radyobir
radyobir

İsrail'de silahlanan sivillerin sayısı neden artıyor?

Şimon Mizrahi, dairesinin balkonundan iki şeritli, geniş bir yola işaret ediyor. Yolun karşı tarafında çocukların oynadığı bir sinagog var.

30 Mart 2023 06:12 | Kategori: Ortadoğu

Emekli Mizrahi, İsrail işgali altındaki Doğu Kudüs’te, uluslararası hukuka göre yasa dışı olarak kabul edilen bir Yahudi yerleşiminde, Neve Yaakov’da yaşıyor.

Filistinli bir militanın, silah seslerini duyduktan sonra aşağı inen oğlu ve gelini Eli ve Natali Mizrahi’yi öldürdüğü sinagogun dış kısmını gösteriyor.

Şimon, "Kavşakta durmuş, her yöne ateş açıyordu” diyor ve ekliyor:

"Zor, çok zor. Sanki gerçekten yaşamıyormuş gibiyim. Gecem gündüzüm yok. Yemek yiyemiyorum. Hiçbir şey hissetmiyorum.”



Eli ve Natali Mizrahi, Ocak ayında Doğu Kudüs'te düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldü.

Ocak ayında düzenlenen saldırıda 5 kişi daha ölmüştü. Bölgede yıllardır düzenlenen en kanlı saldırıydı bu.

Bu tür saldırılar, bazı İsrailliler arasında "devletin kendilerini korumadığı" algısını güçlendirdi.

Şimon da, "Başbakanı (Binyamin Netanyahu) suçluyorum. Ordunun, güvenliğin sorumlusu o. Onları suçluyorum” diyor.

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı İtamar Ben-Gvir’in kendilerini korumaları için silah edinmesini istedikleri kişiler, Mizrahi ailesi gibiler.

İtamar Ben Gvir, Kasım ayında yapılan genel seçim öncesi geçmiş hükümetlerin güvenlik sicilini eleştirerek ve sertlik yanlısı vaatlerde bulunarak, Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) Partisi'ne İsrail’deki sağcı koalisyonda yer buldu.

Ordunun yedek güçlerini silahlandırmak ve ateş açma kurallarını gevşetmek de Ben Gvir'in vaatleri arasındaydı.



Eli ve Natali Mizrahi'nin bedenlerini, cenazede aileleri ve arkadaşları taşıdı.

Filistinliler ve İsrailliler arasındaki şiddet olayları geçen yılın ilk yarısından itibaren arttı.

Filistinliler İsrail kentlerinde ölümcül saldırılar düzenlerken, İsrail ordusu işgal altına tuttuğu Batı Şeria’da gece saldırılarını sürdürdü.

Polis, Neve Yakoov’daki saldırıdan birkaç dakika sonra olay yerine ulaşıp kaçmaya çalışan saldırganı öldürmüştü.

Ocak ayındaki saldırının ardından, Ben-Gvir verilen silah ruhsatı sayısını ayda 2 bin dolayından 10 bine çıkartma, bekleme süresini de 6-8 aydan 2-3 aya indirme sözü verdi.

İsrail’de silah sahibi olma oranı düşük. Halkın yaklaşık yüzde 2’sinin silahı var.

Genelde herkesin bir tabanca sahibi olmasına ve 50 mermi bulundurmasına izin veriliyor.

Ancak Ulusal Güvenlik Bakanlığı'na göre silah ruhsatı başvurularının sayısı geçen yıl hızla arttı.

2021’de 19 bin başvuru yapılırken, 2002'de bu sayı 42 bin 236 oldu.



İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı İtamar Ben Gvir, Filistinlilere karşı daha sert bir tutumdan yana.

Kudüs’ün güneyindeki Krav poligonunda atış yapanlardan biri silah ruhsatı sahibi Hosha’aya Volman.

"Savunmasız kalmamak için silah taşıyorum. Hem kendimi hem de etrafımdakileri korumak için” diyor.

27 yaşındaki Volman, dindar bir Yahudi ve Batı Şeria’nın kuzeyindeki Kohav HaShahar’da yaşıyor.

İsrail’in silah sahipliğini düzenleyen sıkı kurallarına göre, ruhsatını elinde tutabilmesi için belirli bir beceri düzeyini koruması, fiziksel ve ruhsal sağlık testlerinden geçmesi gerekiyor.

Volman askerlik yaptıktan sonra silah edinmiş.

Ultra Ortodoks Yahudiler genelde askerlik yapmıyor ve silah sahibi olmuyorlar, dini ibadetlerini yerine getirmeye daha büyük bir önem veriyorlar.

Şimdiyse, İsrail’deki Ultra Ortodoks toplumun kendilerini korumaları için daha iyi silahlanmaları gerektiğini söyleyenler var.



Hosha'aya Volman, kendisini ve etrafındakileri korumak içi silah taşıdığını söylüyor.

'Daha çok silah daha çok cinayet demek'

Ancak işgal altındaki Batı Şeria’da kendi güvenliklerini kendi ellerine alan insanlar daha çok görülüyor.

Burada İsrail ordusuyla koordinasyon olmadığı için, Filistin Yönetimi’nin varlık göstermediği yerlerde, silahsız öz savunma grupları ve halk komiteleri, köylerin ve kasabaların güvenliğini organize ediyor. Bu siviller, geçtiğimiz aylarda bir biri ardına yaşanan örneklerin ardından, Yahudi yerleşimcilerin saldırılarından korkuyor.

İsrail işgaline direnen Filistinliler arasında da, yeni ve genç bir milis kuşağı ortaya çıktı.

İsrailli silah karşıtı Silahsız Mutfak Masaları adlı koalisyonun kurucularından Rela Mazali, sivillerin elinde daha çok silah olmasının, saldırıları önlediğine ya da kurban sayısını azalttığına yönelik herhangi bir kanıt olmadığını söylüyor.

"Geçtiğimiz yıllarda, kısıtlı sürelerde bu iddiayı izledik. Silah ruhsatlı sivillerin herhangi bir saldırıyı önlemesi gibi bir durum yok. İddia o kadar çok sıklıkla tekrar edildi ki doğru olduğuna inanıldı. Ama gerçekten destekleyen herhangi bir istatistik yok.”

Ve Rela aslında daha çok silahın daha çok cinayet anlamına geldiğini vurguluyor.

İsrail’de silahlı şiddetin, artan silah ruhsatı sayısıyla birlikte yükseldiğini ve kurbanların öncelikli olarak Filistinliler olduğunu söylüyor.

Ayrıca hem Filistinli hem de Yahudi kurbanlar arasında kadınların oranı yüksek.

Rela, "Kişisel güvenliği özelleştirmek yerine, ihtiyacımız olan iyi eğitimli, hızla devreye giren, sorumluluk sahibi, dikkatli, düşünceli ve İsrail’de sıklıkla görüldüğü gibi gerilimi artırmayan, durumu nasıl kontrol altına alabileceğini bilen bir güvenlik gücü” diyor.



Sitemiz yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm haklarının sahibidir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
YUKARI