radyobir
radyobir

"Nusaybin'i temizlemeyen komutan FETÖ'cü çıktı"

Güvenlik Uzmanı Mete Yarar, Nusaybin'deki hendek operasyonunda 60'a yakın şehit verildiğini ancak ilerleme sağlanamadığını, başka bir komutanın görevlendirmesi ile hiç kayıp vermeden operasyonun sonlandırıldığını söyledi. Görevden alınan komutanın da 15 Temmuz'da darbeci suçlamasıyla tutuklandığını belirtti.

16 Ağustos 2016 08:40 | Kategori:

Güvenlik Uzmanı Mete Yarar, darbe girişimi ve öncesiyle ilgili Habertürk televizyonunda açıklamalarda bulundu. Yarar, darbe girişimi sebebiyle tutuklu olan tugay komutanı yönetiminde PKK'ya karşı yürütülen operasyonda 60'a yakın şehit verildiğini, bu komutanın görevden alınmasının ardından da tek bir kayıp vermeden Nusaybin operasyonunun tamamlandığına dikkat çekti ve şunları söyledi:

"22 Temmuz'dan sonra ben 10 bölüm program çektim, Nusaybin'de bütün çatışma bölgelerine de girdim. Tabii bunun bir kısmını o dönemde söyleme şansına sahip değildik... Nusaybin'le ilgili bir olay anlatayım; çatışmalar başladı ve ilk olarak bir tugay komutanı yönetiyordu. Bir tugay komutanı daha verildi. Bu ikisiyle ilerleme döneminde 60'a yakın şehit verdik ve ilerlenemiyor. O sırada, Hulusi Akar Paşa bölgede denetlemeler yaptı. Arkasından Tunceli'den tugay komutanı bölgeye gitti. Nusaybin üç sektöre bölündü. O general geldikten sonra, hiç şehit vermeden büyük bir bölümü temizledi. O temizliği yapmayanlar daha sonra, 15 Temmuz'dan sonra FETÖ'cü olarak tutuklandı.

O dönemde ben çekim için bölgeye gittiğimde, bütün valilikler ile görüşüyordum. Mardin Valisi o dönemki, rica etti dedi ki; 'Benim bölgemde çok büyük sıkıntı var, gelin topluma anlatalım.' Bir vali gerçekten de yardım istedi. Gittim, alana indik, alanda çekimler yaptık, bütün çatışma bölgelerini gezdim. Çıktık, çıkmak üzereyken telefon açtılar dediler ki Sayın Vali sizi görmek istiyor. Gittik yanına, misafir etti. Dedi ki, hem eski askersiniz hem çekim yaptınız, bir şey rica ediyorum, biz nerede hata yapıyoruz, bize söyler misiniz? Ben dedim ki, gıybet yapmam, iyileri söyleyeyim, söylemediğim yerde kötü bir şey olduğunu anlayın.

Bu vali arkasından, oradaki iki general tarafından potaya kondu, görevden alınması için. Bir tek vali kaldı, bütün ekip tutuklandı. Bizim o dönemde dost ateşi tabir edilen, yani karşı taraftan bir ateşle değil de kendi ateşinle ölen adamımız var mı diye sorgulama zamanı. İhanetin yalnızca o gün olmuş olması mümkün değil.

Dağlıca süreci sorgulanmamalı mı? İki tabur bütün bölgeyi temizledi. Toplam asker sayısı 100 kişi. O sırada o bölgede kaç asker var biliyor musun, söylemeyeyim rakamı."

"Ben şehit abisiyim diyor, mafya usülü infaz ediyorlar"

Yarar, 15 Temmuz'da TEM Daire Başkanı'nın koruma polisi olan Hasan Gülhan'in naaşının yer aldığı fotoğrafı gösterdikten sonra ise şu açıklamayı yaptı:

"Jandarma Genel Komutanlığı içinde Emniyet Daire Başkanı "bir konu var" diye çağrılıyor. İçeri gelince derdest ediliyorlar ve etkisiz hale getiriliyorlar. Normalde ne yaparsın? Etkisiz hale getirmişsin. TEM Daire Başkanı'nı başından vurdular. Koruma polisi olan Hasan Gülhan'la ilgili bir diyalog bana geldi. Yandaki karede yatan, şehit olan kardeşi Yılmaz Gülhan. 2001 yılında Kuzey Irak'tan dönen timlerin içinde görev yapan bir kardeşimizdi. Uçak düşünce o da şehit oldu. Konuşmalar içinde infaz emrini veren adam emri verdiğinde, Hasan Gülhan, 'Nasıl insanlarsınız, ben şehit abisiyim' diyor. Bir meslektaş olarak, şehidin kardeşi bize emanettir. Mafya usülü infaz ediyorlar. Biz kimle karşı karşıya olduğumuz anlaşılsın diye o fotoğrafı koydum."

Yarar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Marmaris'ta kaldığı otelin görüntülerini de gösterdi. Erdoğan'ın burada çalışma ofisi olarak kullandığı binanın içerde kim olduğu gözetilmeden tarandığını ve korumalarının burada yangın tüpü ile dövülerek öldürüldüğünü söyledi.

"Sizin gözünüzü kör etmek üzere talimat aldım"

Mete Yarar, darbe gününde ve öncesinde Gülen örgütünün ordudaki üst düzey komutanlara yönelik tutumunu ise şu sözlerle anlattı:

"Jandarma Genel Komutanlığı'nın kapısında albayın biri kolundan vuruluyor. GATA'ya gidiyor ama diyor ki, buradan sağ çıkamayabilirim. Sivil hastaneye gidiyor, kurşun yarasıyla. Yatarken bir görevli geliyor, kulağına eğilip diyor ki "yanlış yere geldiniz, burası cemaate yakın, ben sizin yerinizde olsam burada durmam." Tedavi olmadan çıkıp evine gidiyor.

Levent Göktaş Ergenekon'da bir numaralı sanıklardandı, yüksek şekerden gözünde arıza meydana geliyor. Hastaneye gidiyor, doktor kulağına eğiliyor diyor ki, 'Ben cemaate yakınım, sizin gözünüzü kör etmek üzere taliamt aldım ama ben yeminime sadık kalıyorum, size bir şey yapmayacağım'. diyor."

Sitemiz yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm haklarının sahibidir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
YUKARI