Cumhuriyet’e operasyon kapsamında gözaltına alınan Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi, karikatürist Musa Kart, "Yıllardır bu ülkede yaşadıklarımızı karikatüre dönüştürmeye çalışıyorum. Ama inanın şu an kendim bir karikatürün içerisinde yaşıyorum, öyle hissediyorum” dedi.

Emniyet Müdürlüğü’ne giderken açıklama yapan Musa Kart, şöyle konuştu:

"Bugüne kadar FETÖ ve PKK ile ilgili yüzlerce, binlerce karikatür çizdim. Ama bugün öne sürülen gerekçeye baktığımızda gerçekten komiklik yaşıyoruz. Yaşanan gülünç bir durum. Bu baskılarla kimseyi korkutamayacaksınız. Bu tabloyu vicdan sahibi insanların kabul etmesi mümkün değildir. Dünyaya anlatamazsınız bunu. Sadece karikatür çizdiğim için bugün gözaltına alınıyorum. Şu anda gözaltına alınan 6-7 arkadaşımız var. Ben de teslim olmaya gidiyorum. Yazdığım, çizdiğim herkesin gözü önünde. Sabah saat 05.00 sıralarında evimi aradılar. Hukukçu arkadaşlarım gazeteye gelip, buradan gitmemin daha uygun olacağını söylediler. Bir karikatüristin gözaltına alındığı an, başkanlığın resmen ilan edildiği anlamına geliyor. Hepimize hayırlı uğurlu olsun, Tayyip Erdoğan’ın başkanlığı.”

Gözaltındaki Cumhuriyet yazarı Hikmet Çetinkaya, 40 yılı aşan meslek hayatında Fetullahçı yapılanmanın içyüzünü anlatan çok sayıda kitap ve makale yazmıştı.

Cumhuriyet gazetesine yönelik soruşturmada sabaha karşı evlerde arama yapılırken Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, yazarlar Hikmet Çetinkaya, Aydın Engin, Kadri Gürsel ve karikatürist Musa Kart dahil 15 kişi gözaltına alındı. Operasyonu eleştiren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, "15 Temmuz’da darbe girişimi oldu. Bu algıyı güçlendirmemiz gerekirken karşı darbeyle karşı karşıya kaldık” dedi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmada, ‘FETÖ ve PKK terör örgütlerine üye olmadan örgüt adına suç işledikleri’ ve ‘vakıf seçiminde usulsüzlük’ iddiasıyla Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarları ile imtiyaz sahibi Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyelerine gözaltı kararı çıktı. 18 kişinin gözaltına alınması için dün sabaha karşı evlere operasyon düzenlendi, 15 kişi gözaltına alındı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Cumhuriyet gazetesi ve imtiyaz sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yöneticilerine PKK/KCK ve FETÖ/ PDY terör örgütüne müzahir olduklarına, 2 Nisan 2013 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan vakıf üyeliğine seçim kararının usulsüz olduğuna, 15 Temmuz darbe girişiminden kısa bir süre öncesinde, darbeyi meşrulaştırıcı yayınlar yapıldığına dair iddia ve tespitler üzerine ‘FETÖ/PDY ve PKK/KCK terör örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’ suçlarından bir kısım şüpheliler hakkında 18 Ağustos 2016 tarihinde soruşturma başlatılmıştır. MASAK, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve bilirkişi raporları doğrultusunda soruşturma işlemlerine devam edilmektedir.”

Yazarı Aydın Engin, sağlık kontrolünden geçirilirken gazetecilerin "Neden gözaltına alındınız” sorusu üzerine, "Cumhuriyet’te çalışıyorum yetmez mi?” diye cevap verdi. Yakalama kararı çıkarılan eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, dün Twitter hesabından "Son kaleye saldırıyorlar” mesajı attı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, operasyonun ardından gazetenin Ankara Bürosu’nu ziyaret ederken özetle şunları söyledi: "Darbe fırsatçılığı yapıp toplumun aydın kesimlerini, düşünenleri susturmak, medya, sivil toplum üzerinde baskı kurmak gibi bir olayla karşı karşıya kaldık. 15 Temmuz akşamı bir darbe girişimi oldu. Darbeye karşı ortak tavır sergiledik. Bu algıyı güçlendirmemiz gerekirken bir karşı darbe olayıyla karşı karşıya kaldık. Parlamentodan alınan yetkilerle KHK çıkararak bir anlamda anayasal düzen değiştirilmek istendi. Eğer Türkiye bugün bu koşullarla karşı karşıya ise bunun sorumluluklarından birisi de Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) aittir.

Cumhuriyet her darbe sonrası en ağır bedeli ödeyen gazetedir. Yazarları da bedel ödemiştir. Demokrasiye ve özgürlüklere sahip çıkmak zorundayız. Bunun ön koşulu da hep birlikte Cumhuriyet’e sahip çıkmaktan geçiyor.”

Cumhuriyet gazetesi adına açıklamayı yazar Ayşe Yıldırım yaptı. Gözaltına alınan Cumhuriyet Gazetesi Vakfı Yönetim Kurulu üyelerinin isimlerini tek tek okuyan Yıldırım, "Gözaltı kararları büyük bir hukuksuzluk. Ve uydurma bir suç. Cumhuriyet gazetesinin FETÖ ile de PKK - KCK ile de bir işbirliği olmamıştır, olamaz da. Darbeyi meşrulaştırmak gibi komik bir suçlama, bunu yöneltenlerin ayıbıdır” dedi.

