radyobir
radyobir

"Devrimciler her zaman kaybeder"

Yarım asırdır ömrünü haksızlıklara adamış, gitarını savaşlara karşı kullanmış ABD'li aktivist/müzisyen Joan Baez, bu hafta İstanbul'da. Tarihe iz bırakan ilişkilerini, cümlelerini ve Gezi sırası heyecanını anlatmak içinse şimdi hattın diğer ucunda.

28 Haziran 2015 03:05 | Güncelleme :28 Haziran 2015 04:19 | Kategori: Kültür & Sanat

En son Uluslararası Af Örgütü’nden ‘Vicdanın Sesi’ ödülünü aldınız; Patti Smith sizi "Günümüzün Jan Dark’ı” diye takdim etti. Şimdi, daha mı anlamlı geliyor?

-  İyiyi, doğruyu isteyen, riskten korkmaz. Biz de korkmadık savaşmaktan, çarpışmaktan. İnsanın hoşuna gidiyor yalnız olmadığını bilmek. Aldığınız ödüller, kazandığınız anlamına gelmiyor ama. Devrimciler her zaman kaybeder. Doğanın kanunu böyle. 

Dönemin en aktivist, devrimci sesi olarak Gezi’yi nasıl okudunuz? 

- Gelin, tarihteki tüm insan hakları hareketlerini tek tek izleyelim; Gezi’deki zekâyı, kibarlığı ve mizahı başka hiçbirinde göremezsiniz. O kadar naif, temiz ve doğaldı ki hayranlıkla izlememek elde değildi. O dönem eski tüfekler sürekli birbirimizi dürtüp "Gördün mü, gördün mü” diye heyecanla izlediğimizi hatırlıyorum.

Dışardan izleyene ne öğretmiş olabilir? 

- Akıllı mizahın, keskin zekânın toptan tüfekten daha etkili olabileceğini...

Mizah genelde hafif bulunur; ciddiye alınmaz oysa...
 
- Martin Luther King’in en önemli ve bilinmeyen özelliği neydi biliyor musun? Espri anlayışı. Yakın çevresine sürekli takılır, hayatla ve herkesle dalgasını geçerdi. Komik, tatlı ve hafif bir insandı. Öyle olmayan biri, tarihin seyrini değiştiren bir hareketin öncüsü olamaz zaten.

Ferguson protestolarını izlerken "Biz bu filmi görmüştük” huzursuzluğuna kapıldınız mı? 

-  Asıl sebebine bakmak lazım. Gençliğimdeki ben, bugünkü halimi görse büyük ihtimal bir tarafıyla gülerek "hayatın boyunca iktidara, başkanlara güvenmemen konusunda seni uyarmıştım” derdi. Obama’nın ilk konuşmasından o kadar etkilenmiştim "Yeni bir Martin Luther King geliyor” diye  heyecandan yerimde duramamıştım. Kendisini Beyaz Saray’a uzak, sokağa yakın tutabilseydi her şey çok farklı olurdu. İnsan kurduğu hayalden nasıl bu kadar çabuk vazgeçebilir? Ben bu adamı anlamadım gitti.

Ne cevap verirdiniz genç Joan Baez’e? 

- Değişim için eline şans geçmiş insanlara sen de bir şans ver. Baktın olmuyor, hemen karşısına dikil. Ve bundan asla pişmanlık duyma. 

Bir davaya adanmış koca ömür... Arada "Keşke kendi hayatımı da yaşasaydım” demez mi insan? 

- En çok çocuğum büyürken yanında olmadığıma üzüldüm. Başka tercihim yoktu. Sokakta olmak zorundaydım. İnsanın içinden fışkıran bir dürtü bu. Çok sevdiğin evde can çekişsin, yine de arkana bakmadan gidersin savaşa. Gezi’nin kahramanları beni anlar.

Haklı bir gerekçeniz vardı ama... 

- Arada oğluma dert yanarken o da aynı şeyi söylüyor: "Anne farkında mısın dünyayı daha iyi bir yer yapmak gibi haklı bir mazaretin vardı!”

Hayatta en gurur duyduğunuz şey?

- Hâlâ hayatta kalabilmek...

Ali Tufan KOÇ (Hürriyet)

Sitemiz yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm haklarının sahibidir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
YUKARI