Filistin-İsrail çatışması ve Gazze'ye insani yardımların ulaştırılmasının yanı sıra Ukrayna ve Karabağ gibi konuları görüşmek üzere bir araya gelen Avrupa Birliği ülkelerinin dışişleri bakanlarına konuşan AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, "Herhangi bir sivilin ölümünden eşit derecede endişe duymalıyız. Yahudi halkına yönelik en büyük saldırılardan biriyle karşı karşıya kalan İsrail'e güçlü destek gösteriyoruz. Ancak Hamas kurbanı olarak hayatını kaybeden Filistinlileri de düşünmeliyiz” ifadelerini kullandı.

17’inci gününe giren Filistin-İsrail çatışmasının tırmanmasının hemen ardından AB, yaptığı sayısız açıklamada yalnızca İsrail'i desteklerken, birlik İsrail'in meşru müdafaa hakkını vurgulayarak Gazze Şeridi'ne yönelik gelişigüzel saldırıları 'meşru' bulmuştu.

AB Komisyonunun komşuluk ve genişlemeden sorumlu üyesi Oliver Varhelyi, Filistin'e her türlü yardım ve işbirliğinin durdurulduğunu duyurmuştu.

Daha sonar gazetecilere konuşan İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares, Varhelyi'nin açıkladığı Filistinlilere yönelik kalkınma yardımlarının dondurulması kararının 'tek taraflı bir karar olduğuna inandığını' dile getiren Albares, karar açıklanmadan önce ne kendisine ne de diğer üye ülkelerin dışişleri bakanlarına danışılmadığı veya bilgi verilmediğini kaydetti.

Daha sonra AB ülkelerindeki bu pozisyona yönelik sert eleştiriler ve Avrupa kamuoyunun temsilcileri ve özellikle gazeteciler tarafından dile getirilen 'çifte standart' suçlamaları nedeniyle, özellikle militarist açıklamalarda bulunan Avrupa Komisyonu (AK) Başkanı Ursula von der Leyen dahil diğer Avrupalı ​​yetkilileri, çatışmalarla ilgili pozisyonlarını bir miktar yumuşattı.

Ancak ateşkes çağrısı yine de yapılmazken, Borrell ve Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, AK'nin sert açıklamalarını düzeltmek zorunda kaldı.

Filistin'e daha önce yapılması planlanan tüm yardımlar yeniden başlatılırken, İsrail'den uluslararası hukuka uyması istendi.