Eski Cumhuriyet Vakfı Başkanvekili Alev Coşkun: "Yaratılan siyasi baskı ve tehdit ortamından yararlanılarak Cumhuriyet Vakfı’nın kayyuma devredilmesine ve Cumhuriyet’in Cumhuriyetçilerce yönetilmesinin engellenmesine karşıyız. Cumhuriyet Vakfı’nda yapılan hukuka aykırı seçimlerle ilgili olarak hukuksal yollara başvurmuştuk. Yapılması gereken, usulsüz seçimden önceki yönetim kurulu üyelerinin davet edilerek vakıf seçiminin hukuka uygun olarak yapılmasının sağlanmasıdır.”

Güray Öz (Yazar-Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi)

Bülent Utku (C. Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi)

Eser Sevinç (C. Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi)

Hakan Kara (Yazar-C. Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi)

Hikmet Çetinkaya (Yazar-C. Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi)

Musa Kart (Karikatürist-C. Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi)

Mustafa Kemal Güngör (C. Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi)

Müslüm Özışık (C. Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi)

Önder Çelik (C. Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi)

Murat Sabuncu (Genel Yayın Yönetmeni)

Kadri Gürsel (Yazar-Yayın Danışmanı)

Aydın Engin (Yazar) m Bülent Yener (Eski Yönetim Kurulu Üyesi)

Turhan Günay (Cumhuriyet Kitap Genel Yayın Yönetmeni)

Günseli Özaltay (Muhasebe Müdürü)

Akın Atalay (İcra Kurulu Başkanı - Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi )

Can Dündar (Eski Genel Yayın Yönetmeni)

Nebil Özgentürk (Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi)

Evinde arama yapılan Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç, saat 10.00’da gazeteye geldi. Yaşı nedeniyle sadece evinde arama yapılan Orhan Erinç (80) özetle şunları söyledi: "Suçlamalara yanıt vermeyi dahi zul sayıyoruz. İfade için çağrıldıklarında her zaman gelebilecek yönetici ve yazarlara uygulanan bu işlemleri Cumhuriyet gazetesinin yayınına son verme girişiminin başlangıcı olarak görüyoruz. Böyle bir girişim, hukuk güvenliğini, basın özgürlüğünü ortadan kaldırır. Cumhuriyet gazetesi hiçbir darbe döneminde hiçbir güç tarafından nasıl teslim alınamadıysa, dün Fetullahçı savcı ve yargıçlarla ve onların emrindeki güçlerle nasıl mücadele ettiyse bugün de nereden ve kimden gelirse gelsin her türlü baskıyla sonuna kadar mücadele edecek güçtedir.”

Erinç polislerin evde telefonu ve tableti ile iki bilgisayarına el koyduklarını söyledi.

Cumhuriyet’e destek ziyaretinde bulunan CHP’liler arasındaki İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, hükümetin FETÖ’cüleri bırakıp muhalefete yöneldiğini savundu. Canpolat, "Burada amaç, Cumhuriyet gazetesini kayyuma teslim etmektir. Kayyuma teslim ettirmeyeceğiz” dedi. Canpolat, Cumhuriyet önünde demokrasi nöbeti başlattıklarını, her gün bir ilçe teşkilatının gazetede nöbet tutacağı söyledi. İlk nöbet bugün CHP Eyüp İlçe Başkanlığı’nın.

MHP Balıkesir Milletvekili İsmail Ok: "Bizler, terör örgütü ve uzantıları ile mücadele edilmesi ve bu mücadele esnasında hassasiyet gösterilmesi gerektiğine inanıyoruz. FETÖ terör örgütü yapılanması ile uzun yıllardır mücadele ettiğini bildiğimiz isimlerin, FETÖ operasyonu adı altında gözaltına alınması, olsa olsa FETÖ soruşturmalarını sulandırmak olur. Bu operasyonlar, sağduyu sahibi insanlarda olduğu gibi bizim de kafamızda soru işaretlerine neden olmuştur.”

Yönetici ve yazarları gözaltına alınan Cumhuriyet Gazetesi önünde bazı vatandaşlar sabaha kadar nöbet tuttu. Nöbet tutan vatandaşların bazılarının, gazetenin girişinde battaniyelere sarılarak uyuduğu gözlendi.Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Çağdaş Gazeteciler Cemiyeti (ÇGD), DİSK Basın-İş, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Sınır Tanımayan Gazeteciler’in (RSF) nöbet çağrısı üzerine yaklaşık 100 kişilik bir gurup gazete önünde nöbet tuttu. Nöbete CHP’liler, sivil toplum kuruluşu üyeleri, gazeteciler, sendika üyeleri ve vatandaşlar da katıldı. Nöbete gelenler battaniyeye sarılarak yerlerde yattı. Gecenin ilerleyen saatlerinde yoğun kalabalık dağıldı. Polisin çevresinde bariyerlerle güvenlik koridoru oluşturduğu Cumhuriyet Gazetesi’nde bekleyiş sürüyor.