radyobir
radyobir

ABD'nin en cömert sahtekâr ressamı

Mark Landis on yıllardır ABD'nin çeşitli müzelerine ve sanat galerilerine sanat eserleri bağışlamış bir isim. Öteden beri varlıklı bir koleksiyoncu olarak isim yapan Landis'in bağışladığı tablolar, aslında kendisinin yaptığı kopyalardı. Bu tablolarından para almadığı için suç işlemiş sayılmadı; dolayısıyla hiçbir zaman yargılanmadı.

07 Nisan 2015 02:41 | Kategori: Kültür & Sanat

Amerikan tarihinin en verimli tablo kopyacılarından biri olan Mark Landis, "Bir müzeye tablo vermek suç değil, görüldüğü gibi. Bana kral muamelesi yapıldı. Birbiri ardından geldi bu işler ve işte tam 30 yıldır bunu yapmaya devam ettim. Size hiç kral muamelesi yapıldı mı? İnanın, gayet hoş birşey" diyor.
Landis'in tablo kopyacılığı 1980'lerin ortalarında, Kaliforniya müzesine, 20. yüzyıl Amerikan ressamı Maynard Dixon'a ait olduğunu söylediği bazı tabloları vermesiyle başladı.
"Annemi etkileyebilmek için..."
"Annemi etkileyebilmek için öylesine, bir anda yaptığım birşeydi. Televizyonda izlediğim, müzelere tablo bağışlayan varlıklı koleksiyonculara daima hayranlık duyardım." diyen Landis, şöyle sürdürüyor: "Müze, Maynard Dixon'ın çalışmalarını istediği için tablolarıma onun adını koydum. Bir kovboy ressamıydı, kütüphaneye gidip Kızılderililerin fotoğrafları bulunan kitaplara baktım ve bir kısmının kopyasını çıkardım. Müzeler kovboy tabloları istiyordu, ben de onu yaptım."
Landis ergenlik yaşlarında babasının ölümü ardından ruhsal bunalıma girmiş ve kendisine şizofren tanısı konmuş. Resim terapisi sırasında kopyalama yeteneği ortaya çıkmış.
İnanılmaz bir hızla tablo kopyalayabilen Landis, "Sahtekâr ressamların kimyasal maddeler vesaire ile karmaşık işler yaptıklarını herkes bilir. Bende o kadar sabır yok. Walmart veya Woolworth'dan alırım malzemelerimi ve en fazla bir iki saat içinde yaparım resmi. Televizyondaki film bitinceye kadar bitirememişsem, o tabloyu bırakırım" diye anlatıyor.
Landis kendisine zengin bir hayırsever süsü vererek 2008 yılına kadar Amerika'nın onlarca saygın kurumuna sahte eserler bağışladı. 2008'de de aynı niyetle Oklahoma Şehir Müzesi'ne gitti.
Kahveyle eskitme yöntemi
O dönemde yeni eserlerle ilgilenen müze kayıt görevlisi Matt Leininger, "Landis'in gerçekten garip bir resim koleksiyoncusu olduğunu düşünmüştük. Elden bize getirdiği ilk tablo Louis Valtat'ın bir suluboya eseriydi. Sahte olduğunu bilmediğimiz Valtat'ı çerçevelettik ve galerimizdeki Renoir tablosunun yanına astık. Daha sonra postadan 5 tablo daha çıktı" diyor.
Bunlar, 19 yüzyıl Fransız ressamları Paul Signac ve Stanislas Lepine'in eserlerine benziyordu.
Matt Leininger,"Signac hakkında biraz araştırma yaptım, Savannah Resim ve Tasarım Fakültesi'nin basın duyurusunda Mark Landis'in adı geçiyordu. Fazla düşünmedim üstünde ama Lepine'i arayıp Saint Louis Çağdaş Sanatlar Üniversitesi'nin basın duyurusunda da yine aynı isme rastlayınca, durumu anladım. Genel bir mesaj gönderdim. Bir saat içinde 20 kurumdan telefonla, e-posta yoluyla Landis'in kim olduğu, ne olup bittiği soruları geldi" diyor.
Leininger, Landis'in tablo kopyalama işini iyi yaptığını ama titizlikle incelendiğinde Sahtekârlığın ortaya çıktığını anlatıyor. Örneğin Landis'in 300-400 yıllık olduğunu söylediği, kırmızı tebeşirle yapılmış bir eserin yıpranmış, dağılmak üzere gibi görünen panosunu biraz deştiğinde, altından yeni ve bembeyaz yüzey çıkmış ve bayat kahve kokusu yayılmış. Leininger, Landis'in kullandığı malzemeye eski süsü vermek için kahveden yararlandığını söylüyor.



Sitemiz yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm haklarının sahibidir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
YUKARI