaparak iki günlük valizle arkasından gittim ve 1.5 ay kaldım.

Sizi bu kadar etkileyen neydi? 

- Anı ve hayatı dolu dolu yaşaması. Birbirimize sarılarak uyuyoruz, kavga bile edemiyoruz... İsviçreli bir anneyle Türk bir babanın oğlu... Ben de Almanya-Türkiye arasında iki kültürle büyüdüm. Kafa yapılarımız çok aynı. Hep ruh eşimi arıyordum. Bir gün karşıma çıkacağını biliyordum. Onu buldum... 

Peki bu ruh eşiyle evlenecek misiniz? 

- İki kere evlenme teklif etti. Onunla ömrümün sonuna kadar mutlu bir hayatım olacağını biliyorum. Çocuklarıma anlatabileceğim, özel bir evlenme teklifi daha bekliyorum. 

Instagram’a sevgilinizle bol bol aşk fotoğrafları yüklüyorsunuz. Bunlar eski ilişkilere bir mesaj mı? 

- Kesinlikle hayır. Böyle bir aşk yaşamayanların düşüncesi bunlar. Her şeyin altında bir şey aramak hata.

Yıllar önce bir röportajınızda "Yaralarım var” demişsiniz. Nedir sizin yaralarınız? 

- 30 yaş sendromu dediğim olay... Kendimi hiç dinlememişim, değerimi bilememişim, içimdeki çocuğu yeterince kucaklamamışım. Aileden başlayarak hep başkalarını mutlu etme üzerine bir hayat sürmüşüm. 

Yaralarınızı nasıl onardınız? 

- Kendimi ruhsal, fiziksel ve zihinsel bir temizlik dönemine aldım.

Nasıl temizlendiniz? 

- Dört hafta eve kapandım. Dış dünyayla bağlantımı kestim. Telefon, televizyon hiçbir şey yoktu. Her gün beş saat boş boş duvara bakıyordum. Hayatım gözlerimin önünden akıyordu. O güne kadar içimde kalan, söyleyemediğim ne varsa dört duvar arasında sesli sesli duvarlara karşı söyledim. Duvarlarla konuştum yani... Kendimi sık sık Allah’la dertleşirken yakaladım. Evde kendi kendime spor yaptım. Sürekli kitap okudum... 

Çevrenizdekiler delirdiğinizi düşünmediler mi? 

- Hayır. İçinde çok şey biriktirip hiç konuşamazsan boğulacağını hissedersin ve kendini tedavi etmen gerekir. Benim de yaşadığım öyle bir şeydi. Zordu ama sonra yavaş yavaş iyileştim, ortaya enerji dolu bir kadın çıktı.

Hatırlayabildiğiniz ilk anınızda neredesiniz?

- Babam bir laboratuvarda çalışıyordu, annem organizatördü. 1990’da annemin işleri için Antakya’dan Almanya’ya taşındık. Altı yaşındaydım. O benim kırılma noktam oldu.

Farklı kültürde büyümenin etkileri mi? 

- Hayır, o gidiş pek hayırlı olmadı. Babamda anneme karşı tutkulu bir aşk varken, annem sevmekle yetinen taraf olduğu için problemler yaşandı ve boşanma kararı aldılar. Alman mahkemesi beni ve kız kardeşimi anneye verdi. Ama ben bu kararı kabul etmedim. O dönemde, ‘Annem babamı üzdü, ben onu iyileştirmeliyim’ diye düşünüp bir görev edindim ve babamın yanında kalmayı istedim. Hâkim de bu isteği kabul etti ve biz kardeşimle babamın yanında büyüdük. O dönemde babama iyice bağlandım, anneme öfkem büyüdü. Ama babam o dönemi çok iyi yönetti ve beni sakinleştirdi. Zamanla anladım, ilişkileri zaten bitmeye mahkûmmuş.

Annesiz yetişmek hayatınıza nasıl yansıdı? 

- Erkek gibi oldum. Çünkü etrafımda bir kadın figürü yoktu. Mesela ilk âdet gördüğüm dönemler çok zordu. Babam Almanya’da Türk örf ve âdetlerine göre iki kız yetiştirmek zorunda kaldı. Bunlar beni daha güçlü yaptı. 13 yaşımda kendi paramı kazanmaya başladım. Önce bebek bakıcılığı yaptım. Ardından satış danışmanlığı... Moda dünyasına ilk girişim de öyle oldu zaten. Bir süre sonra çalıştığım mağazadaki kıyafetleri ben seçip almaya başladım. İyi maaş teklif ettiler. Kendi paramı kazanmanın tadını alınca da okulu bıraktım.

Türkiye’ye neden geldiniz? 

- Fotomodel olmayı çok istiyordum. Annem 18 yaşımda hediye olarak fotoğraflarımı çektirip bir katalog oluşturdu. Ajanslara yolladık ve çoğundan çağırdılar. Gaye Sökmen Ajans’ta başladım. Kliplerde rol aldım. Sonra ‘Fear Factor’ yarışmasına sunucu olmak için seçmelere gittim. Ama orada yarışmayı Acun Ilıcalı’nın sunduğunu öğrendim. Yarışmanın aksiyon ruhu hoşuma gitti ve ben de yarışmacı olmak için başvurdum. Seçildim ve yarışmanın ilk kadın birincisi oldum. Ardından styling ve tesadüfen gelişen menajerlik çalışmaları başladı. Şimdi tasarımcı olarak ilerliyorum.

Hakan GENCE (Hürriyet)



Sitemiz yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm haklarının sahibidir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
YUKARI